Soğuk algınlığına yol açan 200’den fazla virüs var

Güncelleme Tarihi:

Soğuk algınlığına yol açan 200’den fazla virüs var
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2008 00:00

Arada yüzünü gösteren güneşene aldanmayın, kış hastalıkları kapıda! Kış hastalıkları, genelde üşütmenin doğal bir sonucu gibi görülüyor. Halbuki bu mevsimdeki hastalık artışlarına zemin hazırlayan faktörler farklı. Kışın adeta mahkum olduğumuz kapalı ve kalabalık ortamlar, vücudumuzda meydana gelen bazı değişiklikler, kolay yayılan ve bulaşan farklı çok sayıda mikroba zemin hazırlıyor. Sadece soğuk algınlığına yol açan virüslerin sayısı bile 200’den fazla. Göğüs hastalıkları uzmanları Prof. Dr. Levent Tabak ve Dr. Elif Altuğ Kolsuk, kış hastalıklarıyla ilgili bilgi verdi.

Kış hastalıklarının çoğunluğu enfeksiyon, yani mikrobik. Havanın soğuması, hava kirliliğinin artması, toplu ve sıkışık ortamlarda yaşanılması, özellikle çocukların maruz kaldığı soğuk algınlığının sürekli bulaşması sonucunda hastalıkların görülme sıklığı artıyor. Vücuda etki eden değişiklikler sonucu, enfeksiyon ve alerjik reaksiyonlara eğilim artıyor. Metabolizma tüm bu gelişmelerden olumsuz etkileniyor. Dolayısıyla da mikroplar kolayca vücuda girebiliyor. Soğuk algınlığı, nezle, grip, akut bronşit, sinüzit, zatürree akla ilk gelen kış hastalıkları.

SOĞUK VÜCUDU ZAYIFLATIYOR AMA BAŞKA FAKTÖRLER DE VAR

Yine bu mevsimde vücut direncini kıran değişiklikler, hastalığa davetiye çıkarıyor. Bu değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz:

á Sıcak havalara göre fiziksel stresin daha fazla görülmesi

á Soğuğa bağlı olarak cildin kuruması

á Burun ve ağız içini döşeyen mukoza dokularının kuruması

á Koruyucu mekanizmaların iyi çalışamaması

á Beslenmede daha ağır ve sağlıksız besinlere yönelim

á Hareketsizliğin artması

HASTALANMAMAK İÇİN NELER YAPMALI

Kış hastalıklarından korunmak, hastalığa yakalanan varsa diğer aile fertleri arasında yayılmasını engellemek için alınabilecek bazı basit önlemler var:

á Özellikle hastalığın ilk birkaç günü, soğuk algınlığı olan kişilerden uzak durun.

á Soğuk algınlığı veya grip olan kişiyle temastan sonra ellerinizi yıkayın.

á Hasta eğer çocuksa, oyun sonrası oyuncaklarını yıkayın.

á Fark etmeden ellerinize mikrop bulaşmış olabilir. Parmaklarınızı burun ve gözlere sürmeyin.

á Herkes kendi havlusunu kullansın.

á Sinüslerinizin kurumaması için yaşadığınız ortamın nemine dikkat edin.

á Gripten en iyi korunma yöntemi grip aşısı. Tam zamanı, aşınızı olun.

á Başkalarını korumak için de öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burnunuzu mendille kapatın. Mendili çöpe atın ve ellerinizi yıkayın. Astım veya kronik akciğer hastalığı gibi rahatsızlıkları bulunan duyarlı kişilerden uzak durun.

6 YAŞINDAN KÜÇÜK ÇOCUKLAR YILDA 6-8 KEZ HASTALANIYOR

Kreş, yuva, hazırlık sınıflarında çocuklar sık sık hasta olurlar. Henüz bağışıklık sistemi tam gelişmemiş 6 yaşından küçük çocuklar, yılda 6-8 soğuk algınlığı atağı geçirebilir.

200’den fazla virüsün soğuk algınlığına neden olduğunu göz önüne alırsak, gerek çocuk gerekse yetişkinlerin neden defalarca hastalandıklarını daha kolay anlayabiliriz.

Çocukların özel durumundan kaynaklanan bazı sorunlar da bu sıklıkta etkili. Öncelikle birçok hastalık etkeniyle karşılaşmadıkları için bunlara karşı henüz bağışık değiller. Temizlik ve hijyen kurallarına iyi uymamaları da önemli bir etken. Tabii yuva gibi kalabalık ortamlar ve çocukların birbirleriyle yakın temasları, hastalanma sıklığının en önemli nedenlerinden. İlköğretim çağında ise hastalık sıklığı azalıyor. Çünkü çocuk o yaşa gelinceye kadar soğuk algınlığı yapan bu virüslerin çoğuyla karşılaşmış ve bağışıklık kazanmış oluyor.

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayper Somer, "Soğuk algınlığı ile nezle, sıklıkla sonbahar ve kış aylarında, yani havanın soğuduğu dönemlerde görülür. Çünkü hastalığa neden olan virüsler bu dönemde aktifler. Buna karşın soğuk havanın, bizzat soğuk algınlığına neden olduğu kanıtlanamıyor" diyor.

ANTİBİYOTİK SOĞUK ALGINLIĞINDA BİR İŞE YARAMIYOR

Sık yapılan hatalardan biri de soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin kullanılması. Halbuki antibiyotikler virüslere karşı etkili değil. Üstelik gereksiz ve aşırı antibiyotik kullanımı sonucu mikroplara karşı direnç gelişiyor. Bu da antibiyotiklerin etkisini azaltıyor. Prof. Dr. Somer, "Soğuk algınlığı ilaçları, belirtilerde kısa süreli rahatlama sağlıyor. Ancak tedavi edici değiller" diyor.

NEZLE VEYA GRİP OLAN ÇOCUKLARA KESİNLİKLE ASPİRİN VERMEYİN

Soğuk algınlığının kesin tedavisi yok. Uygulanan tedaviler belirtilere yönelik. En iyi tedavi, evde dinlenmek ve bol sıvı almak. Gerek çocuklar gerekse büyüklerin aşırı giyinmekten kaçınması, sigara dumanından uzak durması da şart. Prof. Dr. Somer, "Öksürük şurupları, boğaz spreyleri yarar sağlayabilir. Burun tıkanıklığını ve akıntısını azaltıcı psödoefedrin içeren şuruplar, burun damlaları veya antihistamin ilaçları, tuzlu su spreyleri, nemlendiriciler bazı hastalarda işe yarayabilir. Yüksek ateş ve boğaz ağrısı için parasetamol veya ibuprofen içeren ilaçlar kullanılabilir. Çocuklarda nezle ve grip sırasında aspirin kesinlikle kullanılmamalı. Reye sendromu adı verilen ve karaciğer yetersizliğine neden olan bir durum gelişebilir" diyor.

YÜKSEK ATEŞ VARSA MUTLAKA DOKTORA GİDİN

Soğuk algınlığı veya nezle genellikle evde tedavi edilir. Ancak, çok yüksek ateş (39 C derece ve üzeri), şiddetli baş ağrısı, ense ağrısı veya ensede sertleşme, bulantı, kusma, nefes almada zorluk, göğüs ağrısı, dalgınlık, döküntü gibi ciddi bulguların varlığında mutlaka doktora başvurmak gerek. Ayrıca ufak çocuklarda ve diyabet, kalp hastalığı, kanser gibi başka bir hastalığın varlığında, bu belirtiler gelişmeden önce de bir doktora danışmakta yarar var.

C vitamini efsanesi

Sonbahar kış aylarında, hastalıktan korkan, en ufak bir belirti yaşayan C vitaminini kalkan olarak kullanmaya çalışıyor. ABD’de yapılan 3 çalışmada yüksek dozda verilen C vitamininin (büyük çocukta 1000 mg üstü, küçük çocukta 500 mg üstü) nezlenin süresi veya şiddeti üzerine etkili olmadığı gösterildi. Sonuçta, sanılanın aksine C vitamini soğuk algınlığından korumuyor veya çabuk iyileştirmiyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!