ŞİŞMANLIK AYIP MI?

Güncelleme Tarihi:

ŞİŞMANLIK AYIP MI
Oluşturulma Tarihi: Eylül 05, 2005 17:54

Sevgili Serdar, politikacılar ağzından çıkanları iyi tartmalı. Üstelik ağzından çıkanları kulakları iyi duymalı. Hele hele daha sonra özür dileyecek lafları ağzına almamalı. Ne var ki ister kalkınmış; ister sanayileşmesini tamamlamış, isterse yarı kalkınmış ya da kalkınmakta olan ülkelerdeki politikacılar sık sık gaf yapıyorlar.

Tabii politikacı yanlış laf edince toplum yadırgamakta geri kalmıyor haklı olarak.

İnsanların renkleri, dilleri, dinlerini dile getirerek ayrımcılık yapmak nasıl ki zorlaşmış ve tartışılmaz hale gelmişse, kişilerin zayıflığı, şişmanlığı, uzun ya da kısa olmaları da eleştiriden uzak tutulmalı artık.

Na yazık ki, Kültür ve Turizm Bakanı Koç, bir atama yüzünden karışan tiyatro camiasını karşısında almaktan geri durmuyor. Balerinlerden, dramadurglara, oyuncusundan ışıkcısına ve sanatçısına kadar hemen her kesimi hedef almaktan adeta zevk duyuyor.

Şimdi de “Balerinler arasında 110 kilo olan sanatçı var” demiş.

Yani 110 kiloluk balerin olur mu sorusunu gündeme getirirken, kilolu sanatçılara hiç de hayat hakkı tanımak istememiş.

Bir kere hangi sanatçı olursa olsun, yıllarını eskitttiği mesleğinde kimbilir hangi oyunlarda kimbilir kaç yıl meşakkatle hizmet vermiştir. Belki bir çok eserde başarılı rollere imza attığı için ödül bile almıştır.

Ama bir gün gelmiş yaşlanmış ve kilo almış olabilir. Kilolu olduğu için emekliliğini isteyecek hali yok. Ya da istifa edip köşeye çekilmesine gerek yok.

Bale sanatı tabii ki sanatçılar için özel vücut ölçülerini gerektirir.

Hatta aktif balerinlik dönemi de sınırlı ve kısıtlıdır. Dünyanın her yerinde 30 yaş üstündeki balerin ya da baletlerin artık başrol, ya da aktif rol aldıkları eserlere pek rastlanmaz.

Ama sanatçılıkları devam eder. Devam eder ve o yaş gurubunda, ya da fizik durumlarına göre, sahneye konacak eserlerde her an rol alabilirler.

Ben şahsen biliyorum, 60 yaşında hâlâ eserlerde rol alan balerinler kadrolarını koruyorlar, verilen rollerde sanatçılıklarını sürdürüyorlar.

Kilo almış olabilir ama hocalık yapmasına engel yoktur.

Sahnede sakatlanmıştır ama sahne arkasında görev alabilir.

Ne bileyim amansız bir hastalığa yakalanmıştır ama evinde çalışarak oyuna katkıda bulunabilir. İnsanlık hali bu.

Bir sanatçıyı her an harcayabilirsiniz. Her an karalayabilirsiniz. Her an meslekten soğutabilirsiniz.

Ama aynı düzeyde sanatçı yetiştirebilmek için yıllar gerekir.

Sayın bakan da gençken belki de tığ gibiydi. Ama gördüğümüz kadarı ile şu anda ceketinnin düğmelerini kapatamayacak kadar kilolardan nasibini almış.

Şimdi kalkıp “Sayın bakan terzinizi değiştirin” mi diyelim?

Yoksa yalakalık yapıp “Sayın bakanım ceket düğmanizin kapanmaması sizin değil ceketin potundan kaynaklanıyor” mu diyelim?

Keşke ceketin potu olsaydı da, bakanımız pot kırmasaydı.

Ama nerdeeee….

Sevgiler,

Sezai

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!