Sinema

Güncelleme Tarihi:

Sinema
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2006 00:00

Borat’ın espri anlayışı bakalım bizde tutacak mı

Borat: Cultural Learnings of America for Make Benefit Glorious Nation of Kazakhstan

Yön:
Larry Charles

Oyn: Sacha Baron Cohen, Ken Davithian, Luenell

Bazılarının komedinin yeni ilahı ilan ettiği, bazılarının fazlasıyla itici bulup komedinin pornosunu yapmakla suçladığı, Kazakların ise linç etmek için ülkelerine davet ettikleri Sacha Baron Cohen’in merakla beklenen filmi vizyonda.

MTV’de yayınlanan "Da Ali G Show" adlı şovu ve internette salgın hastalık gibi yayılan skeçleriyle fenomene dönüşen Cohen’in, gişe rekorlarını altüst eden filmi Borat’ın öyküsü kısaca şöyle:

Televizyoncu Borat, ana yurdu Kazakistan’ı bırakıp "büyük" Amerikan halkının yaşamına dair bir belgesel çekmek amacıyla yola çıkar. Bir süre insanların hayatını inceledikten sonra, aklını daha çok buraya nasıl yerleşebileceği üzerine yormaya başlar. Bu arada Pamela Anderson’la evlenmeyi de aklına koymuştur...

Borat, sadece Kazaklar’la dalga geçmiyor, Amerikan kültürünü geniş bir yelpazede ti’ye alıyor. Bu geniş yelpazenin içine gay’ler, lezbiyenler, Yahudiler, siyahlar, feministler, milliyetçiler gibi birçok grup giriyor. Filmdeki espriler, kimilerinin midesini bulandıracak kimilerini ise gülme krizine sokacak boyutta kalın bir çizgiyle ikiye ayrılıyor. Borat, tartışmasız Türkiye’de de büyük yankı uyandıracak. Filmin imdb kullanıcılarından aldığı 8.1 notu bu ilgiyi fazlasıyla özetliyor.

Muharrem’in kayboluşu

Takva

Yön: Özer Kızıltan

Oyn: Erkan Can, Güven Kıraç, Meray Ülgen, Öznur Kula


Muharrem, 1863 Balkan Savaşı’nda İstanbul’a göçmüş Arnavut bir ailenin son ferdidir. Babasının arkadaşına ait çuvalcı dükkánında, 11 yaşından beri aynı işi yaparak 45 yaşına kadar gelmiştir. Annesi ve babası öldükten sonra Muharrem’in küçük dünyası iyice küçülmüş, nerdeyse tek başına kalmıştır. Haftada bir gittiği İslami tarikatın tevazu, haddini bilmek ve tevekküle uymak gibi öğretileriyle kendisini örtmüş, böylece mutlu olmayı başarabilmiştir. Cinsel yaşamındaki başarısızlığı ise "uçkuruna sahip olmak" olarak görmeyi tercih etmektedir. Muharrem’in hayatı, tarikata ait taşınmaz mülklerin gelirlerini takip etme görevini üstlenmesiyle, yani gerçek hayatla irtibata geçmesiyle altüst olur.

Toronto Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü alan, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi 2. Film, En İyi Senaryo, En İyi Erkek Oyuncu dahil dokuz ödül birden kazanan Takva, sarsıcı öyküsünün yanı sıra sinema estetiğiyle de büyük övgüleri hak ediyor. Mekán ve ışık kullanımlarındaki titizlik yerli sinema standartlarının çok üstünde. Filmde ayrıntılara verilen önem ise şaşırtıcı boyutlarda. Oyuncuların sakalları bile sünnete uygun tıraş edilmiş. Büyük tartışmalar yaratan zikir sahneleri, tarikatlarda yapılan uzun provalardan sonra perdeye taşınmış. Ama bizce filmin asıl kahramanı Erkan Can. Antalya’da En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan usta oyuncu, bir kez daha sinemamızın büyük yeteneklerinden biri olduğunu kanıtlıyor.

Yıl 2027, kadınlar doğurganlığını yitiriyor

Children of Men

Yön:
Alfonso Cuaron

Oyn: Clive Owen, Julianne Moore, Michael Caine, Chiwetel Ejiofor


Dünya, 2027: Gelecek için umut, gittikçe önemini kaybetmektedir. Son doğan bebeğin üzerinden neredeyse 19 yıl geçmiştir. Çoğu insan kaçınılmazı benimsemeyi seçip, ayrılıkçılığın, kanunsuzluğun ve nihilizmin içine çekilirken, diğerleri birleşik bir gezegen ve yavaş yavaş azalan nüfus için mücadeleye devam eder. Büyük Britanya, şiddetli iç çekişmeler yaşamakta, bir yandan da kıyıları yasadışı mülteci istilasına uğramaktadır.

Saygın İngiliz yazar P. D. James’in kötümser romanından uyarlanan Son Umut, "Kadınlar doğurganlığını yitirirse ne olur?" sorusuna yanıt arıyor. Tabii film, salt bu karamsar sorundan hareket etmiyor. Günümüz rejimlerinin insanoğlunu nasıl bir felakete sürüklediğinin altı da çiziliyor. Oyuncu kadrosu gerçekten göz kamaştırıcı. Ancak film asıl gücünü geleceğe dair soğuk hiçlik duygusundan alıyor. Filmde, umut yok mu? Tabii ki var ama buna inanmak yine size kalıyor. Filmin çekimleri de sarsıcı. Erkan Can’ın ardından haftanın bir diğer oyunculuk şöleni Clive Owen’dan geliyor.

Bir Grange uyarlaması daha

The Stone Council

Yön:
Guillaume Nicloux

Oyn: Monica Belluci, Moritz Bleibtreu, Catherine Deneuve, Sami Bouajila


Evlatlık oğlu Liu-San’ın neredeyse hayatını kaybetmesine neden olacak bir kaza geçirmesinden sonra Diane, aklını kaçıracak noktaya gelir. Günlerce korkunç kábus ve halüsinasyonların etkisi altında kalır. Çocuğun bir mucize sonucu kurtulması ve iyileşmesi Diane’i tuhaf düşüncelere iter. Gerçekten Liu-San kimdir? Nereden gelmiştir? Göğsündeki tuhaf izin anlamı nedir? Evlatlık olarak verilmesinde Asko Vakfı’nın rolü nedir?

Taş Meclisi, Kızıl Nehirler romanıyla adını duyuran, fantastik gerilim türünün yetenekli kalemlerinden Fransız yazar Jean-Christophe Grange’nin aynı adlı romanından uyarlandı.

Anne şefkatinin her şeyden güçlü bir duygu olduğunun anlatıldığı film, Monica Belluci ve Catherine Deneuve gibi iki güzeller güzeli kadın oyuncusuyla dikkatleri çekiyor. Daha önceki Grange uyarlamaları Kızıl Nehirler ve Kurtlar İmparatorluğu hem yazarın hayranlarını hem de sinema tutkunlarını pek tatmin etmemişti. Umarız bu sefer Grange’nin hakkını veren bir uyarlama perdeye yansır.

Hewitt’lerle ilgili pek çok sorunun cevabı bu filmde

The Texas Chainsaw Massacre: The Beginning

Yön:
Jonathan Liebesman

Oyn: Jordana Brewster, Taylor Handley, Diora Baird


Hollywood’da son trend başarılı serileri başa sarmak. Bu trendin en son örneği, gerilim sinemasının unutulmazlarından biri olan Teksas Katliamı. Teksas Katliamı: Başlangıç, adından da anlaşılacağı gibi 1974 yapımı ilk filmin öncesine gidiyor. Bir diğer deyişle Hewitt klanının eğlenceden anladıkları psikopatça yaklaşımın köklerine iniliyor.

Öykü kısaca şöyle: Sene 1969. 18 yaşındaki Dean Hill askere çağrılır. Dean henüz yoklamaya gidemeden, ağabeyi Eric Vietnam’daki görevinden döner. İki kardeş yanlarına sevgililerini de alıp savaştan önce son bir eğlence için Teksas’a giderler. Ancak onları kana susamış sadist bir aile beklemektedir.

2003 yapımı yeniden çevrim Teksas Katliamı, beklenen başarıya ulaşamamıştı. Ancak bu sefer özünde merak uyandıran bir yapımla karşı karşıyayız. Çünkü filmde, Teksas Katliamı fanatiklerinin merak ettiği birçok soruya yanıt veriliyor. Örneğin Monty Amca’nın iki bacağı neden kesikti? Hoyt’un neden dişleri yoktu ve nasıl şerif olabilmişti? Ve elbette, Leatherface’in üzerine giydiği o korkunç derilerin özelliği neydi? Tüm bu soruların yanıtları sinemada sizleri bekliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!