Şımarık bir kadınım

Güncelleme Tarihi:

Şımarık bir kadınım
Oluşturulma Tarihi: Haziran 15, 1999 00:00

Haberin Devamı

Hülya Avşar, pek çok yönüyle topluma örnek biri olduğunu düşünüyor. Halkın kafasındaki sanatçı imajını olumlu yönde değiştirdiğine inanan Hülya Avşar, şımarıklığı konusundaki eleştirileri de ‘‘Yakışsa da, yakışmasa da ben şımarık bir kadınım. Yapacak bir şey yok’’ sözleriyle cevaplıyor.

Hülya'da megalomanlık had safhada galiba.

‘‘Sanat hayatına başladığımdan beri hep kendi düşüncelerime, inandıklarıma göre hareket ettim. Senaryolardan özel yaşam tarzıma kadar. Kendi ekonomik özgürlüğümü kendim kazandım, hiçbir şekilde kimseyi aldatmadım. Nerede, ne zaman nasıl davranılması gerektiğini bilen bir insanım. Hayatımın hiçbir bölümünde, hiçbir şekilde ayıp ettiğime inanmıyorum. Herşeyim ortadadır benim. Türk Sineması'nda Avrupa çapında tek ödül alan oyuncu benim. Sinemadan gelip de on küsur seneyi aşkın sahnede zirvede kalan tek sanatçıyım. Televizyonda dört seneden beri programımı devam ediyorum, bunu kadın olarak imza atan biri daha var mı? Bütün bunlar benim özelliklerimden dolayı oluyor. Natürel oluşumdan, insanlara samimi davranışımdan her şey çok düzgün gidiyor. Çünkü herkes bende kendinden bir parça buluyor. Sanatçı deyince sadece sahneye çıkan, sabahlara kadar gece kulüplerinde gezip içen, hatta uyuşturucu kullanan bir imaj vardı kafalarda. Ben sanatçının da sabah 08'de kalkıp işlerini yapan, sporunu aksatmadan sürdüren biri olduğunu kanıtladım, örnek oldum. Doğumdan dört ay sonra 26,5 kilo verip eski kiloma döndüm. Birçok insanı spora özellikle tenise heveslendirdim. Bütün bunlar az buz şeyler değil. Allah'tan isteğim güzel yaşlanmak. Şişkolaşmış, kendini bırakmış biri olmayı asla istemem. Benim de turşumu kurmayacaklar, ayrıca yavaş yavaş yoruluyorum bazı şeylerden. Biraz da benden sonra gelecek insanları seyretmek istiyorum. Akıllı insanları severim, hatta akıllıların yaptıkları kötü şeyleri bile seyrederim.’’

KENDİ KENDİNE YETMEK

Eski apartman komşum Hülya Avşar'da ne büyük değişmeler var böyle.

‘‘Yaşadığım zorlu yıllardan kendime büyük dersler çıkardım. Her zaman ciddiyetini koruyacaksın, kimseyle laubali olmayacaksın. sadece yaptığın işe dikkat edeceksin, kimsenin söylediği lafı dinlemeyeceksin. Kafa olarak tek başına yaşayacaksın işinde. Daha da önemlisi kendi kendine yetmesini bileceksin, onu anladım. İnsanın başına ne geliyorsa çevresinden geliyor, yakın arkadaş kazığı bile yiyorsun. İşte bunları uyguluyorum ben. Boş durmayacaksın, okuyacaksın, yazacaksın, faydalı şeyler yapacaksın. Zehra'ya bir piyano aldım, o çalmadan önce benim öğrenmem lazım, onun için derslere başlıyorum. Bence bir şov kadını olarak her türlü dansı bilmem gerekiyor, onun için ağustos ayında dans derslerine başlayacağım.’’

Bunların hepsi pek iyi, pek güzel ama bir de şu şımarık halleri olmasa.

‘‘Süsoy'cuğum yakışsa da, yakışmasa da ben şımarık bir kadınım. Ne yapayım, yapacak bir şey yok. Ben şımarıklığı oynamıyorum, gerçekten öyle biriyim hayatım.’’

Pes doğrusu! Vallahi siz siz olun artık bu Hülya Avşar'la uğraşmayın. Bana bile ne nanik yapmadığı kaldı, ne de bilek güreşinde yenmediği.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!