Sıla’nın yakışıklı ağası

Güncelleme Tarihi:

Sıla’nın yakışıklı ağası
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2007 15:59

Yeni yeni yıldızlar, onlardan beslenen taptaze polemikler.

Yine de ben dizi izlerken ‘star’lardan ziyade, yan rollerde gördüğüm eski Yeşilçam emektarlarına takılı kalıyorum.

Bu zamana kadar nerelerdeydiler? Ne yer ne içerlerdi? Şimdi yine iyi de, ya dizi bittikten sonra ne yapacaklar? Sıkılıp, üzülüyorum. Onlar ekrana her geldiğinde iç çekince, dizi keyfi de olamıyor pek.

Gazetelerin yoğun ısrarı üzerine (Her biri kendi yayın grubunun yayınladığı diziyi öve öve bitiremiyor. Tüm Türkiye o diziyi konuşuyor oluyor...) iki tane seçtim kendime: Sıla ve Binbir Gece.


Binbir Gece’yi çok anlayabildiğimi söyleyemeyeceğim. Herhalde ne olduysa ilk bölümlerde oldu ki, ben diyalogları daha çok Meksika dizilerine benzettim. O kadar yavaş ki, iki karakter oyuncusunun birbirlerine kahve hazırlaması bile, benim kardeşime hazırlamamla eş sürede gerçekleşiyor.

Ama başrol oyuncusu Şehrazat’ın ortadan ayırıp, sımsıkı topladığı saçlarıyla bir trend yarattığını gözlemlemek güç değil. Ekranda bir dolu Şehrazat kadın var şimdiden. Biri onlara saçı ortadan ayırmanın her kafa yapısına gitmediğini hatırlatmalı!

/images/100/0x0/55eb0bd3f018fbb8f8a784b6
Sıla’ya gelince...

Beğendiğimi söyleyebilirim. Konu olarak töre cinayetlerini, berdeli seçmesi, oyuncu kadrosunda (başroller dışında) tiyatro ve sinemadan bildik yüzlere yer vermesi (çok bildikler, yani iş buluyorlar, bu yüzden fazla ah da çektirmiyorlar...) hoş. Ancak, madem misyon olarak böyle ciddi bir konuyu seçti, neden aşkı bu kadar öne çıkardı?

Açıkçası beni rahatsız etti, berdelin, törenin ağırlığını hafifletti.

Sonuçta genç bir kızın berdelle evlendiği erkek, hem güçlü bir ağa (aynı zamanda okumuş), hem de genç ve yakışıklı. Yetmedi; dürüst, sevgi dolu, kibar, duygusal bir adam.

Yani sorarım size bir kadın daha ne ister?

Keşke şöyle kara kuru, kirli sakallı, dökük dişli, kaşınan, kaba saba bir işsize verselerdi kızı da o zaman ekran başındaki genç kızlar, genç kız babaları, annelerinin içi bir kez de oradan acısaydı.

Şimdi bakıyorlar, bakıyorlar ekrana: “Eee fena mı olmuş yani, güzel kız, berdel sayesinde gerçek aşkı bulmuş!” diyorlar.

Şenay

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!