Sibel Can’dan önce davrandım

Güncelleme Tarihi:

Sibel Can’dan önce davrandım
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 2010 00:00

Suzan Aktay yıllarca birçok ünlü sanatçının alt kadrosunda sahne aldı. ılkokuldayken başlayan müzik tutkusu, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndaki eğitiminin ardından, tesadüfen gittiği New York’ta da devam etti. Hayali er ya da geç bir albüm çıkarmaktı. Bunun için çok çabaladı ve sonunda “bu benim mucizem” dediği maxi single’ı “Mucize”yi tamamladı. İşte, Aktay’ın mucizesi...

Haberin Devamı

Müzik dünyasına “Mucize” ile çok ani bir giriş yaptınız. Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Bu müzik sevdası ne zaman başladı da albüm çıkarmaya karar verdiniz?

- Bendeki müzik tutkusu yeni değil... Klasik olacak ama daha ilkokuldayken öğretmenim tarafından keşfedildim. Her ders sonunda bana mutlaka bir şarkı söyletiyordu. Sonra bir gün “Seni çocuk korosuna yazdıralım” deyip Akbank Çocuk Korosu’na yazılmama vesile oldu. ılk konserimi solist olarak 11 yaşımda, AKM’de verdim. Lisedeyken de arkadaşlarla bir grup kurduk, hafta sonları bir mekanda sahne alıyorduk. Liseden sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı şan Bölümü’ne girdim. Çok geçmeden İstanbul Boğaziçi Orkestrası adında bir gruba katıldım. O grupla Kayahan, Nilüfer, Hülya Avşar gibi sanatçıların alt kadrolarında çıktım.

Müzik aşkı baskındı, bu piyasaya adım da atmıştınız, ama bildiğim kadarıyla her şeyi öylece bırakıp Amerika’ya gittiniz...

- Öyle oldu. O yol hikayesi aslında çok ilginç... Kader gibi bir şey... Kaynağı duygusal sebeplerdi, sonra bir piyango vurdu ve kendimi Amerika’da buldum.

GREEN CARD PİYANGOSU                        

Nasıl yani?

- 1998’de ilk ve en büyük aşkımı yaşadım, sonu aynı oranda büyük bir hayal kırıklığıydı. ışte o sıkıntılı dönemde erkek kardeşim kendisi, ben ve kız kardeşimiz adına Green Card’a başvuru yapmış. Bundan haberim bile yoktu. Bir gün bana bir zarf geldi. Fransızca eğitim aldığım için ıngilizce bilmiyorum. Zarfı alıp doktoruma götürdüm, okudu ve “Sen Green Card’a başvurmuşsun” dedi. şaka sandım. Aslında çok güzel bir zamanlamaydı. O sıralar Darüşşafaka Spor Kulübü’nün halkla ilişkiler müdürüydüm. Aklımda sürekli işletme eğitimi almak vardı, İngilizce öğrenmek de istiyordum. Bavulumu toplayıp San Francisco’ya gittim.

Büyük cesaret...

- Evet, gerçekten cesaret işiydi. ılk günler çok zor geçti, sürekli ağlıyordum. Derken bir iş için üç günlüğüne New York’a gittim ve Manhattan’a aşık oldum. “Ben burada kalmalıyım” dedim. Çok geçmeden de bir Türk restoranında program yapmaya başladım. Bir yıl kadar sabah okula gidip ıngilizce eğitimi aldım, bir yandan büyük otellerin catering’ini yapan bir firmada çalıştım, hafta sonları da sahneye çıktım.

Zorlu bir maraton...

- Evet, ama müzik benim için bir terapiydi. şarkı söyleyerek ayakta kaldım. 15 yıldır da sahnelerdeyim.

BU ALBÜM EN BÜYÜK HAYALİMDİ

Albüm nasıl doğdu peki?


- Albüm zaten hep aklımdaydı, hatta en büyük hayalimdi... Ama her şeyin bir zamanı var... O zamanın gelmesini bekliyordum.

Zamanın geldiğini nasıl anladınız?

- Bülent Özdemir’i bilirsiniz, “Cennet” ve “Lale Devri” gibi hitlerin yaratıcısı... Beş yıllık dostumdur. Bir gün onunla konuşurken “Sana bir şarkı dinleteceğim” dedi ve sözleri Ulaş Ay’a ait “Mucize”yi çaldı. şarkıyı çok beğendim. Daha önce Sibel Can bu şarkının demosunu söylemiş. Bir televizyon programında da seslendirmiş. Ama muvaffakatnameyi imzalayıp şarkıyı satın almamış. Erken davrandım ve “Mucize” bana kısmet oldu.

Paylaşılamayan bir şarkı olmuş anladığım kadarıyla...

- Evet, öyle denebilir... Çünkü gerçekten çok güzel bir şarkı. Daha ilk dinlediğimde bayıldım, bana vermesi için Bülent’e yalvardım. Sibel Can gibi güçlü bir sesin okumak istediği şarkıyı yorumlamak da beni onore etti. Ama hayranları bu duruma tepki gösterdi.

Ne tepkisi?

- Bazı hayranları, şarkıyı bana verdiği için Bülent Özdemir’e tatsız mesajlar atmışlar.

AMERİKA’DA ÇEKİLEN KLİP ÇÖPE GİTTİ

“Mucize”yi aldıktan sonra ne kadar sürdü albümü tamamlamak?


- Aslında insanların dört-beş albümde yaşadığı şeyleri ben tek bir albümde tecrübe ettim. ıyi niyetim istismar edildi.

Neler oldu?

- Bir fotoğrafçı “Mucize”ye Amerika’da klip çekti. New York ve Miami’de yaptık çekimleri. Ama New York çekimlerinde neredeyse sadece yüzüm görünüyor, Miami çekimlerinde ise o masmavi okyanus bembeyaz çıkmış! Oradan yeni aldığı makinayı ilk benim klibimde denedi çünkü! Çalışma benim içime sinmedi, zaten müzik kanalları da teknik olarak yetersiz bulup yayınlamayı reddetti. Bu yüzden aynı şarkıya bir kez daha klip çekmek zorunda kaldım. Bu durum maddi külfetin yanı sıra albüm çıkışının da birkaç ay ertelenmesine yol açtı. Maddi manevi zarar uğradım yani... Sonra üzüntüden zona oldum, ülser başladı. Ama bunca talihsizlikten sonra öyle profesyonel bir ekiple çalıştım ki, her işte bir hayır varmış dedim.

Kimlerle çalıştınız?

- Murat Yeter ile tesadüfen tanıştık ve sağolsun bana çok yardımcı oldu. Klip yönetmenliğini Eyüp Dirlik yaptı. şarkıları Ozan Doğulu stüdyosunda yeniden okudum, Cihan Okan da bana koçluk yaptı. Birden bire çok güzel bir ortama girdim. Beni anlayan birilerinin çıkması, yaşadıklarımı unutturdu. Albüm fotoğraflarını ise kardeşim Ümit Aktay çekti.

Bundan sonrası için hedefiniz ne?

- Ben bu single’ı hiçbir ticari kaygı gütmeden yaptım. Hayalimi gerçekleştirdim sadece... Bundan sonra da profesyonel isimlerin desteğiyle yoluma devam etmek istiyorum.

Amerika’da yaşıyorsunuz, orada kurulu bir düzeniniz ve işiniz var. Bu durum Türkiye’deki çalışmalarınızı etkilemez mi?

- Ben seyahat etmeye alışkınım, gerekirse her ay gelirim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!