Sevgilin yanındayken asla kayma konsantrasyonun bozulur

Güncelleme Tarihi:

Sevgilin yanındayken asla kayma konsantrasyonun bozulur
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2004 00:34

Genellikle ilkokul yıllarında ayağa geçirilen patenler, meraklısı için 30 yaşına kadar en büyük sevda oluyor. Okul, iş, sevgili bir yana, paten tutkusu bir yana. Türkiye’de özel tesis yok. Parklarda kayıyorlar.

Alışveriş merkezlerindeki trabzanlarda kaymaya içleri gidiyor ama izin almak zor. Tüm ekstrem sporlarda olduğu gibi onlar da adrenalin bağımlısı. Yani tehlikenin hazzına tutulmuşlar. Bir de sporu kurallarla sınırlanmayan alanda yapmanın cazibesine...

Yaşları 15-25 arasında. Üzerlerinde birkaç beden büyük pantolon ve tişörtler. Bere ve şapka vazgeçilmez aksesuvarları. Ayaklarında dört tekerlekli patenler, parklarda, merdiven trabzanlarında görenlere çığlık attıran hareketleri üst üste tekrarlıyorlar.

Beşiktaş’taki Barbaros Parkı’nı mesken tutan patencilerden Mansur Çakır 17 yaşında. Şişli Anadolu Lisesi ikinci sınıf öğrencisi. İlköğretim okulunda dördüncü sınıftayken, kuzeninin patenleriyle yapmış ilk denemesini. Dört tekerlek üzerindeki yaşam daha sonra en büyük tutkusu olmuş. Hatta sevgilisi olduktan sonra, vaktini bölmekte zorlandığını bile söylüyor.

Hafta sonunun bir gününü mutlaka paten kayan arkadaşlarıyla geçiriyor. Beşiktaş Barbaros Parkı ve Tepebaşı TÜYAP’ın merdivenleri en favori yerleri. Meraklıları da az değil. Yoldan geçenler önce bakıyor, bazen hareketlerin tehlikesi karşısında çığlık atıyor. Sonra da oturup, dakikalarca onları seyrediyor.

TESİS YOK, MALZEME KIT

Paten kayanların en büyük sorunu tesis ve malzeme yokluğu. Eksiği adrenalin aşkıyla kapatıyorlar. Kaliteli paten ve paten parçası bulmak başlı başına sorun. Mağazalardaki giysiler ve koruyucular onları kesmiyor. Her şeyi internetten ısmarlıyorlar. Fiyatı 300-400 dolar arasında olan patenlere 20 dolar da posta gideri ödüyorlar. Gerçi kolayını bulmuşlar. Üç dört kişi bir araya gelip, eksiklerini ısmarlıyor, ulaşım giderini paylaşıyorlar.

Mansur, patenciler arttıkça aksesuvar satıcılarının artacağına ve fiyatların ucuzlayacağına inanıyor. Tesisler açılacak, malzemeler gelecek. Bunun için sponsorlar gerekli. Belediyelerin harekete geçmesini bekliyor. Belki tesislerinde onlara yer ayırır, böylece park güvenlikçileri de rahat bir nefes alır.

ÖNCE DÜŞMEYİ ÖĞREN

Patenciler daha iyi kaymak için park basamaklarının kenarlarını mumluyor, görevliler de çileden çıkıyor. Parkta karşılaştıklarımız, basamak kenarında kayıyor, platformdan delicesine hızla atlıyorlar. Bu arada sık sık düşüyor, lastik gibi ayağa fırlıyorlar. Kırık, çatlak, yaralanma yok. Peki bu nasıl oluyor?

Mansur, ‘Önce düşmeyi öğreneceksin’ diyor. ‘Patenleri ayağına geçirdikten sonra ilk soru, nasıl düşersem kendimi incitmem, olmalı. Düşmeyi öğrendikten sonra adrenalin salgılamaya başlayabilirsin.’ Ama arada sırada sakatlıklar oluyor tabii. Kolu çıkanlar, bileğini, dizini incitenler çok. Zaten şortla kayanların diz çevreleri yara izleriyle puantiyeli.

Patenin ilk adımı fitness denilen düz kayma. Zevkini ve ilmini aldıktan sonra, agresiv patene geçiliyor. Yani rampalardan atlama, birkaç santimlik yerlerde patenin yanıyla gitme, havada ayaklarını tutma gibi hareketler. Kızlar, bunu pek tercih etmiyor. Mansur’a göre hem yaralanıp, berelenmek istemiyorlar. Hem de düştüklerinde kendilerine gülünmesine tahammül edemiyorlar.

SEVGİLİNLE ASLA

Evet, bu spor tehlikeli olmasına tehlikeli ama korunmanın da yolu var. Mansur, özellikle yeni başlayanları, kask, dizlik, eldiven, kaval kemiği koruyucu, dirseklik gibi malzemeleri takmaları konusunda özellikle uyarıyor. Kendisi ise sadece kaval kemiği koruyucusunu takıyor. Çünkü burada olacak bir kırılmanın, başına dert açacağına inanıyor. ‘Diğerleri niye yok’ diye soruyorum. Hareketleri kısıtlanıyormuş.

Peki, anne babalarının yüreği ağzına gelmiyor mu? Gelmiyor. Çünkü onların kendilerini izlemelerine izin vermiyorlar. Çığlık duymak da istemiyorlar. Mansur, sevgilisinin kendisini izlemesini bile istemiyor. Çünkü aşk başını alıyor o zaman. Sürekli ona bakıp, onu düşünmekten doğru dürüst kayamıyor.

PATENCİNİN SÖZLÜĞÜ

Grap:
Havada ayaklarını tutmak

Grind: Dar yüzeylerde paten kenarları ya da tekerlek ortasıyla kaymak.

Air: Bir rampa ya da platform yardımıyla havaya çıkmak.

Spin: Atlarken veya grind giderken kendi etrafında zıplamak. (Bunu 1080 derece yapanlar yani üç kez etrafında dönenler de varmış!)

BUNLARA DİKKAT

Koruyucu malzemenizi muhakkak takın.

Bağcık ve kayışları kapadıktan sonra yoklayın.

Tekerlekleri ve onları sabitleyen vidaları kontrol edin.

Kalabalık yerlerde kaymaya başlamadan önce durmayı ve düşmeyi iyice öğrenin.

Fitness kayıyorsanız, yolda trafik kurallarına uyun. Uyarıları duyabilmek için kulaklıkla müzik dinlemeyin.

Hareketlerinizin diğer patencilere ve parklarda gezenlere tehlike yaratmamasına dikkat edin ve yayalara öncelik tanıyın.

Zorunlu olmadıkça gece kaymayın.

PATENCİ ÜNİFORMASINA TÜRK FORMÜLÜ

Patencinin üniforması bele oturan bol pantolon ve tişört. Bolluk hem rahat hareket etmeyi, hem de koruyucuları takabilmeyi sağlıyor. Bir paten pantolonunun fiyatı 50-100 dolar arasında. Öğrenci bütçesi için epeyce pahalı. Bizim patenciler bu kadar parayı giysi yerine yeni tekerleklere vermeyi tercih ediyor. Giysi sorununa çözüm bulmuşlar. Kendilerine üç dört beden büyük pantolonlar alıp, kemerle bellerine oturtuyorlar. Tişörtler de aynı derece büyük tabii.

PATENİN ANATOMİSİ

Bir paten üç ana parçadan oluşuyor. ‘Boat’ yani bildiğiniz bot bölümü, ‘soul plate’ denilen sert parçayla tekerleklerin takıldığı frame ve tekerlekler. Patenin tüm parçaları sökülüp takılabiliyor. Ayrıca isteyenler botun içinde darbe azaltıcı parçalar da takabiliyorlar. Meraklıları, her parçayı beğenilerine göre seçip, kendi modellerini oluşturuyorlar. Tekerleğin çapı, rulmanının tipi de çok önemli. Kullanıcılar, fitness (düz kaymak), agressive (rampa, atlama), speed (hız), transportation (günlük ulaşım), offroad (arazi kullanımı) gibi farklı amaçlara uygun patenler yapıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!