Savulun, retro koşucular geliyor

Güncelleme Tarihi:

Savulun, retro koşucular geliyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2006 00:00

Bu sporda rakibin soluğunu ensede hissetmek, göğüs farkıyla birincilik, son metrelerde hamle yok. Geri koşu, 1970’lerde sakat sporculara egzersiz yöntemi olarak yaygınlaştı. 1980’lerde Amerikalıların 1 Nisan Aptallar Günü özel eğlencesiydi. 20 yılda hızla spor dalına dönüştü, Çin’e kadar uzandı.

Haziranda ilk Dünya Geri Koşu Şampiyonası’na evsahipliği yapan İsviçre’de geçen pazar ilk uzun mesafe yarışı düzenlendi. Fotoğraflara bakıp gülmeyin sakın, yakında siz de retro koşuya başlayabilirsiniz. Çünkü denge duygusunu geliştiriyor, eklemleri normal koşudan daha az yoruyor, kalbe daha yararlı, üstelik yüzde 20 daha fazla yağ yakılmasını sağlıyor.

Geçen pazar İsviçre’nin Stanserhorn Dağı’nda 11 kilometrelik parkuru, geri koşarak birinci bitiren Rinaldo Inabnit soluğunu topladıktan sonra gazetecilere sosyal tepkilerden yakındı. "Bizi koşarken gören hafif çatlak olduğumuzu düşünüyor. Oysa yaptığımız iş vücudumuzu farklı biçimde kullanmak" dedi.

En yakın rakibine 20 dakika fark atıp, yarışı 2 saat 45 dakikada tamamlayan sporcu, retro koşunun diğer ekstrem sporlardan pek farklı olmadığı kanısında: "Her ekstrem sporun bir tehlikesi var. Formula 1’in, bungee jumping’in. Retro koşunun tek tehlikesi çarpışmak..."

Bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için elinde bisiklet aynasıyla koşuyor Inabnit. 28 yaşındaki sporcu, beden öğretmeni. İsviçre’de lise öğrencilerine geri geri futbol dersleri veriyor. Geri koşuyu kavramadan, geri futbol terimiyle karşılaşıp sersemleyenlere bu sporu tek cümleyle özetliyor: "Sadece kalecinin yüzü sahaya dönük, penaltı atışları biraz zor, gerisi çok eğlenceli bir oyun."
/images/100/0x0/55ea2ba0f018fbb8f86f6f4d

Inabnit’in uzmanlığı ve hobisi ters olsa da hayatındaki diğer ayrıntılar gayet normal. Solak değil mesela, günlük alışkanlıkları diğer insanlar gibi. Zaten 10 yıl öncesine kadar o da herkes gibi burnu doğrultusunda koşuyormuş. "Bir gün uzun mesafe koşuyordum. Yokuş yukarı çıkarken çok zorlandım. Geri koşmayı denedim. Birden kaslarım çok rahatladı. Yavaş yavaş geri koşma egzersizlerine başladım, günün birinde tamamen bu alana geçtim."

FİZYOTERAPİSTİCADI SPOR OLDU

Fransız sinemacı Georges Melies’in çektiği belgesel görüntülere bakılırsa geri koşunun tarihi geçen yüzyılın başına uzanıyor. Kayıtlardaki ilk rekor 1930’da 100 yardada 13,5 saniyeyle Amerikalı atlet Bill Robinson’a ait. Geri koşu egzantrik gösteri olmaktan çıkıp, tedavi yöntemi ve spora dönüşmesini Amerikalı fizyoterapistlere borçlu. 1970’lerin başında sakatlanmış atletler ve futbolcular için egzersiz yöntemi araştıran fizyoterapistler geri koşuyu denedi. Yöntem çok başarılı oldu. Kalçaya daha az yük binmesini sağlıyor, bu yolla diz ve sırt eklemlerini koruyordu. Tedavi yönteminin yaygınlaşması, geri koşuya saygınlık kazandırdı. Koşu yönünü değiştiren Amerika ve Avrupalı birçok atlet 1936’da ilk ve tek rekorla kapanan geri koşu defterini yeniden açtı, 1976 sonrasında birbiri ardına rekorlar kırdı.

Yine de, geri koşu 1990’lara kadar çoğunluk için bir şakadan öteye geçemedi. Uzun yıllar Amerika’da tek resmi yarışma yılda bir kez, 1 Nisan’da, Aptallar Günü nedeniyle gerçekleştirildi. Bunlardan en popüleri Hudson Nehri kıyısında yapılan New York 1 Mil Yolda Geri Koşu Yarışması. Organizasyon komitesi New York Daily’de yayımlanan ilanda olduğu gibi, geri koşuya yaklaşımını saklamıyor: "Katılımcıların renkli, çılgın giysiler tercih etmeleri tavsiye edilir."

YARARI SAYMAKLABİTMİYOR

Organizmaya yararını kanıtlayan araştırmaların son yıllarda birbiri ardına yayımlanması geri koşuyu bir şaka olmaktan çıkarıp kitle sporuna dönüştürdü. Oregon Üniversitesi’nden Profesör Barry Bates’in araştırması geri koşucunun, normal koşucu temposunun yüzde 80’iyle aynı fiziksel ve sportif faydaları elde ettiğini ortaya çıkardı. Bates "Diğer yöntemlerle birlikte kullanıldığında geri koşu diz ve sırt eklemlerindeki sıkışmayı giderecek iyi bir yöntem" diyor.

Geçen yıl Uluslararası Spor Tıbbı Dergisi’nde yayımlanan araştırmanın sonuçları daha çarpıcı. Güney Afrika’daki Stellenboch Üniversitesi araştırmacıları haftada iki kez normal egzersiz ve koşu yapan bir grup kız öğrenci ile geri koşuya başlayan aynı özelliklerdeki bir grup kız öğrenciyi izledi. Altı hafta sonunda geri koşucuların diğerlerine oranla daha az oksijen tüketmeye başladığı saptandı. Vücutta sağlık işareti olan bu belirtinin yanı sıra, geri koşucuların diğerlerine oranla yüzde 20 fazla yağ kaybettikleri görüldü. Araştırma sonucunda şunlar yazıyordu: "Bu sonuçlara bakılarak geri koşunun kan dolaşımını düzenlediği, genç kadınlarda vücuttaki yağ oranında değişiklik yaptığı söylenebilir."

Bu yıl New York 1 Mil Geri Koşu Yarışı’nı 6 dakika 28 saniyelik derecesiyle kazanan Timoty Badyna’ya bakılırsa fayda listesi uzun: "Denge duygusunu artırıyor, kalabalıkta işitme ve seçme yeteneği gelişiyor, gözucuyla bakışta daha geniş alanı algılamaya başlıyorsunuz."

GERİ GERİ GİDEREK İLERLİYORUZ

Geri koşunun faydalarından bahsedildikçe, koşu yönünü değiştirenlerin sayısı arttı. Artık dünyanın her köşesinde geri koşucuya rastlamak mümkün. Amerikalı, İtalyan, Alman, İngiliz, Fransız, İspanyol, Japon, Brezilyalı, Koreli geri koşucularının birer birliği ve web sitesi var. Geçen yıl Almanya’da Uluslararası Geri Koşucular Birliği (IRR) kuruldu. Haziranda İsveçre’de 1. Retro Koşu Dünya Şampiyonası düzenlendi. Yarışmaya dört kıtadan yarışmacılar katıldı. Üç dünya rekoru kırıldı. 2007 şampiyonalarının programları bile şimdiden hazır.

Retro koşu birden popüler olunca rekabet ve çatışmalar da başladı. Geçen pazar İsviçre Alpleri’nde birbirine komşu iki köyde, birbirine rakip iki organizasyon, iki ayrı yarış düzenledi. Birinde 11 kilometre koşuldu, diğerinde ise yokuş yukarı 1 kilometre. Tartışmaları önemsemediğini söyleyen 11 km şampiyonu Inabnit, retro koşucuların bugüne kadar alay konusu olmasına gönderme yapıyor "Bizler geriye öfkeyle bakanlardan değiliz" diyor espriyle. "İlerliyoruz, geri geri giderek..."

GERİ KOŞUDA TELAŞA YER YOK

Faydalarını öğrenip tek hamlede koşu yönünüzü değiştirmeyin. Arizona Üniversitesi’nden Jon Wang, Runner’s World dergisinde yayımlanan röportajda, öncelikle sakin, tehlikesiz bir koşu parkuru seçilmesini öneriyor. Başlangıçta geri koşunun, yorucu jimnastik egzersizlerinden sonra dinlenmek için kullanılmasını tavsiye ediyor: "Geri koşu kalp atış sayınızı düşürür, omurganızı esnetir, bütün gün normal çalışmayla yorulan kaslarınızı yumuşatır." Geri koşuya başlamadan, adım atma egzersizi yapmakta yarar var. Geri adımlarda ayak ayası önce yere değecek, sonra topuk. Birer dakika ileri ve geri yürüme yöntemiyle alıştırma yapın. Süreyi yavaş yavaş artırın. Uzun mesafe koşmaya başladığınızda topuğunuza hiç basmadan, ayak ayasının üstünde koşmanın çok daha kolay olduğunu göreceksiniz.

BAZI GERİ KOŞU-YÜRÜYÜŞ DÜNYA REKORLARI

100 METRE:
Erkekler: F. Ato Adoboe / Gana / 13,6 sn; Kadınlar: Simone Kühn / Almanya / 17.80 sn 400 METRE: Erkekler: Thomas Dold / Almanya / 1 dk. 09 sn; Kadınlar: Sabrina Bianchi / İtalya / 1 dk. 45 sn. 10 BİN METRE: Erkekler: Yves Pol / Fransa / 42 dk; Kadınlar: Paula Mairer 1 s. 1 dk. MARATON: Erkekler: Xu Zhenjun / Çin / 3 s. 43 dk; Kadınlar: Paula Mairer / Avusturya / 6 s. 5 dk. 24 SAATTE KOŞULAN EN UZUN MESAFE: Yves Pol / Fransa / 160 km. / 1990’da TRANS ABD YÜRÜYÜŞÜ: Arvind Pandya, 1984’te Los Angeles’tan New York’a 5100 km.’yi 107 günde geri geri yürüdü. EN UZUN GERİ YÜRÜYÜŞ: Amerikalı Plennie Wingo 15 Nisan 1931’de Kaliforniya Santa Monica’dan yola çıktı. 13 bin kilometre geri geri yürüyüp, 24 Ekim 1932’de İstanbul’a ulaştı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!