Savaş değil, kurtuluş hikayesi

Güncelleme Tarihi:

Savaş değil, kurtuluş hikayesi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 15, 2013 13:23

“Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisiyle adını duyuran Onur Özaydın, “Taş Mektep” filminde bir asker kaçağını oynadı. Genç oyuncuyla hem bugün vizyona giren filmi hem de canlandırdığı Cemil Çavuş karakterini konuştuk.

Haberin Devamı

“Taş Mektep”te asker kaçağı Cemil Çavuş’u canlandırıyorsunuz. Cemil Çavuş neden askerden kaçıyor?

- Kurtuluş Savaşı’ndan itibaren savaş var ve Cemil de hep cephede savaşmış. Vatanını, milletini sevmediğinden değil, takati kalmadığı için sonunda yanındaki askerlerle birlikte kaçıyor. Aralarında sıtmaya yakalananlar oluyor, açlıktan, susuzluktan ölenler oluyor. Düşman Eskişehir’e de girince, orası da düşünce, artık yapacak bir şeylerinin kalmadığına inanıyorlar.
 
Başka nedenleri var mı Cemil’in kaçışının?

- Evet, bir yandan da babasını ve kardeşini görmek istiyor. Ama eve döndüğünde işler umduğu gibi gitmiyor. Kardeşi İsmail’in cepheye giden 63 öğrenci arasında olduğunu öğreniyor. Yani hem İsmail’i evde bulamıyor hem de babası Reşit ona hakkını helal etmediğini söylüyor. Cemil’in böyle trajik bir hikâyesi var.

SAVAŞTA KAZANAN BARIŞTA KAYBEDEN YOK

 Bir askeri oynamak sizi nasıl etkiledi?

- Askerliğe bakışımı çok değiştirmedi ama bu topraklara bakışımı etkiledi. Savaşta kazanan, barışta da kaybeden yok. Bir taraf kazansa da insanlar ölüyor. Ama o dönem böyle olmak zorundaymış...   

Sizin askerliğiniz nasıl geçmişti?   

- Ben askerliğimi yaparken biraz zorluk çektiğimi düşünüyordum, filmin savaş sahneleri sırasında “Ben askerde hiçbir şey çekmemişim” dedim.

 “Taş Mektep”i izleyince insan ister istemez o dönemle günümüzü mukayese gidiyor. Sizde de oldu  mu bu?

- Biz çok fazla şikâyet eden bir toplum haline geldik. Geçmişi düşündüğümüzde, hiçbir şeyden şikâyet etmeye hakkımız yok aslında. O yüzden bu film ne kadar fazla kişiye ulaşırsa, o kadar etkili olur diye düşünüyorum. Savaşlar yaşandı ve şimdi nasıl barış içinde yaşayabiliriz, bize dayatılan savaş sisteminden nasıl kaçabiliriz, bunu düşünmemiz lazım.

SAVAŞ FİLMİ DEĞİL KURTULUŞ HİKÂYESİ

 “Taş Mektep”, sizin ilk filminiz mi?

- Hayır, daha önce Reha Erdem’in “Kosmos” filminde ufak bir rolde oynamıştım. Ama ilk kez bir karaktere hazırlandım ve filmin başından sonuna o karakteri oynadım.

 Nasıl bir hazırlıktı bu?

- Tabii şimdi “rolüme askerlerle hazırlandım” gibi bir yalan söyleyemeyeceğim. (Gülüyor) Ama rol üzerine çok düşünme fırsatı buldum.

 Neleri düşündürdü Cemil size?

- Bir insanın günlerce aç kalmasını, ailesini yıllardır görmüyor oluşunu düşündüm. O dönem insanların dilinde “Gidip de dönememek” sözü varmış. Mesela Cemil’in yanındaki Kaçak Ahmet’in iki çocuğu var, yüzlerini hiç görmemiş. Benim çocuğum yok ama bu durumu anlamaya çalıştım.

 “Taş Mektep”i bir savaş filmi olarak tanımlamak doğru mu?

- Ben bunu bir savaş filmi olarak görmüyorum. Bir kurtuluş hikâyesi  “Taş Mektep”.

Haberin Devamı

ANLAŞILMAZ KONUŞMALAR İLE TİYATRO SAHNESİNDE

Haberin Devamı

 Film dışında yer aldığınız başka bir proje var mı?

- Tiyatroperest’in kurucularındanım. Şimdi “Anlaşılmaz Konuşmalar” diye bir oyun oynuyoruz. 

Neyi anlatıyor oyun?

- Duygusal davranışlarımızın bazen iyi bazen de kötü sonuçlar doğurabileceğiyle alakalı... Bütün dünyayı ilgilendiren evrensel bir oyun.

 Yakın zamanda nerede izleyebiliriz?

- 16 Şubat Cumartesi günü Mecidiyeköy Sahne Hal’de, 4 Mart’ta da Kadıköy Oyun Atölyesi’nde sahneleyeceğiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!