Sadece erkekler çapkın değil

Güncelleme Tarihi:

Sadece erkekler çapkın değil
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 12, 2009 01:00

Irmak Ünal, uzun bir inzivanın ardından son sürat setlere döndü ve Emre Altuğ ile başrolü paylaştığı “Sizi Seviyorum” filmi için kamera karşısına geçti. Filmde çapkın bir adamın sevgilisini oynayan Ünal, gerçek hayatta çapkınlığın sadece erkeklere mâl edilmesinin anlamsız olduğu görüşünde: “Benim tanıdığım çok sağlam çapkın kadınlar var. Ama onlar işlerini saman altından yürütüyor.”

Haberin Devamı

IRMAK ÜNAL FOTOĞRAFLARI 

 “Sizi Seviyorum” filminden biraz söz eder misiniz?     

- Kadın-erkek ilişkileri üzerine romantik-komedi türünde bir film... Malum, bu zamanda kadın-erkek ilişkilerinin dengesi bozulmuş durumda. Kimse ne yaptığını bilmiyor. Bir yandan “beraber miyiz” diye sorarken bir yandan bağlanma korkusu yaşıyorlar. ılişki fobiye dönüştü!

Nasıl bir rolünüz var bu filmde?    

- Filmde bir yelpaze varsa, bir renk de benim. Başka detay verirsem filmin pek keyfi kalmaz.      

Filmde yatak sahneleri çok mu, yoksa bana mı öyle geldi? 
    
- Var ama düşündüğünüz gibi sahneler değil. Çok fazla uyanma sahnemiz var. Emre (Altuğ) sürekli uyuyup uyanıyor.     

Filmlerde çapkın karakterler neden hep erkek?      

- Erkeklerin çapkınlık yapması daha kabullenilebilen bir durum. Erkekler avcıdır, dolaşır. Evet, bir eş seçer, ama doğada da dolaşmaya devam eder. Bundan ötürü izleyiciye erkeğin çapkın olması daha makul geliyor. Ama benim tanıdığım çok sağlam çapkın kadınlar da var. Ama onlar işlerini saman altından yürütüyor.

Siz çapkın kadınlardan mısınız?

- Ben insanları tanımayı çok seviyorum. Keyif aldığım sosyal ortamlar da var. Zaten herkes birbiriyle flört ediyor bir bakıma... Ama çapkınlık derken, en ileri noktası değil.

KAZANDIKLARIMLA YUVARLANIP GİDİYORUM

Bu film dışında hangi projelerde göreceğiz sizi?

- Bu yaz ıhsan Öztürk’ün çektiği kısa filmde oynadım. Hem proje aşamasında bulundum hem de Teoman Kumbaracıbaşı ile birlikte rol aldım. Zannediyorum Antalya Altın Portakal’a katılacak. “Aşk Üçgeni” adında bir de televizyon filmi çektik. Bu yıl ayrıca bir tiyatro oyunu ile kesinleşmeyen iki dizi var.

Bir de Yeşilçam filmi...

- Evet, bunların dışında Ülkü Erakalın ile bir iş yaptım. Tam bir Yeşilçam filmi. Ediz Hun, Selma Güneri, Tomris Oğuzalp gibi isimlerle “Çığlık Çığlığa Bir Sevda”da oynamak muhteşem bir deneyimdi.

 Bu kadar proje, yaşamınızda maddi açıdan belli bir standardı korumanıza yetiyordur herhalde...

- Valla yuvarlanıp gidiyoruz işte. Allah kimseyi alıştığı hayat standardının altında yaşatmasın. Bu çarkı döndürmek için para kazanmak zorundayım. Gerçi yaptığım işlerden aldığım keyif her şeyin üzerinde.

Amerika’dan Türkiye’ye dönmeden önce, böyle bir yol kat edeceğiniz aklınıza gelir miydi?

- Genelde öngörmemeye çalışan bir insanım. Türkiye’ye gelirken açıkçası hiçbir şey bilmiyordum. ıki sene sonra boşanacağımı, “Kampüsistan”ın bu kadar sevileceğini nasıl tahmin edebilirdim? O benim kader yolumdu, oradan yürümeye başladım. Hâlâ “Kampüsistan”daki Zeynep karakteri ile ilgili mail’ler alıyorum, bundan güzel bir şey olamaz.

Size ne tip roller teklif ediliyor? Bir genelleme söz konusu mu?

- Hep gençlere hitap eden roller geliyor. Daha geçen yaz liseli oldum “Ayakta Kal” filminde.

Sizin özellikle canlandırmak istediğiniz bir karakter var mı?

- Çoook... Osmanlı Sarayı’ndan biri mesela... Herkesin dilindeki Hürrem Sultan’ın dışında da birçok kadın karakter var sarayda. Haremden enteresan, entrikalı birini oynamayı çok isterim.

YİNE AMERİKA'YA DÖNEBİLİRİM

Bir gün Amerika’ya dönme ihtimaliniz var mı?

- Dönebilirim. Esasında bir yere ait olmayı sevmiyorum. Bir arabaya, bir eve, bir ülkeye... Ben her an her yerde olabilirim. ışimle ilgili bir durumdan dolayı Cape Town’da 6 ay yaşayabilirim. Uçak severim, otel severim. Yerleşik alan saplantım olmadığı için nerede kaldığım sorun değil. Bu yüzden gezmeyi, tüm imkanlarımı kullanmayı seviyorum.

Haberin Devamı

AŞK BENİ KORKUTUYOR

Haberin Devamı

Oyunculuk: Hayatta yapmaktan en zevk aldığım şey. Çok fedakarlık yaptım ve kariyerime devam etmek için de fedakarlıklara devam ediyorum. Babam geliyor aklıma.

Amerika: Muhteşem bir tecrübe... Bir de eski kocam geliyor aklıma. Muhakkak bir dönem gidip tekrar yaşayacağım yer orası.

Aile: Annem, anne tarafım ve üvey babam... Ben de düzgün bir aile kurmak istiyorum, o yüzden bunu başarabilecek miyim diye hafif de bir korku var.

Aşk: Aşk bazen korkutuyor, çünkü aşık olduğunda gözü hiçbir şey görmeyen biriyim. Eğer karşımdaki kişi benim aşkımı canlı tutmayı başarabilirse, çok güzel
zaman geçirebiliriz. Aşk her gün mesai isteyen bir şey. Tamamen virütik bir hastalık. Bittikten sonra iyileşmen gerekiyor.

Türkiye: Muhteşem potansiyelleri olan, dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olması gerekirken hak ettiği yerde olmayan, kendini sürekli sabote eden memleketim. Burada yaşamaktan gurur duyuyorum.               

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!