Saçlarıyla tanınan yeni gelin

Güncelleme Tarihi:

Saçlarıyla tanınan yeni gelin
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 09, 2000 00:00

Haberin Devamı

Jennifer Aniston'u tanımayan yok artık. ‘‘Friends’’ dizisinin çılgın öğrencisi, bir zamanların hızlı garsonu ve Brad Pitt'in çiçeği burnunda karısı. Shine Dergisi'nin bu ayki sayısında, Aniston'la yapılan röportaj yer alıyor...

Hollywood'da yıldızı hızla parlayıp, aynı hızla sönenler arasında farklı bir yerde duruyor Jennifer Aniston. O, uzun zaman çalışıp çabaladığı, okullarda okuyarak ve dersler alarak kazandığı şöhreti bir kalemde silip atmak istemiyor. Onun için, adımlarını dikkatli atıyor. Sadece, geçtiğimiz günlerde yaptığı evlilikle kadın hayranlarının sayısını azaltmış olabilir: Çünkü Aniston, Hollywood'un en seksi erkeği olarak bilinen Brad Pitt'le evlendi...

Brad Pitt milenyumun en seksi erkeği olarak biliniyor. Ona sahip olmak nasıl bir duygu?

Tekrar lise zamanlarına dönmeye benziyor. Lisedeyken, herkesin sahip olmak istediği ama bir türlü olamadığı bir erkek vardı. İşte şimdi ben onunla birlikteyim.

Modern kadının simgesi olarak, evlilik müessesesine eskimiş olarak mı bakıyorsunuz?

Evliliğin eski moda olduğunu hiç düşünmüyorum. Bence birçok insan evlenmek istiyor günümüzde. Neden sizi seven, sizi mutlu etmek, korumak isteyen ve karşılığında sizin onu mutlu etmenizi bekleyen bir adamla birlikte olmayasınız. Ayrıca, hayatta en yakın dostunuz olan bir partnerinizin olması da çok güzel birşey. Bu, bizim jenerasyonumuzdaki insanların anne babalarından evlilikle ilgili öğrendikleri en önemli şey. Ama, bir evliliği yürütmek de tam olarak dürüstlük istiyor ve bu da bazen zor olabiliyor.

Birine aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Gerçekten bilmiyorum. Çok güzel bir soru aslında. Sadece bilirsiniz herhalde. Ben lisedeyken birine aşık olduğumu sanmıştım ama onun eşcinsel olduğunu sonradan öğrendim. O zamanlar bilmiyordum, sanırım kendisi de bunu bilmiyordu.

Romantik bir kadın mısınız?

Evet, hem de nasıl! Benim romantik bir ortam olarak düşündüğüm şey, herkesten uzak, başbaşa bir haftasonu tatilidir. Pahalı birşey olmasına gerek yok, kamp yapmaya güzel bir yere gidilebilir. Bir kere iki günlüğüne bir bisiklet turuna çıkmıştım ve bu bana çok romantik gelmişti.

Bir seks sembolü olarak gösterilmek sizi rahatsız ediyor mu?

Bunu bana sormayın, ne anlama geldiğini bile bilmiyorum. İnsan kendini asla böyle görmez ki. Herkesin kendi hakkında şüpheleri, güvensizlikleri ve sevmediği yönleri vardır. Bu yüzden benim için bir seks sembolü olarak adlandırılmak rahatsız edici birşey...

Kariyerinizde yükselmek için kilo verdiğiniz doğru mu?

Biliyor musunuz, bu gerçekten doğru değil. Bu piyasadaki birçok şey gibi. Kilo vermem aslında öyle bir dönemdi, çok büyük bir olay gibi lanse edildi. Birdenbire, her tarafta iyi bir yıldız olmak için, daha başarılı olmak için 15 kilo birden verdiğim yazılıp çizildi. Ve sonuçta, daha çok sevilmek ve beğenilmek için kilo vermek taraftarı olduğum gibi bir durum çıktı ortaya. Bu, benim kendimi suçlu hissetmeme sebep oluyor çünkü insanlar karşısında çizmek istediğim imaj bu değil. Gerçekte, dünyanın en sağlıksız beslenen insanıydım: Cheeseburger'ler, tereyağı, mayonez ve zararlı olan herşey. Kendimi iyi hissetmediğim için bu tarz yemekleri kestim. Doğal olarak da kilo verdim.

Bir komedyen olarak, insanların size gülmeyeceklerini düşünüp korkuyor musunuz?

Şaka mı yapıyorsunuz, hem de nasıl... Gülecekler mi? Beğenecekler mi? Aptalca mı bulacaklar? Bunlar her an kafamın içinde dönüp dolaşan düşünceler. Aslında bir hayli de korkutucu oluyor.

Komedyen olmaya ne zaman karar verdiniz?

School of Performing Arts'daki tiyatro öğretmenim bir gün beni kenara çekti ve ‘‘Komedi rolleri için çok yeteneklisin’’ dedi. Aslında, o zaman anlamadığım ama şimdi farkettiğim birşey var: Komedi bir oyuncu için sakin ve huzurlu bir iştir. Oradan aşağı kaymazsınız. Bir çeşit güvenlik sınırı da denilebilir. Ben komedyen olduğumda bunu bilmiyordum, sonradan öğrendim.

Komik olabildiğinizi ilk defa ne zaman farkettiniz?

Beşinci sınıfa gidiyordum, sanırım 10 yaşlarındaydım. İlk defa olarak o zamanlarda ders sırasında minik skeçler yazıp okuldan sonra arkadaşlarıma oynuyordum. Çok gülüyorlardı. Tabii bu benim okul hayatımı fena halde etkiledi. Hep komik komik şeyler yaptığım için okul yönetimi beni cezalandırdı. Diğer çocukları da derslerden uzaklaştırdığımı düşündüler.

Bundan 10 yıl sonra kendinizi nerede görmek istersiniz?

Daha çok film yapmış olmak isterim, belki kendi filmlerimi çekmek olabilir. Bir prodüksiyon şirketi kurmak istiyorum. Öğrenecek daha çok şey var. Oyunculuk hakkında da bilmem gereken çok fazla konu olduğunu görüyorum. Kendimi geliştireceğim diyebilirim.

Ünlü olmadan önce hayatınız zor muydu?

Bir aktris olmaya çalışırken geçirdiğim sekiz yıldan mı bahsediyorsunuz? Mükemmel bir garsondum. Garsonluğu çok sevdim. New York'ta tiyatrolarda rol aldım. Bu arada geceleri de psikoloji derslerine giriyordum. Eğer aktris olamasaydım, bir psikolog olacaktım. Hayatımdan çok memnundum. Başka birşey düşünemiyordum. Rol provalarına gitmek benim için büyük bir lütuftu. Her zaman, olmam gereken yerdeyim diye düşündüm.

Medya sizi korkutuyor mu?

Evet bazen. Çünkü arada sırada o kadar yanlış şeyler yazıyorlar ki, hayatınız üzerinde hiçbir kontrolünüz kalmıyor. İnsanlar sizi orada yazılanlar kadar ve yanlış olarak tanıyorlar. Birgün bu kovalamacaya alışır mıyım, bilmiyorum. Kim olduğumu araştırıp yazmalarını isterdim...

Saçları her daim gündemde

Jennifer Aniston'un saçları, modelleri ve kesim tarzı çok konuşuldu. Hala da konuşuluyor. Çok açık kumral olan uzun saçlarıyla, her zaman farklı modellerde karşımıza çıkıyor. Kadınlar ellerinde Aniston'un resimleriyle kuaförlerine koştura koştura gidip o rengi ve o modeli istiyorlar. Onun özelliği de buradan ileri geliyor: En çok istenen şeylere sahip, ama aynı zamanda arkadaş grubunuzdaki herhangi birinden daha farklı görünmüyor. Medyanın saçlarına olan ilgisini de şöyle yorumluyor: ‘‘Bir aktris olarak değil, sadece bir saç kesimi olarak tanındığımı düşündüğüm zamanlar oldu. Aslında çok etkileyici ve gurur verici bir olay bu, ama artık bitmiş olmasını umut ediyorum. Eğer biraz cesaretim olsaydı, kökünden kazıtabilirdim saçlarımı.’’ Onu saçsız düşünmek biraz zor tabii. İşte 80'lere damgasını vuran Prenses Diana kesimiden sonra, 90'ların favori saçı da, Jennifer kesimleri...

Bütün kadınları kuaförlere koşturan ‘‘Rachel’’ saçıyla. Jennifer kendini diğer insanlar kadar fazla beğenmiyor bu saçlarla. ‘‘Keşke birileri elime bir ayna verseydi de bu saçlarla dolaşmasaydım’’ diyor.

‘‘The Object of My Affection’’ filminin New York'taki galasında, saçları bir sürü iple bağlanmıştı. Gecenin sonunda çıkarması zor olduysa da, o gece çok ilgi çektiği kesin.

İki yandan örgülü saçlar da aslında bir Jennifer klasiği. Üzerine taktığı beyzbol şapkasıyla onu bugün bile Los Angeles sokaklarında görmek mümkün. Hem spor, hem de bütün sevimliliğiyle çok doğal.

Ona ‘en sade ve aynı anda en bakımlı kadın’ ünvanını kazandıran saç modeli. Ortadan ayrılmış, bukle bukle yapılmış saçlarla bütün gününü kuaförde mi geçirdiği, yoksa yataktan kalktığı gibi mi geldiği tartışılır...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!