63 milyon metrekarelik dava

Güncelleme Tarihi:

63 milyon metrekarelik dava
Oluşturulma Tarihi: Ocak 17, 2015 01:12

Türkiye’yi yüzen disko konsepti ile tanıştıran Bodrum Club Catamaran’ın sahibi ve işletmecisi Dilek Birgen, büyük bir hukuk savaşına girdi. Birgen, eşinin de hissedarlarından olduğu, Fethi Ahmet Paşa’ya ait toplam 63 milyon 410 bin metrekarelik araziyi geri almak için dava açtı.

Haberin Devamı

* Catamaran’dan başlayalım...
- Başarıya ulaşmak insana çok güzel duygular yaşatıyor ama aslında çok zor bir iş. 12 sene oldu. Özellikle ilk başları çok zordu. İlk 1,5 sene başkaları işletti. Sonra biz o insanlardan devralmak zorunda kaldık. Bizimkisi çok enteresan, profesyonellik gerektiren bir iş.

* 12 yıl önce eşinizden burayı isterken nasıl kabul etti?

- Tatile gittiğimizde uğradık, tarz olarak beğenmedik. İyi yönetilemiyordu. Yine kalabalıktı tabii, çünkü dünyada eşi benzeri olmayan bir konsept bu. Gemi şeklinde bir kulüp, gece açılıyor, isteyen daha sonra sürat tekneleriyle ulaşıyor. Neyse, bir kontrol ettik ve dönüp dedim ki “Mehmet bu adamlarla olacak iş değil”... Mehmet’in morali çok bozuktu, “Boşver, artık hiç uğraşmayalım” dedi. Israr ettim, sonunda “İstersen burayı bana bırak, ben işleteyim” dedim. “Deli misin? Nasıl yapacaksın? Çalışanların hepsi bu müdürlerin adamları. İki senede öyle havalanmışlar ki, Catamaran’ın sahibi gibi dolaşıyorlar” diye karşı çıktı. Bir şekilde “yardım etmek” bahanesiyle işe el attım. Şimdi düşünüyorum da, benimki bir tür çılgınlık, hatta delilikmiş aslında. Belki şu anda yapmazdım. 10 küsur sene önceden bahsediyorum, daha 30 yaşındayım. Zaten 27 yaşımdan beri Mehmet’leyim. 15 sene oldu, 16’ya giriyoruz.

* Ya sonra? Neler oldu?
- İşi tamamen ele aldıktan sonra büyük isimlerle çalışmaya başladım.

* Yolunuza taş koyan çıkmadı mı?
- Problemler oldu tabii. Ben işleri devraldım diye gemiyi kaldırmak istemediler falan. Herkesi ikna ettim. Meğer elemanlarla kıştan beri maaş almıyormuş, sigortaları bile yokmuş. Her şeyi düzene soktuk. Kapıda eleme yapmaya başladık; içerideki kitle daha kaliteli olmaya başladı.

* Kadın eli değdi yani...
- Kesinlikle! Çok iyi DJ’lerle çalışmaya başladık devamında; Tiesto, Army, Chuckie... İnsanlar başta inanmıyordu Tiesto’nun falan geleceğine. Tarih verdiğimizde dahi şüphe duyuyorlardı. Sonra olabileceğini gördüler. Artık 10 küsur senedir aynı elemanlarla çalışıyoruz.

SORUN ÇIKARACAK KİŞİYİ ÖNCEDEN ANLAYABİLİYORUM

* Çalışanlarınız çoğu erkek. Bir kadın olarak otorite kurmak zor oluyor mu?
- Evleneni oluyor, boşananı oluyor, annesi kanser olan oluyor. O çocuğa da ona göre bir destek lazım. Çalışanlara robot gibi davranamayız. Kadın olmak bu açıdan iyi çünkü çalışanlarınızı daha iyi anlayabiliyor, empati kurabiliyorsunuz. Artık hepsi aile gibi oldu.

* 12’nci yıldasınız. Nasıl gidiyor işler? Her şey rayına oturmuş olmalı...
- Oturdu tabii, kolay kolay problem çıkmıyor, kavga falan olmuyor. Sistem sayesinde tabii... Biz sarhoş, üstü başı dağınık insanı kapıdan çeviriyoruz. Çok da sıkı bir aramadan geçiriyoruz. Ayrıca içerideki masa düzeninde çok hassasız. Ailelere, yaş gruplarına göre ayarlama yapıyoruz. Bir de artık olası bir gerginliği önceden hissedebiliyorum. Ve “Sorun çıkacak, şurayla ilgilenir misin?” diye güvenliğe talimat gönderiyorum. Şefleri çok usta, kibar bir dille uyarır, olay çıkmasını engeller.

* Alkol işin içine girince zor olabiliyor bence. Bir de gece hayatı...
- O ortamı biz hazırlıyoruz sonuçta, “Neden içtin?” diye soracak halimiz yok. Ama bazen müdahale ediyoruz, “Kötüyseniz şöyle alalım” diyoruz mesela. Bir de bizde her şişenin üstünde fiyatı yazar. Ne ödeyeceğinizi bilir, kesenize göre içersiniz. Hesap, gece ortamının en büyük tartışma sebebidir çünkü.

* Gece hayatını nasıl buluyorsunuz? İyiye mi gidiyor, kötüye mi?
- Biz iyiye gidiyoruz. Bodrum kötüydü ama biz profesyoneliz. Profesyonel olunca, çizgini koruyabiliyorsun.

* Yaz sezonu çok kısa, bu süre sizi tatmin ediyor mu?
- Ediyor. Haziranda açıyor, eylülde kapıyoruz.

*Yurt dışından teklif geldi mi?
- Çok... Dubai’ye götürmek istediler. Yunanistan’dan teklif geldi. “Buraya gelin, sizden hiç vergi almayız” bile dediler. Geçen sezon 1 aylığına Kıbrıs’a istediler. Ama biz gemiye pırıl pırıl bakıyoruz. Teslim edemeyiz, bir yerine bir şey olur. Hiç risk almak istemiyoruz.

EŞİM GEMİYE HİÇ UĞRAMAZ KARADA BEKLER BENİ

* Her sene farklı projeler de oluyordur. Bu sene için planladığınız bir şeyler var mı?
- Bu sene yine Türk sanatçılarla çalışırız diye düşünüyorum. Geçen sene Demet Akalın geldi, İrem Derici geldi, Serdar Ortaç geldi. Bülent Ersoy’undan tutun Yıldız Tilbe’sine, Hadise’sine, bize gelmeyen kalmadı. Yabancı DJ’ler de şimdiden görüşmeye başladılar bizimle. Dünyadaki bütün DJ piyasası bizi biliyor. İnsanların Bodrum’a gelmesinde çok büyük payımız var.

* Gece çalışıyorsunuz. Bir aileniz var. Yorulmuyor musunuz; iş-aile dengesini nasıl kuruyorsunuz?
- Sabah 7’de ayrılıyorum gemiden, eve girince “1’de beni kaldırın” diyorum. Uyanıp çocuklarla denize gidiyorum. Akşam gemiye dönüp hesaba kitaba oturuyorum. Evet gerçekten yoruluyorum, ama bu işi seviyorum.

* Eşiniz Mehmet Bey ne diyor bu tempoya?
- Çok rahat. Gemiye hiç uğramaz, karada bekler beni. Misafir varsa zoraki gelir.

* Şikayet etmiyor mu geceleri eşinin evde olmamasından?

- Onun en büyük hobisi bilgisayardır. DJ’lerden CD alır, toparlar. Onların partilerindeki canlı müzikleri alır. En büyük zevki o olduğu için, geleni gideni de var. Memnun bu işten.

* 43 yaşındasınız ama biri 9 diğeri 2,5 yaşında çocuklarınız var. Biraz geç anne oldunuz galiba...
- Aralarında 7 yaş fark var. Kulüpten dolayı ara açıldı. Esasında iyi de oldu. Büyük oğlum Alp, kardeşi Maya’ya sahip çıkıyor.

CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK DAVASI

* Çatalca’daki arazinizden de bahsedelim biraz. Nedir oradaki son durum?

- Fethi Paşa Korusu, aslında Mehmet’lerin... Paşanın soyundan geliyorlar. Annesi orayı belediyeye hibe etmiş, üstünde oynama şartı olmadan. Rodos Adası, Antalya’daki Lara falan paşanınmış, çok yeri var Osmanlı’dan kalma. Mehmet’le konuştuktan sonra avukatla görüştüm ve davayı açtık.

* Ne zaman açıldı dava?
- 1 sene falan oldu.

* Peki dava süreci nasıl gidiyor?
- Şu ana kadarki gidişat iyi... Kazanacağız gibi duruyor.

* Dönüm olarak ne kadar?
- Çok büyük.. Tam bilmiyorum ama 63 milyon 410 bin metre kare civarı falan İsmet İnönü zamanından kalmış. Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük davası.

* Bu tar davalarda tehdit gibi korkutucu şeyler olur. Sizin böyle korkularınız var mı?
- Yok. Hiç bu tarz şeyler olmadı. Kendi hakkımız, kimsenin elinden almıyoruz ki.

* Ödediğiniz bir para var mı; harç gibi?
- Harç yatırıldı. 12 milyon. Şu ana kadarki en büyük dava işte.

* Ne zaman sonuçlanacak?
- 1 sene sonra sonuçlanır diye tahmin ediyorum.

* Kaç kişi bölüşecek bu arsayı?
- Çok kişi değil. 6-7 kişi.

Haberin Devamı

ALKOL ALSAM, ONCA İÇEN İNSANI NASIL TOPARLARIM

* Kendinize bakabiliyor musunuz?

- Bakıyorum. Beni toparlayan tek şey spor. Spor yapmazsam kafamı bile kaldıramam, bünyemi sporla ayakta tutuyorum. Bu arada hiç alkol kullanmıyorum.

* Neden?
- İçerseniz o kadar içen insanı nasıl toparlayacaksınız? Ayık ve cin gibi olmam lazım ki o insanların güvenliğini ve eğlencesini organize edebileyim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!