Oya Başar: Anarşistim!

Güncelleme Tarihi:

Oya Başar: Anarşistim
Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 1999 00:00

Haberin Devamı

Bir kez daha kazandığı Altın Kelebek Ödülü’nü çalışan, üreten tüm kadınlara ithaf ediyor Oya Başar.

Güçlü bir kadın... Tavrından, konuşmalarından, hatta bakışından bile anlaşılıyor bu. Levent Kırca bile eşinin öfkesinden çekindiğini dile getiriyor.

Kimdir Oya Başar diye başlıyorum, gülüyor. ‘Ne demeliyim diye düşünüyorum. Yaşama gülerek bakmasını bilen, sevgi dolu, kırılgan, yaptıklarıyla varolabilmek için çaba harcayan bir insanım’ diye cevap veriyor.

l Hassas yapınızı pek belli etmiyorsunuz ama. Oldukça güçlü görünüyorsunuz.

Güçlü olmaya çalışıyorum. Hayat şartları insanı öyle bir hale getiriyor ki, hassasiyetinizi içinizde saklamak zorunda kalıyorsunuz. Yaşama karşı direnmek mecburiyetindesiniz. Üstelik ben sanatçı olduğum için, kadın kimliğimi çok güçlü göstermek zorundayım. Kadına bir rol yazılmış. Kendisine zorla oynatılıyor. Buna direniyorum. Anarşist bir yapım vardır. Kurallara karşı çıkmayı severim. Kaos olmaması kaydıyla.

l 'Olacak O Kadar'la bir kez daha Altın Kelebek ödülünü kazandınız. Böylesine başarılı bir yapım nasıl doğdu?

TRT'nin ikinci kanalı yeni açılmıştı. Namık Kasapbaşoğlu: ‘‘Ramazan programı yapalım’’ dedi. Haftada bir kere. Daha ilk programda: ‘‘Aman harika’’ denince arkası geldi. TRT'ye alternatif bir kanal oluşturduk neredeyse. TRT'de olan aksaklıkları, programları, sosyal hayatta aksayan şeyleri programda yayınlamaya başladık. Bir eleştiri mekanizması doğdu. Eleştiri olunca hemen sansür de geliyor. Flaş bir program olduğu için TRT 1'e alındı. Eleştirmeye devam ettiğimiz için yasaklandık. Bir sene sonra özel televizyon kurulduğunda kaldığımız yerden devam ettik.

l Ondört senedir bir numara olmak nasıl?

Bunun çok zor olduğunu söylemeliyim. Sürekli kendimizle yarışıyoruz. Hiç 'tamam' demedik. Kendimizi eleştiriyoruz. Levent'le benim dünya görüşümüz paralel gittiği için güçlerimizi, emeğimizi birleştirdik. Çok iyi bir yazar kadromuz var. Genç ve iyi beyinler. Bizde esas olan birilerinin öne çıkması değil, yaptığımız işin ne olduğu. Çok bantımızı yayına verdiğimiz halde geri çekmişizdir. Önemli bir olay olmuştur. Onu çekmek isteriz. Son saniyede dört tane skeci değiştirip, yenilerini koyabiliriz.

l Bir de halkın sesi olmuş durumdasınız.

Gündemi, mizahi bir şekilde sunduğumuz için halka kolaylıkla ulaşabiliyoruz. Şekeri olan ilaçlar daha kolay yutulur! Her kesimden insana hitap ediyoruz. Sizi sevenin de, sevmeyenin de evine gidiyorsunuz.

l ‘‘Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır’’ Bu söze hiç katılmadığım için şu şekilde düzeltiyorum: ‘‘Her başarılı erkeğin yanında bir kadın vardır’’ Siz ve Levent Kırca, yanyana yürüyen iyi bir ekipsiniz.

Düzelttiğin için çok teşekkür ediyorum. Kadınları aşağılamak için söylendiğine inanıyorum. İnsanlar yanyana yürüdükleri zaman başarıya ulaşabilir ancak. Düşünün arkadaysanız eğer, ışık alamazsınız bir kere. Alamadığınız ışığı da yansıtamazsınız. Kadın için önemli olan, ekonomik özgürlüğünü elde etmesi. Bunun için de kadına eğitim hakkı verilmeli. Erkekleri de doğuran, yetiştiren biz olduğumuza göre, esas iş yine kadınlara düşüyor. Kadınlara bir rol verilmiş, oynaması isteniyor. Bir oyuncunun rolünü seçme hakkı vardır. Beğenirse oynar, beğenmezse kimse onu zorlayamaz. Bizler güçlüyüz. Hiçbir kadın bunu unutmamalı.

l İki çocuk, ev, tiyatro. Hepsinde başarılı olabilmeniz mümkün mü? Sırrınız ne?

İyi programlarsanız sorun olmaz. Gerektiği zaman çocuğumu iş yerime de götürüyorum. Oğlum şimdi onsekiz yaşında. Küçüklüğünde yaşam şartlarımız bu kadar yüksek değildi. O yıllarda oğlumu kuliste iki sandalye üzerinde uyutup, sahneye çıktığımı hatırlıyorum. Önemli olan çocuğa onu çok sevdiğinizi, ona iyi bir hayat kurmak için çaba harcadığınızı anlatmanız. Elbetteki hayata bir çocuk sunacağım. Ama yanısıra çalışacağım da... Eğer ben üreten bir insan olursam, çocuğuma da bir şeyler verebilirim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!