Oscar töreninde kanlı elmas takmayın

Güncelleme Tarihi:

Oscar töreninde kanlı elmas takmayın
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2007 00:00

Olaylar 1990’larda Afrika’da Sierra Leone’de iç savaş ve kaos ortamında geçer. Güney Afrikalı eski bir paralı asker olan David Archer’ın (Leonardo DiCaprio) yolu, yerli bir balıkçı olan Solomon Vandy (Djimon Hounsou) ile birleşir. Nadir bulunan bir pembe elmasın peşinde olan Archer, ailesinden koparılıp elmas madenlerinde çalışmaya zorlanan Solomon’un pembe elması bulduğunu öğrenir. Sierra Leone’deki iç savaşı ve kaçak elmas-silah ticaretini araştıran hırslı gazeteci Maddy Bowen (Jennifer Connelly) de onlara katılır. Elmasın peşine düşerler.

İşte bu hikayeyi anlatan "Kanlı Elmas", cuma günü vizyona girdi. Avrupa ve ABD’de çok beğenilen film, 5 dalda Oscar’a aday oldu. Adaylar arasında Leonardo DiCaprio (En İyi Erkek Oyuncu) ve Djimon Hounsou (En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu) da var. Ancak Kanlı Elmas’ın yarattığı tek yankı bu değil. Film elmas pazarını da karıştırdı. Bu pazarın hakimi De Beers, filmin yaratacağı kötü imajdan kurtulmak için özel bir halkla ilişkiler birimi oluşturdu. Şirket, Jennifer Lopez ve Beyonce Knowles’a Altın Küre sırasında elmas takmaları karşılığında bir Afrika yardım kuruluşuna bağış yapacaklarına dair söz verdi.

Afrika’da Kongo, Fildişi Sahilleri, Angola ve Sierra Leone gibi bölgelerde çıkarılan elmaslar kaçakçılar tarafından Avrupa ve ABD’de satılıyor. Elde edilen parayla da silah alınıyor ve çocuklar "bebek asker" haline getiriliyor. Film, "conflict diamond", yani savaş elması sorununu gündeme getirdi. Sivil toplum kuruluşları, "elmas almayın" demiyorlar çünkü bunun Afrika’ya faydadan çok zarar getireceğinin farkındalar. Elmas alın ama sertifikalı olanını alın diyorlar. Sertifika işini, Birleşmiş Milletler’in kurduğu Kimberley Process Certification girişimi yürütüyor. Devlet-elmas endüstrisi-sivil toplum üçlüsünün kurduğu girişim, elmas kaynakları ile savaş arasındaki bağlantıyı kesmeyi amaçlıyor. Kurallara uygun yöntemlerle çıkarılıp satılan elmaslara bu sertifika veriliyor.

Oscar töreni öncesi, filmin yönetmeni ve oyuncuları, tüm davetlileri elmas takmamaya çağırdı. Buna kimin ne kadar uyacağı belirsiz ama yönetmen de oyuncular da Afrika’daki iç savaşlardan çok etkilenmişti. Roma’da yaptığım söyleşilerde hepsi sözü Afrika’ya getiriyorlardı.

JENNIFER CONELLY
/images/100/0x0/55eb2831f018fbb8f8af0328


Temiz kağıdı olmadan elmas almıyorum

Elmas hediye aldım geçmişte. Ama o dönemlerde kanlı elmasların varlığından haberim yoktu. Şimdi elmasın nereden nasıl geldiği ile ilgili sertifikayı, yani temiz kağıdını görmeden asla almam. Afrika’nın beni nasıl etkilediğini anlatmak çok zor. Orada gerçek sefaleti gözlerimle gördüm. Gitmedikçe o kıtada yaşananları asla algılayamayız. Bir şeyler yapmamız gerekir.

LEONARDO DI CAPRIO

Yetimhanedeki kız yüzüme öyle masum baktı ki hemen evlat edindim

Siz jüride olsanız Leonardo DiCaprio’yu hangi filmiyle Oscar’a aday gösterirdiniz? Köstebek ile mi yoksa Kanlı Elmas’la mı?

-Off, o jüride olmak istemezdim! Kısa bir arayla iki iddialı filmde rol aldım. Ama önemli olan beğenildiği kadar ses
/images/100/0x0/55eb2831f018fbb8f8af032a
getirmesi. Kanlı Elmas gerçek bir öyküyü anlatıyor. Ben buna Afrika’da tanık oldum. Esirlerin nasıl zorla çalıştırıldığını, dünyanın en değerli taşını çıkartmak için ne tür işkenceler çektiğini birebir yaşayanlardan dinledim.

Hiç dost ve sevgililerinize elmas takı armağan ettiniz mi?

-Elbette ettim ama bundan sonra sadece nereden geldiğini bildiğim sertifikalı elmas olursa satın alır ve sevdiğime armağan ederim.

Elmas endüstrisi bu filmden çok rahatsız oldu. İlanlar vererek Kanlı Elmas’ı yalanlamaya, hatta film çalışmalarını durdurmaya çalıştılar...

-Kanlı elmaslar gerillaların iç savaş için finans kaynağı oldu. Karşılığında silah aldılar. Bunun sonucunda tam 4 milyon kişi öldü. Elmas sanayii sorumluluğunu artık anlasın. Elmasın yasal koşullarda çıkarıldığını bilmek onu alan tüketicinin hakkıdır.

Kanlı Elmas’ı çevirmek için aylarca Güney Afrika, Sierra Leone ve Mozambik arasında mekik dokudunuz. Afrika deneyimi sizi değiştirdi mi?

-Afrika’da yaşayıp da etkilenmemek olanaksız. Yanlış yerde yanlış zamanda bulunduğu için elleri kopan bir çocuğu gözlerinizle gördükten sonra evinize dönüp yarış otomobillerinden söz edemez, nişanlıları ile kavga eden arkadaşlarınızı dinleyemezsiniz. Bunlar beni değiştirdi. Gerçekleri görünce insan bir şeyler yapmaya itiliyor. En azından bunu vicdanında hissediyor, tedirgin oluyorsun.

Filmde eski Rodezya’nın bir paralı askerini canlandırıyorsunuz. Karakterin derinliğine nasıl inebildiniz?

-Ben fazla bilgili bir insan değilim. Yüksek öğrenimim bile yok. Önce kitaplar okudum. Eski paralı askerlerle konuşmaya çalıştım. Kaba saba ve belden aşağı konuşmalarına sabrettim. Güney Afrika İngilizcesi diksiyonu dersleri bile aldım. Bana bir kasa biraya mal oldu.

Film çekimleri sırasında bölge yerlileri sizi tanıdılar mı?

-Evet, bana ’Mister Titanic’ diye hitap ediyorlardı. Freetown’da hala dükkanların vitrinlerinde üzerinde benim Titanic’deki resmim olan fincanlar vardı. Yerlilerle iletişimim Titanic nedeniyle daha kolay oldu.

Kanlı Elmas filminde oynamayı neden kabul ettiniz?

-Ben filmleri verdiği mesajlar için seçmem. İlgimi çeken bir hikaye veya canlandırdığım karakterdir. Tabii siyasi teması iyi temele oturtulmuş bir senaryo ise o zaman operasyon kusursuz olur. Bence bu film, Hollywood yapımcıları için cesur bir atılımdı.

Yönetmen Ed Zwick Oscar töreninde elmas takı takılmamasını önerdi.

-Taksalar bile nereden, nasıl alındığını bilsinler.

Çekimler sırasında bir çocuğu evlat edinmişsiniz...

-Senaryo gereği bir yetimhaneye gittik. Burada bir kız çocuğu gördüm. Bana öyle masum, öyle çekingen baktı ki hemen evlat edinmek istedim. Bu isteğim kabul edildi. Ancak o kız çocuğu ve birkaç arkadaşının bakımını yerinde üstlendim. Biraz daha büyüyünce yanıma alabilirim.

YÖNETMEN ED ZWICK

Savaşla beslenen elmas ticaretinin kanlı yüzünü göstermeye çalıştım

Kanlı Elmas filmiyle vermek istediğiniz mesajınız nedir?


-Afrika’da, Sierre Leone’de 10 yıllık bir iç savaşı ve savaşla beslenen elmas ticaretinin kanlı yüzünü göstermeye çalıştım. Evet bu bir ihbardır. Dün Sierra Leone’de yaşandı, yarın Angola’da olabilir. Sierra Leone’de zengin elmas madenleri var. Elmas ticaretinden yasadışı kazanılan para Batılı elmas şirketlerince aklanarak ve silaha dönüştürülerek iç savaşta kullanılıyor. İşte biz buna "Kanlı Elmas" diyoruz. İç savaş sırasında tutsak alınanlar bu madenlerde çalıştırılırken çocuklar da ailelerinden koparılarak birer ölüm makinesi haline getiriliyor.

Filmde çok fazla dehşet sahnesi var.

-Aslında o dönemde yaşananların onda biri bile değil seyircinin izlediği. İşkenceler, kurşunlar, koparılan eller, ayaklar, ’Bebek Asker’ dediğimiz 10 yaşındaki çocukların eline tutuşturulan Kalaşnikof’larla öldürülen kadınlar... Biz çok azını yansıttık.

25 Şubat’taki Oscar töreninde, özellikle kırmızı halıda yürünürken elmas takı takılmamasını istediniz. Buna nasıl tepkiler geldi?

-Çoğu dayanışmaya söz verdi. Takmak istemeyecekler ama elmas şirketleri de bastırıyor. Kanlı elmaslarla ilgilerinin olmadığını, ellerindeki elmasların Kimberley Process kurallarına göre sertifikalı olduğunu iddia ediyorlar. Biz de emin olmalarını istiyoruz. Bu bir sembolik eylem. Umarım başarılı olur ve ’Kanlı Elmas’ tacirlerini sindirir.

DJIMON HOUNSOU

Afrika’da madenleri çapulcular sahipleniyor

Siz Afrika kökenlisiniz ve oğlunu kurtarmak için her şeyi vermeye hazır bir babayı canlandırıyorsunuz. Nasıldır Afrika’da baba-oğul ilişkisi?

-
İnanılmaz derecede hayatidir. Ben Benin’liyim. Bizde erkek çocuk kutsaldır. Angola’da da aynıdır, Nijerya’da da. Çünkü ailenin reisi baba ölürse mutlak yerine o geçecektir. Filmde benim oynadığım Solomon Vandy’nin de tek amacı, Bebek Asker olarak yetiştirilmek üzere kaçırılan oğlu Dia’yı kurtarmak.

Bebek Asker faciası nasıl engellenebilir?

-Bunun altında sefalet, nüfus patlaması, devlet zafiyeti yatıyor. Afrika’daki devletler bu madenleri koruyamıyor, sahiplenmek de çapulculara düşüyor. Bence Birleşmiş Milletler, Afrika’da daha etkin olmalı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!