Olay belgesel yakında vizyonda

Güncelleme Tarihi:

Olay belgesel yakında vizyonda
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2009 00:00

Oscar’lı yönetmen Michael Moore’un merakla beklenen yeni belgeseli “Kapitalizm: Bir Aşk Hikayesi”, 11 Aralık’ta Türkiye’de vizyona gircek. Moore küresel krize neden olan finans sektöründeki yolsuzlukları perdeye taşıyor.

Haberin Devamı

Aklınızda “Kapitalizm: Bir Aşk Hikayesi” ismini koymak mı vardı hep?          
    
- Hayır, “Michael’ın Son Filmi” ismini koyacaktım (gülüyor) ama bunu her filmimin ardından söylüyorum. Bir filme başlayınca kendi kendime ‘Artık tamam, bu son filmim. Bu işi artık yapmak zorunda değilim...’ diyorum ve karşılığında gördüğüm tacizlerin sıkıntısını çekiyorum. Hayır, aklımda bir isim yoktu.

* Geçmişte de bir bakıma saldırılara uğradınız ama artık bu saldırılara daha fazla alışıyor musunuz        

- Hayır, bundan bıktım usandım. Ve dürüst olmak gerekirse, kalbimin büyük bir kısmı artık film çekmek istemiyor. Ama ben de bir insanım ve şu kadarını söyleyeyim, söz konusu saldırıların benim ortaya koyduğum meseleler, politikalar ve düşünceler konusunda olmasını ve benimle bunlar üzerinde tartışılmasını çok isterdim. Ama amaç hiçbir zaman bu değil. Amaç kişisel saldırı, beni mahvetmek ve lekelemek.

* 2008’deki ekonomik çöküntü gerçekleştiğinde belgeselinizi bitirmeye yakın mıydınız? 

- Hayır. Çekimlerin tam ortasındaydık.

ARTIK DEĞİŞİM ZAMANI 

* Kapitalizm hakkında bir belgesel yapıyorsunuz ve ekonomik çöküntü gözlerinizin tam önünde gerçekleşiyor... - Aslında çok tuhaf bir histi çünkü bir yandan beklenmedik bir hediye almışsınız gibi hissederken, öbür yandan kimsenin ıstırap ve sıkıntı çektiğini görmek istemiyorsunuz. Ama bildiğiniz gibi, ben filmlerimi yaparken, filmin ele aldığı konuların veya kişilerin filmin formülünün yazılmasına ne kadar katkıda bulunduğunu görünce şaşırmaktan kendimi alamıyorum. İster George W. Bush, isterse Charlton Heston, hep bir şeyler yapıyorlar ve benim sadece ‘Vay be, eksik olmayın!’ diye tepki verebildiğim şeyler söyleyip duruyorlar.

* Artık sizle konuşmaya kimse cesaret edemiyor?

- Kendi şöhretimin kurbanı oldum. Artık belgesel çekmem 20 yıl öncesine, ilk başladığım yıllara göre daha zor. O yüzden birçok yönteme başvurmak zorunda kaldım. Mesela, filmde kapitalizme demokrasiden daha fazla inandığını söyleyen Wall Street muhabirinin verdiği röportajı alabilmek için yapımcılarımdan birini göndermek zorunda kaldım. Ve yapımcımı röportaja kendim hazırladım. Bazen kapının hemen dışında, ekibin bir elemanı gibi giyinmiş bir halde duruyordum. Adam benimle konuşmayı bile reddederdi.

* Belgeselde ABD’nin ticari işletmeler açan ve hayatını kazanmaya çalışan insanlar üzerine inşa edildiğine dikkat çekiyorsunuz...

- En nihayetinde, mesele her zaman elinizden geldiği kadar fazla para kazanmaya çalışmak olmuştur. Ama geçmişte, toplum kapitalistler üzerinde baskı ve denetim görevi görüyordu çünkü açgözlülük tamamen kontrolden çıkıverebilecek bir şey. Ve insan olarak kendimiz hakkındaki gerçekleri, içimizdeki o karanlık tarafı biliyoruz: Açgözlülük...

* Sistemin artık tamamen işlemediğini mi düşünüyorsunuz? Ve bu durum değişecek mi?

- Evet, o noktaya doğru gidiyor ama değişeceğini sanmıyorum. Ve değiştirebileceğimizi de sanmıyorum. İşte bu yüzden filmin sonunda sistemi düzene koymak konusunda konuşmamamızın daha iyi olacağını sanmadığımı söylüyorum.

* Peki, son durum hakkında ne diyorsunuz?

 - 21. yüzyıla girdik artık, yeni bir şey düşünemez miyiz? Kapitalizm 17. yüzyıla ait bir düşünce. Sosyalizm ise 19. yüzyıla ait bir düşünce. Böyle bir şey olur mu hiç? Anlıyor musunuz? Bu konuyu düşünmek için daha fazla zamanımız var. Artık evimizin içinde musluktan su akıyor. Su için kovayla ırmağa gitmemiz gerekmiyor. İdaresi halkın elinde olan, yeni bir ekonomi düzeni kurmak için ne yapmamız gerektiğine dair bir tartışma başlatmak istiyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!