Ödülü "Mutluluk" oldu

Güncelleme Tarihi:

Ödülü Mutluluk oldu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 2007 00:00

Şöhreti, "Mutluluk" filminde yakalayan Murat Han, büyük mücadeleyle geçen oyunculuk macerasını anlattı.

Haberin Devamı

Ödülü Mutluluk oldu
Murat Han gerçek ismin mi?

- Evet. İsmim Murat, soyadım Han. Sanki sonradan alınmış bir isim ve soyadı gibi geliyor insanlara... Ya da soyadın ne diye soranlar oluyor.

Seni ilk kez "Mutluluk" filmiyle tanıdık. Nerelerdeydin bunca yıl?

- Bilkent Üniversitesi’nde beş yıl tiyatro eğitimi aldım. O süreç içinde kendimi oyuncu olarak yeterli görmemeye başladım. Bir açmazdaydım. O yüzden yurtdışına gitmem gerektiğini düşündüm. Sonra Amerika ve İngiltere’deki oyunculuk okullarını araştırıp, bu okullarla yazışmaya başladım. En çok da Stella Adler Oyunculuk Okulu’na gitmek istiyordum. Ama pahalı olması da gözümü korkutuyordu.

Maddi destekçin ailen miydi?

- Bir memur ailesinin çocuğuyum. Onların yurtdışı eğitim giderlerimi karşılama lüksü yoktu. O yüzden yazları Kuşadası’nda barlarda çalışıp biraz para biriktirdim. Tabii bu paralar okulun ilk taksidine bile yetmiyordu. Ama kafaya koymuştum, çok idealisttim. Derken 4. sınıf bitti, bütün yazışmalarımı tamamlamıştım ve Stella Adler’e kabul edildim.

/images/100/0x0/55eb6164f018fbb8f8bd643f
Stella Adler, sanırım birçok ünlü mezun veren bir okul...


- Evet aralarında Marlon Brando, Robert De Niro ve Merly Streep gibi dünyanın en önemli oyuncuları var.

"Ekonomik anlamda da rahat değilim" dedin, bu süreçte faturalar nasıl ödendi?

-
Okul için her üç ayda bir 2500 dolar gibi bir rakam ödenmesi gerekiyordu. Benim bir altı aylık dönemin okul parası dışında hiç param yoktu. Hemen iş aramaya başladım. Tabii çalışma izni yok, nakit işler bulmak gerekiyor. Tam Shakespeare dersindeyiz. Bizim bir İngiliz hocamız vardı. "Bahçıvan arıyorum. Tanıdığınız var mı?" dedi. Ben hemen "Ne yapılacak?" diye sordum. "Yabancı otlar ayıklanıp, yerine bir şeyler dikilecek" dedi. "Ben yapabilirim" dedim. Ardından öğretmenimin komşularının da bahçe işlerini yaptım. Ardından pizza dağıtmaya başladım, gündüz okuldaydım, akşamları pizzacıda. 2 yıllık eğitim süresi boyunca restoranlarda, barlarda çalıştım. Bunun yanında derslerim çok iyiydi. Bir gün bölüm başkanımız Irene Gilbert beni odasına çağırdı. "Biz seni akademinin en iyi oyuncusu olarak belirledik ve okumak için nasıl çalıştığını da biliyoruz. Sana bir dönem için burs vermeye karar verdik" dedi. İnanılmaz duygulandım, kadına sarıldım. Yaşadığım o mutluluğu anlatmam mümkün değil.

Ödülü Mutluluk oldu
 "Mutluluk" filminin kadrosuna seçilmen nasıl oldu?

- Geçen yıl Ankara’ya ailemi ziyarete gelmiştim. Oyuncu Simge Selçuk, Bilkent’ten arkadaşım. Yine bir telefonda "ANS’a gideceğim, bir dizi projesi varmış, sen de gel" dedi. Ben de ona katıldım. O sırada "Mutluluk"un cast’ı yapılıyormuş. Cast’ı yapan Zeynep beni görünce Cemal rolüne uyacağımı düşündü. Sonra Abdullah Bey ile tanıştık. Amerika’da yaptıklarımı anlatınca, "İki sahne var, onları 48 saat içinde hazırla ve bir deneme çekimi yapalım" dedi. Abdulllah Oğuz deneme çekimlerini beğendi. Ama başrolü vermek için çok daha uzun bir süre gerekiyordu. Süre üç hafta kadar oldu, hatta üç haftanın sonunda insanlar "Amerika’dan geldi, Doğulu havası veremez" diye konuşuyordu. Ama Abdullah Bey çevresinden hiç etkilenmedi. En son "Şive konusunda emin değilim; sanki çalışsan da yapamazmışsın gibi geliyor" dedi. "Bekleyin, görün dedim" ve Van’a gittim. 48 saatte Van aksanın öğrendim. Döndüğümde Abdullah Bey çok şaşırdı. "Ben böyle bir şey görmedim, rol artık senin" deyince, "Artık tamam mutlu olabilirim" dedim. 

Hırs yaptım, kazandım

"Mutluluk"ta rolü almanda hırsın etkisi var mı?

/images/100/0x0/55eb6164f018fbb8f8bd6443
-
Evet çok hırslıyım; ama bu durum Amerika’da başladı. Çünkü benim orada en zorlandığım dönemlerde bile, "Buraya denemeye değil, kesinlikle başarmaya geldim" fikrine sarıldım ve bunu aklımdan çıkarmadım. Ayakta sağlam kalabilmeye, pes etmemeye kararlıydım. Birinin bana "Yapamazsın" demesi beni sınırlamaz. "Mutluluk" filmi için 48 saat içinde Van aksanını öğrenmemin ardında yatan gerçek budur. Ben Van ’a giderim, bir hafta içinde de o aksanı öğrenirim. Biliyorum bunu. Bana hangi rolü verirlerse versinler, eğer imkánım varsa Çin’e de giderim. Tibetli’yi bir ay içinde didikler, anlar ve oynarım. Böyle de bir azmim var yani. Amerika’da aksan dersleri almıştım, hatta bir ara bütün kazandığım para bu derslere gitmişti. Ancak, bu eğitim kulağımın gelişmesine yardımı oldu.

Ünlüler okulunun en iyi öğrencisiydi

Okulun en iyi öğrencisi seçilmen sizin bursun yanında neler getirdi?

Ödülü Mutluluk oldu
- Okul bittikten sonra, ilk sene derslerimize giren hocam Charles Whiseberg’in teklifiyle, asistanlığını yapmaya başladım. Bir nevi oyuncu koçluğu öğrendim ki bu bana çok daha fazla bilgi kattı. Sonra tiyatro seçmelerine gitmeye başladım. Bu sekiz yıllık süreç içerisinde beş tane tiyatro oyunu ve üç sinema filminde rol aldım. Bütün bu projeler bana oyunculuk anlamında çok şey öğretti. O yüzden Amerika’daki sekiz yılımı çok değerli buluyorum. Bir çok yılı acıyla geçti. Genelde insanlar "Aaa Amerika’dasın ne güzel, ne şahane" derler. Benim için olan biten hiç de toz pembe değildi. Paran olduğunda evet Hollywood’da çok güzel yaşayabilirsin ancak zor şartlarda yaşıyorsan, çok şey öğrenirsin, öyle bir yer. O nedenle ben o sekiz yılımı bana çok şey öğreten altın yıllarım olarak görüyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!