O gün, bu gündür
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2005 23:10
Yukarıdaki uzun girizgâhtan da anlaşılmayacağı üzere, gözlerim kapanıyor TEM’de evimin yolunda (arabayı ben kullanmıyorum endişeye gerek yok), açlığımı da unuturum umuduyla ‘Eve gidip birşeyler yazmam lazım, ama ne’ diye düşünürken, aslında gözümün önünde döner kebaplar geçiyor, Yabancı Damat dizisindeki Antepli dede gibi adanalar, urfalar, bonfileler, babane köfteleri, iki düz bir yağlı çöp şişler...
Daha önce de anlattım sanıyorum, hani sosyolog ‘cinsel hayatla ilgili’ bir konferans veriyormuş da, dinleyicileri sormuş, ‘Ne sıklıkla cinsel ilişkiye giriyorsunuz?’ diye, lafı uzatmayayım, zaten yeteri kadar uzattım, hergün diyen yalancılar el kaldırmış, haftada 1-2 diyenler, sonra büyük çoğunluğu oluşturan haftada 1 diyenler, işte üç beş kişi ‘Ayda 1-2’ demiş filan... sonunda, uzman sormuş:
- Senede sadece 1 kere cinsel ilişkiye giren var mı?
Salonun dibinden bir el kalkmış havaya, bir erkek...
Sosyolog konuşmasını devam ettirecek, ama ‘Senede 1 kere yapan’ adam bir türlü indirmiyor elini, herkes görsün ister gibi yerinde zıplayıp duruyor:
- Tamam, teşekkür ederim, gördüm, elinizi indirebilirsiniz! demiş sosyolog, ama beriki yine dersini çalışmış öğrenci gibi elini kaldırıyor, yerinde tepinip duruyor.
- Anladım beyefendi, tamam, senede 1 kere ilişkiye giriyorsunuz. İndirin elinizi...
I-ıh, beriki ısrarlı, sonunda uzman dayanamamış:
- Peki ne ekleyecekseniz söyleyin bakalım!
Ayağa fırlamış salonun dibindeki adam:
- Senede bir gün, dedim ya...
- Evet?
- O gün, bu gün de!..
*
Bu ruh hali içinde, bezgin, bitâp, eve döndüm. Dünyalar güzeli:
- Hıh, döndüm mü, hemen pişireyim yemeği o zaman, dedi.
- Ne yiyoruz?
- Doktor sana haftada en az bir gün yağsız kırmızı et yiyeceksin, dedi. Haftalardır yemiyorsun. Sana bir antrikot yaptım, bir bardak da kırmızı şarap koydum!
Heeeeyt, kırmızı etimi yedim, yanında bir bardak kırmızı şarap, taze soğan ve turpla, Sapiens sapiens olduğumu anladım vallahi, neymiş o öyle ya!
Diyeceksiniz ki mağrur olma Serdarım, bunun yarını da var, Hürriyet Medya Tavırs’ın ahçısı seni bekliyor elinde ‘haşlanmış karnabahar’ ile... olsun anasını satayım!
O gün, bu günmüş, siz ona bakın!
Not: Biliyorsunuz, rejime ve spora devam ediyorum ama elim kolesterolümü ölçtürmeye gitmiyor, gö(z)üm yemiyor. Bir defa, ben 200’e inene kadar, Ömer bir tenzilat daha patlattı, şimdi 170 diye tutturdu. İkincisi, bütün bu ıstıraba rağmen bu sefer de 232 çıkarsa, Amerikan Hastanesi’ni kan gölüne çeviririm diye korkuyorum. İyisi mi, diyorum kendi kendime, ben de eniştem gibi mi yapsam, ‘Bırak kolesterolü, lipidi mipidi... Otopside hepsine bakarlar oğlum!’
- Senede sadece 1 kere cinsel ilişkiye giren var mı?
Salonun dibinden bir el kalkmış havaya, bir erkek...
Sosyolog konuşmasını devam ettirecek, ama ‘Senede 1 kere yapan’ adam bir türlü indirmiyor elini, herkes görsün ister gibi yerinde zıplayıp duruyor:
- Tamam, teşekkür ederim, gördüm, elinizi indirebilirsiniz! demiş sosyolog, ama beriki yine dersini çalışmış öğrenci gibi elini kaldırıyor, yerinde tepinip duruyor.
- Anladım beyefendi, tamam, senede 1 kere ilişkiye giriyorsunuz. İndirin elinizi...
I-ıh, beriki ısrarlı, sonunda uzman dayanamamış:
- Peki ne ekleyecekseniz söyleyin bakalım!
Ayağa fırlamış salonun dibindeki adam:
- Senede bir gün, dedim ya...
- Evet?
- O gün, bu gün de!..
*
Bu ruh hali içinde, bezgin, bitâp, eve döndüm. Dünyalar güzeli:
- Hıh, döndüm mü, hemen pişireyim yemeği o zaman, dedi.
- Ne yiyoruz?
- Doktor sana haftada en az bir gün yağsız kırmızı et yiyeceksin, dedi. Haftalardır yemiyorsun. Sana bir antrikot yaptım, bir bardak da kırmızı şarap koydum!
Heeeeyt, kırmızı etimi yedim, yanında bir bardak kırmızı şarap, taze soğan ve turpla, Sapiens sapiens olduğumu anladım vallahi, neymiş o öyle ya!
Diyeceksiniz ki mağrur olma Serdarım, bunun yarını da var, Hürriyet Medya Tavırs’ın ahçısı seni bekliyor elinde ‘haşlanmış karnabahar’ ile... olsun anasını satayım!
O gün, bu günmüş, siz ona bakın!
Not: Biliyorsunuz, rejime ve spora devam ediyorum ama elim kolesterolümü ölçtürmeye gitmiyor, gö(z)üm yemiyor. Bir defa, ben 200’e inene kadar, Ömer bir tenzilat daha patlattı, şimdi 170 diye tutturdu. İkincisi, bütün bu ıstıraba rağmen bu sefer de 232 çıkarsa, Amerikan Hastanesi’ni kan gölüne çeviririm diye korkuyorum. İyisi mi, diyorum kendi kendime, ben de eniştem gibi mi yapsam, ‘Bırak kolesterolü, lipidi mipidi... Otopside hepsine bakarlar oğlum!’