Nickelodeon çocuklar oynasın diye ekran kararttı anneler destek verdi

Güncelleme Tarihi:

Nickelodeon çocuklar oynasın diye ekran kararttı anneler destek verdi
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2008 00:00

Çocuk kanalı Nickelodeon'un kampanyasına ünlü anneler destek verdi.

Haberin Devamı

ZEYNEP TOKUŞ FOTOĞRAFLARI

EBRU ŞALLI FOTOĞRAFLARI

DEMET ŞENER FOTOĞRAFLARI

Kanal, 90 gün boyunca ekranını "Haydi Oyun Oynayalım" diyerek bir saatliğine donduruyor. Amaç çocukları televizyon bağımlılığından kurtarıp dışarıda oyun oynamalarını sağlamak. Bu radikal kampanyaya Ebru Şallı, Demet Şener ve Zeynep Tokuş'tan destek geldi. Esra Oflaz Güvenkaya da kampanyanın detaylarını anlattı.

- Nickelodeon kanalının her gün bir saat ekran karartıp çocuklara “Haydi dışarı çıkın oynayın” diyor. Anlamlı bir proje değil mi?

Demet Şener: Bugün eğitici, eğlendirici birçok çocuk kanalı var. Ama ben bir anne olarak çocukların her şeyi belli saatlerde izlemesi gerektiğine inanıyorum. Tabii ki, çocuğu tamamen televizyondan soyutlamak doğru değil ama onları

Nickelodeon çocuklar oynasın diye ekran kararttı anneler destek verdi
saatlerce ekran karşısına geçirip hayattan ve arkadaşlarından da soyutlamak doğru değil. Çocukların sosyalleşmeleri için oyun zamanlarına ihtiyaçları var. Bu proje, bir anlamda çocuklarını televizyona tutsak bırakan aileleri uyarıyor. Bence aileleri bilinçlendirmek adına çok güzel bir proje.

Haberin Devamı

Ebru Şallı: Çocukların uzun saatler televizyon izlemesini doğru bulmuyorum. Çünkü belli bir süreden sonra sadece çocuk kanallarını değil diğer kanalları da izlemeye başlıyorlar. Şiddeti yücelten bir sürü dizi ve programlar var. Esra bence çok güzel bir projeye imza atmış.

Esra Oflaz Güvenkaya: Bu Nickelodeon'un başlattığı uluslararası bir sosyal sorumluluk kampanyası. Avrupa'daki kampanya sadece bir gündü. Biz bu sürenin Türkiye'de yeterli olmayacağını düşündük ve 90 güne yaydık.

- Bir televizyon kanalı yayın durduruyor. Hem de 90 gün... Radikal bir proje.

E. O. Güvenkaya: Kesinlikle öyle... Ekran karartmanın mali bir zarar boyutu da var. Bir çocuğu televizyonun karşısına oturttuğunuz zaman saatlerce yerinden kımıldamıyor. Bu konuda aileleri bilinçlendirmek istedik ve ancak ekran karartma gibi radikal bir projeyle dikkat çekebileceğimizi düşündük. Aileler önce şaşırdı, sonra da büyük destek verdi. OMO'nun sponsorluğunda 90 gün boyunca ekranı karartıyoruz ve her ay Club Sporium'larda etkinlikler düzenliyoruz. İlkini bu cumartesi Bostancı’da yapacağız. Oyun alanları oluşturduk, palyaçolar, eğitmenler olacak ve çocuklar aileleriyle gelip bu alanlarda gönüllerince eğlenecekler.

Zeynep Tokuş: Ekran karartma gibi radikal bir kampanyayı bir televizyon kanalının yapıyor olması taktire şayan bir durum. Benim bir yedi, diğeri altı aylık iki çocuğum var... Genelde çocuklar televizyona çok düşkün. Altı aylık bebeğimin bile bazen televizyona gözü takılıyor. Çocukların televizyon karşısında saatlerce sessiz kalmaları bazı annelerin işine geliyor. Ama çok fazla televizyon seyretmenin çocukları kötü yönde etkilediği bilimsel olarak kanıtlandı. Çocuklar dışarı çıkıp oyun oynamalı.

- Dışarısı diyorsunuz ama bizim çocukluğumuzdaki gibi mahalle ortamları kalmadı.

Z. Tokuş: Maalesef öyle. Bizim çocukluğumuz ağaçların tepesinde geçti. Sokakta körebe, saklambaç gibi bir sürü oyun oynardık. Ama şimdiki çocukların bu tür imkanları kalmadı. Eğer sitede yaşamıyorlarsa evden direk caddeye çıkıyorlar. Yine burada iş anne ve babalara düşüyor. Çocuklarına her zaman vakit ayırmalılar.

- Çocuk sahibi olduğunuzdan beri medyada hamilelik ve çocuk eğitimi hakkında mesajlar veriyorsunuz. Bu durum bir anlamda size misyon da yükledi değil mi?

/images/100/0x0/55eb65a1f018fbb8f8be7bcc
D. Şener: Medyatik insanlarla olarak bir şekilde toplumun dikkatini çekiyoruz. Bizler birer köprüyüz. İnsanlar açıklamalarımızı, verdiğimiz röportajları daha dikkatli okuyor. Biz de gerek aile yaşantımızla, gerekse çocukları yetiştirme tarzımızla rol modeli oluyoruz. Ama kendi adıma asla ahkam kesme gibi bir durum söz konusu değil. Ben yeni annem oldum fakat çok araştırıyorum, çocuk ve aile psikolojisiyle ilgili sürekli kitaplar okuyorum. Ben asla bir uzman değilim, sadece yaşadıklarımı ve öğrendiklerimi paylaşıyorum.

Haberin Devamı

- Ünlülerin çocuklarıyla çok fazla medyada yer aldığı konusunda eleştiriler var. Hatta bu konuda Angelina Jolie’nin çocuklarını PR malzemesi olarak kullandığı söyleniyor. Size de bu tür eleştiriler geliyor mu?

D. Şener: Brad Pitt, film çekmeye Berlin’e gidiyor Angeline Jolie de onun peşinden gidiyor. Çünkü onlar bir aile. Biz de İbrahim, Selanik’e transfer olduğunda ailece oraya taşındık. Bu gidip gelmeler basına çok yansıyınca haliyle insanlar bu durumu abartılı buluyor.

AİLE HAYATI GİBİSİ YOK

- Yani çocuğunuzla çok fazla basına yansıdığınızı düşünmüyorsunuz...

D. Şener: İrem ile sadece bir-iki röportaj verdim. Ama ben halk içine çıkıp parkta kızımla oynadığımda gazeteciler fotoğraflarımızı çekiyorsa ben ne yapabilirim ki. Biz normal hayatımızı yaşıyoruz, basında peşimizde olduğu için bu tür eleştiriler çıkıyor ortaya. İrem normal çocuklar gibi yetişecek ve ben nereye gidiyorsam o da benimle gelecek. Ben ve kocam tanınmış insanlar olduğumuz için İrem'in fotoğraflarının basına yansıması normal. Bu durumu büyütmemek lazım.

- İkiniz de mesleğinizi zirvede bıraktınız. Geçmişe baktığınız zaman kariyer odaklı yaşamla şu anki yaşam arasında ne farklar görüyorsunuz?

E. Şallı: Kıyaslama yapmak bile söz konusu değil. Hayatımın hiçbir devresinde şu anki kadar mutlu olmadım.

D. Şener: Ben de hayatımda hiç olmadığım kadar mutluyum. Huzurlu bir evliliğim, muhteşem bir çocuğum var. Hayattan başka hiçbir şey istemiyorum. Sadece sağlıklı olalım yeter.

Haberin Devamı

Nickelodeon çocuklar oynasın diye ekran kararttı anneler destek verdi
- İleride "Keşke biraz daha geç çocuk yapsaydım" der misiniz acaba?

D. Şener: Şimdi keşke daha erken çocuk yapsaydım diyorum. Evli arkadaşlarımız var. Daha hazır değiliz çocuk için diyorlar. İbo ile ben de “Hemen yapın” diyoruz.

- Ebru Hanım, oğlunuzun celebrity life'tan haberi var mı? Çevresinde yaşananları nasıl algılıyor?

E. Şallı: Bero küçük olduğu için bazı şeylerin farkında değil ve herkesin bu şekilde yaşadığını düşünüyor. Geçen gün marketteyiz, Demet’i (Şener) bir derginin kapağında gördü ve “A Demet” dedi... Yakın arkadaşlarımız da celebrity olunca o herkesin celebrity olduğunu sanıyor. Ama ben mümkün olduğu kadar onu bu hayattan uzak tutmaya çalışıyorum.

D. Şener: Bizim de çok göz önünde olan bir hayatımız yok. Bir yere gittiğimiz de de İrem'in üç-beş resminin çıkmasının ona bir zararı olacağını düşünmüyorum. Ama tabii bazı şeylere dikkat ediyorum. Çocuğumu her yere götürmüyorum.. Çocuğun gideceği yer var gitmeyeceği yer var...

- Peki birer çocuk daha düşünüyor musunuz?

E. Şallı: Evet, olabilir...

D. Şener: Ben bir çocuğum daha olsun çok istiyorum. Belli olmaz belki üçüncü çocuğu da yaparım. Aile hayatı ve çocuklar gibisi yok. Artık mutluluk benim için sade bir aile hayatı.

Celebrity değilim ev kadınıyım

- Zeynep Hanım sizde durum nasıl. Annelik ve celebrity life nasıl bir arada gidiyor.

Z. Tokuş: Celebrity life yaşamıyorum. Ben evimde bir ev kadınıyım ve her ev kadını gibi gayet normal bir hayatım var. Zaten sizde görüyorsunuz galalara, davetlere katılan bir insan değilim. Sadece iş icabı medyanın karşısında oluyorum. Yani çocuklarımın celebrity life'tan etkilenmeleri gibi bir durum söz konusu değil.

- Peki, ünlü olmanız çocuğunuzu nasıl etkiliyor. Çocuğunuz okula gittiği zaman arkadaşları mutlaka sizden bahsediyordur.

Z. Tokuş: Bu durumu çok iyi gözlemledim. Çocukları magazinsel olaylar çok fazla etkilemiyor. Oğlum benim iş hayatımdan etkilenmiyor. Bu biraz da annenin yaşam tarzına bağlı.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!