Müzelerde ışıklandırmanın önemi

Güncelleme Tarihi:

Müzelerde ışıklandırmanın önemi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 01, 2013 01:27

‘Işık’ın hayatımızdaki yerinin önemini anlatmaya gerek yok. Yaşamımızdaki ihtiyaçlarımızın çoğunu sayesinde gideriyoruz.

Haberin Devamı

Pek çok alan var tabii ki sayabileceğimiz ama benim dikkatimi özellikle çeken, tabii ki ‘sanat’ alanındaki oldu. Nasıl mı?
Geçen aylarda Amsterdam’daki Rijksmuseum’u ziyaretim vesilesiyle.
Öncelikle hemen gidiş sebebimize gelelim; müzenin 10 yıldır bitmek bilmeyen restorasyon çalışmalarının sonunda tamamlanmasıydı.
Bizi davet edense, müzenin tüm aydınlatmasını üstlenen Philips oldu. Çünkü bu önemli müze için, büyük bir çalışma yapmıştı.
Philip yöneticilerinden, mühendis Brad Koerner, müzedeki eserlerin en iyi şekilde görülebilmesi için gün ışığının yakalanmaya çalıştığını anlattı, dünyanın pek çok ülkesinden gelen gazeteci ve sanatsevere.
Rijksmuseum’da tercih ettiklerininse tabii ki LED ışık olduğunu söylüyor. Çünkü söylediğine göre, daha birkaç yıl öncesine kadar küçük bir odayı bile zor aydınlatan LED teknolojisi, artık uzun bir bina, köprü ya da kule gibi büyük ölçekli yapıları bile rahatlıkla aydınlatabiliyordu.
İşte bu teknolojiden de müzeden iyi ışığın yakalanması için yardım alındı. Tam 775 bin LED, 3800 LED spotu kullanıldı, müzenin ve eserlerin aydınlatılması için.
Tüm bunlar yerleştirilirken özellikle tabloların, altınların, gümüşlerin, seramiklerin yansımadan kurtarılması, detaylarının en iyi şekilde görülmesi için uğraşıldı. Bu estetik sorunların yanı sıra, eserlerin zararlı UV ışınlarından ve sıcaklıktan korunması için de LED’ler gerekiyordu.
Bunun çevre dostu olduğundan ve enerji verimliliği de sağladığından hiç bahsetmiyorum bile...
8 bin eserin ve 12 bin metrekarelik alanın tüm bu ışıklandırma çalışması için teknik ekiple birlikte küratörler de gece gündüz çalıştı. Onlardan biri de Juliette Nielsen’di. Özellikle müzenin en önemli sanat eserlerinden, Rembrandt’ın ‘Gece Nöbeti’ni aydınlatırken çok duygulanmış. Ellerinden gelenin en iyisini yaptığını söyleyen Nielsen, kendisinden tablonun aydınlatılmıyormuş gibi görünmesini istediklerini de vurguladı.
Peki, ışıklandırmanın bile bu kadar önemli olduğu Rijksmuseum’un önemi ya da son 10 yıllık tadilatta neler yapıldı, bir de ona bakalım...
1885 yılında inşa edilen Hollanda’nın ve Avrupa’nın en saygın müzelerinden Rijksmuseum’un büyük bir bölümü, 2003 yılında restorasyon çalışmaları için kapatılmıştı. 10 yıllık çalışmanın ardından 19. yüzyıl mimarisine ait bina, bir 21. yüzyıl müzesi görünümüne kavuşturuldu. Bu görünümü sağlayansa detaylı bir elemeyle seçilen İspanyol mimarlık ofisi ‘Cruz y Ortiz’ oldu.
Antonio Cruz ve Antonio Ortiz, Rijksmuseum’un asıl mimarı Pierre Cuypers’in anısına saygıyla yeni girişi, dış mekân sergi alanını, mağazaları, atölyeleri, kütüphaneyi... kısacası müzenin her metrekaresini naif mimari dokunuşlarla yeniledi.
Sadece ünlü Hollandalı ressam Rembrandt’ın yine onun kadar ünlü tablosu ‘Gece Nöbeti’ eski yerinde kaldı. Yani tam binanın ortasında. Eserlerin yerleştirilmesiyle ilgili sergilerden sorumlu müdür Tim Zeedijk, şöyle diyor: “Öncelikle müzeye ait bir milyon eser arasından detaylı bir eleme çalışması yaptık. Müzenin ilk halinin fotoğraflarını da önümüze alarak her şeyi baştan tasarladık. Sergi odalarının sayısını artırmak yerine, eserlerimizin daha ferah alanlarda görülmesini sağladık.”
Müzede bu tür çalışmaların dışında neredeyse her şey yer değiştirdi. Ve bazı bölümlere modern görünüm hâkim oldu.
Müzenin iç tasarımınıysa Louvre Müzesi’nin de tasarımını yapan Jean-Michel Wilmotte üstlendi. Sütunları, süslemeleri, mobilyaları binanın orijinal görünümüne uygun olarak tasarladı.

Haberin Devamı

HEPSİ 375 MİLYON EURO

Haberin Devamı

Bakın tüm bu yenilikler rakamlarla nasıl özetleniyor:
Rijks Müzesi yenilenmenin ardından, Hollanda’nın 800 yıllık tarihini artık sekiz bin eserle anlatabiliyor.
Müzedeki 80 galeriyi (odayı) dolaşmak istediğinizde ortalama
1,5 kilometre yol kat etmeniz gerekiyor.
Müzenin görülen ve görülmeyen koleksiyonundaki eserlerin sayısı 1 milyon adet. Bu sayı, renovasyondan önce müzeyi ziyaret edenlerin yıllık ortalamasıyla aynı miktarda.
30 bin metrekarelik alana sahip müzenin artık 12 bin metrekaresi sergi alanı olarak kullanılıyor.
Müzenin alışveriş dükkânıysa 300 metrekare oldu.
Sergileri gördükten sonra biraz temiz hava almak isterseniz, sizi 14.418 metrekarelik bahçeye yönlendireceklerdir.
Ve son olarak bunların hepsi ne kadar tuttu dersiniz? Tam 375 milyon euro!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!