Mutluluk kapılarınızı açın

Güncelleme Tarihi:

Mutluluk kapılarınızı açın
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 23, 2010 14:36

17 yıllık doktor Işık Akgöl, ‘Serotonin’ adını verdiği merkezde; beden – zihin – ruh üçlüsüne yatırım yaparak, insanları mutluluk yolculuğuna çıkarıyor. Ve de ekliyor: Mutlu olmaya karar vermek lazım!

Haberin Devamı

Serotonin'den toplum liderleri çıkacak

Bu merkezi, çağımızın en büyük problemi olan ‘Kendimize zaman ayırmama, dayatılan hayatı yaşama’ gibi sorunları çözmek için kurdunuz. Peki ‘Serotonin’in vizyonu nelere ve nerelere ulaşacak?

İnanıyorum ki; hayatın özüne dokunabilen, arı – duru - öz, büyük bir grup olacağız. Küçük fikirlerimizi büyük kalplerimizle geliştireceğiz. Ve bir gün buradan toplum liderleri çıkacak.

Bilmeyenler için serotoninin tanımını alabilir miyiz sizden?

Serotonin, beyinde ve bağırsaklarımızda salgılanan bir hormon. Mutlu oldukça serotonin salgılıyoruz. Ama mutlu olabilmek için de serotonin salgılanabiliyor olmalı. Bu döngüyü, mutlu olabilmek ve serotonin salgılayabilmek için kişinin kendisi etkileyebiliyor.

Mutluluğumuz ya da mutsuzluğumuz serotonine bağlı yani öyle mi?

Haberin Devamı

Aslında evet. Aşık olduğumuzda, iyi uyuduğumuzda, masaj ve seks ile, güneşi hissettiğimizde, egzersiz yaptığımızda doğal olarak salgılanıyor. Yani ömrümüz boyunca bu mutlu, küçük formülün peşinde koşuyoruz, bilmeden.

Serotonin eksikliğinde neler ortaya çıkıyor peki?

Eksikliğinde kendimizi mutsuz hissediyor, iyi uyumuyoruz. Yeme ve iştah mekanizmalarımız bozuluyor, kilo alma sorunu ortaya çıkabiliyor. Bazı insanlarda depresyona kadar gidebiliyor durum.

Beslenmenin serotonine etkisi ne yönde?

Serotonin salgılattığı hemen herkesçe bilinen şey çikolata. Bu nedenle çikolata bağımlılığı diye bir şey var. Ama mutlu olmak için şunu veya bunu yemeliyiz diyemem.

Çalışmak, sevmek, sevilmek, gezmek… Hayatta yaptığımız her şey, mutluluğa ulaşmak için aslında. Peki mutluluk neden bu kadar uzak günümüz insanına?

Bence uzak değil. Sadece mutlu olmaya karar vermek ve bunu seçmek lazım öncelikle. Sadece tek kanaldan gidersek de mutlu olamıyoruz. Her üç alanın da sağlıklı ve uyum içinde olması lazım. Yani beden - zihin ve ruh alanlarını kastediyorum. Günümüz insanı bu üç alana birden yatırım yapmak yerine tekini seçiyor bence.

Tek alanı seçiyor derken…

Yani deli gibi spor yapıp para kazanmayı deniyor ama mutlu hissedemiyor. Ya da bunlardan vazgeçmiş çok ruhani yaşayıp temel bedensel sorunlarla baş etmeye çalışıyor. Ya da sağlıklı bir sosyal dünyası var, yine mutsuz oluyor.

Haberin Devamı

Bunun paralelinde şöyle bir soru soracağm; beklentilerimiz çok mu mutluluktan? küçük mutluluklarla yetinmeyi bilmeyişimiz neden?

Bence mutluluktan beklentinin çok olması iyi bir şey aslında. Yani kişi kendine mutlu olma hakkını tanıyor böylece. Çok mutlu olmayı istemek, mutlu olmak için çok şey istemek anlamına gelmiyor zaten. Küçük mutluluklarla da yetinmeyelim, daha mutlu olmayı hedefleyelim.

‘Mutluluk bir seçim’ diyorsunuz. Nasıl yani?

Mutlu olmayı bir kere seçerseniz onun önünde bir engel kalmiyor gerçekten. Çünkü ‘Düşüncelerimle duygularımı üretirim. Düşüncelerimi de ben yönetmeyi biliyorsam duygularimi ben yonetiyorum’ demektir. Mutlu olmaya bir kere karar verip ardından neler düşüneceğime, neler hissedeceğime ve neler yapacağıma bakarım.

Haberin Devamı

‘Psikoloji eğitimlerim sırasında mutluluğun bir seçim olduğunu ve eğitimle öğrenilebileceğini kavradım’ diyorsunuz. Mutluluk öğrenilebilir mi sahi?

Az önce söylediğim gibi düşünce, duygu ve hissediş arasındaki ilişkiyi kavramak her şeyi değiştirdi. Mutlu hissetmek için formülü tersten giderek çözebiliriz. Tıpkı çocukluğumuzda çözdüğümüz havuz problemleri gibi!
 
Günümüzde insanlar kolay mutlu olamıyor. Neden? Beklentilerinin fazla olmasından mı yoksa başka sebepler mi buna etken?

Günümüz insanı, daha somut elle tutulur kavramlar üzerinden gitmeye daha çok odaklandırılmış galiba. Çok para kazanmak, çok çalışmak, çok güzel olmak, çok genç görünmek, çok tanınmak, çok saygın olmak, çok güçlü olmak vs... Aslında zihin ve ruh dünyalarına da yeterince yatırım yapsalar mutlu olmak çok kolay. Mutlu olma beklentisinin yüksek olmasından korkmam ben.

Haberin Devamı

Beden – zihin – ruh üçlüsünün bütünlüğü mutluluğa açılan kapıda ne kadar ve nasıl etkilidir?

Yüzde yüz etkilidir. Beden ve zihin sağlığımız için elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Elimizden gelmeyen kısmını ruhsal sağlımız tolere edecektir. Ruhsal alana yatırım yapmamışsak bunu bedenin tolere etmesi imkansız oluyor. Hatta günümüzde sıkça görülen spor ve çalışma bağımlılıklarına götürüyor kişiyi. Bir kısır döngüde ironik olarak spor yaralanmaları ve uyku problemleri vs ile yeniden bedensel sorunlara götürüyor kişiyi!

İnsanlar mutlu olmayı hep dışarıdan gelecek etkilerle beklerler. Halbuki asıl mutluluğun insanın içinde olduğunu... İnsanların bunu bilmesi ve benimsemesi neden bu kadar zor?

Haberin Devamı

Bence ana fikir bu. Mutlu olmamız konusunda en etkili veya belki de tek yetkili kişi biziz. Mutlu olmak kişinin içinde başlayan bir karar. Bu muhteşem mutlu olmak yolculuğunun sonunda şu ortaya çıkar; mutlu olmak koşuldan bağımsızdır! Mutluluk içinde yanarak ölen Nepal din adamının resmini hatırlayın.

‘Serotonin’e gelen insanlara nasıl bir program ve ne giibi yöntemler sunarak serotoninlerini arttıracaksınız?

Öncelikle bu üç alan için bir farkındalık yaratacak ve kişinin ihtiyacına uygun mutlu olma reçetesi yazacağız. Bu uzun ama zevkli yolculukta ona arkadaşlık edeceğiz. Beden – zihin - ruh ve sosyal alanlarda kendilerini zinde ve formda tutacak çok sayıda egzersiz var burada. Beden için pilates, tai-chi, stretching, yoga, hareket terapisi var. Zihin için psikoloji seminerleri, çalıştayları, bireysel danışma, iş dünyası için koçluk ve entelektüel sohbet toplantıları... Ruhumuz içinse felsefe seminerleri ve calıştayları, davranış bilimcimizle bireysel danışma seansları... Sosyal hayatımız için ise hobi kulüplerimiz var; yazı, kitap, tango - latin dans, sinema gibi…

Bir de sosyal sorumluluk alanında ‘İyiliği Farket’ adıında bir projeniz var. Bunun içerisinde neler var?

Karşılıksız bir şeyler yapmamış bir insan mutluluğun gerçek tadına hiç bakmamış sayılır bence. Bu duyguyla biz kendi sosyal sorumluluk projemizi ürettik. İyiliğin paylaştıkça çoğalıp güçleneceğine inanıyoruz ve diyoruz ki: gelin, sanal ortamda tanık olduğumuz büyük - küçük tüm iyilikleri paylaşalım ve iyiliğin büyüyüp güçlenen bir hareket olmasına omuz verelim.

Son olarak…

Mutlu olmak mümkün ve hiç de zor değil. Lütfen önce mutlu olmayı seçin!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!