MutluluÄŸun en önemli anahtarı güçlü aile baÄŸları ve arkadaÅŸlık

Güncelleme Tarihi:

Mutluluğun en önemli anahtarı güçlü aile bağları ve arkadaşlık
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 04, 2005 00:00

Ä°nsan yüreÄŸini ÅŸen ÅŸakrak kılan ne? AraÅŸtırmacılar bu konuya daha yakından eÄŸildi ve çoÄŸumuzu hayrete düşürebilecek bulgular elde etti: En çarpıcı mutluluk özellikleri ve en düşük düzeyde depresyon belirtileri, arkadaÅŸ ve aile baÄŸları güçlü kiÅŸiler arasında yaygın.Kar beyazı kumlar sahilin kızgın güneÅŸi altında ışıldarken, masmavi suların içinde alacalı tropikal balıklarla tembel deniz kaplumbaÄŸaları oynaşıyor. Palmiye aÄŸaçlarının gölgesinde buz gibi biranızı yudumluyorsunuz. Kısacası, yaÅŸamın keyfine alabildiÄŸince varabileceÄŸiniz cennetten farksız bu yerde, dünyanın en önde gelen ruhbilim uzmanları toplanmış ve insan mutluluÄŸunu tartışıyorlar! Psikolojinin odak konusu en başından beri kaygı, depresyon, nevroz, takıntı, paranoya ve sanrı gibi insan beynini yiyip bitiren birtakım olumsuz durumlar oldu. Uzmanların amacı, hastaların acı ve üzüntülerinden sıyrılıp normal bir ruh durumuna, yeni "eksi beÅŸten sıfır konumuna" getirilmesiydi. MutluluÄŸu araÅŸtırmak, Amerikan Psikoloji DerneÄŸi’nin baÅŸkanı Seligman’in ana projesi idi. Psikologları, insanları doyuma ulaÅŸtıran, yaÅŸama baÄŸlayan ve yaÅŸamı anlamlı biçimde mutlu kılan unsurların ne olduÄŸunu araÅŸtırmaya çağırıyordu. Ona göre, ruhsal saÄŸlık ruhsal rahatsızlığı olmamanın ötesinde bir ÅŸey olmalıydı. Mutluluk, insan beyniyle ruhunun canlı ve zinde tutulması gibi bir ÅŸey olmalıydı. Zaman içinde bazı ruhbilimciler, ruhsal bozuklukların dışına çıkarak, bedensel saÄŸlığın, uzun yaÅŸamın ve de mutluluÄŸun göstergelerinden biri olan iyimserlik konusunu irdeledi. Bu konuya en çok eÄŸilenlerden biri de Illinois Ãœniversitesi ruhbilimcilerinden Edward Diener oldu. Dr. Mutluluk lakabıyla bilinen Diener yirmi yılı aÅŸkın bir süredir insanları yaÅŸamda nelerin hoÅŸnut kıldığını, nelerin mutsuz ettiÄŸini araÅŸtırmaktaydı. Dünyanın önde gelen ruhbilim uzmanlarının, cennet bir köşede düzenli buluÅŸarak mutluluk konusunu tartışmaları ile pozitif psikoloji toplantılarını baÅŸlatmış oldu.. Böylece, mutluluk, iyimserlik, olumlu düşünce ve saÄŸlıklı kiÅŸilik özellikleri gibi konularda bir araÅŸtırma patlaması yaÅŸandı.Ä°nsanoÄŸlunu mutlu eden neBu araÅŸtırmalar insanın gönlünü hoÅŸ tutan ÅŸeyler konusunda, akla hayale gelmeyecek birtakım bulguları da su yüzüne çıkarttı. Söz gelimi, bolluk zenginlik ve paranın satın alabileceÄŸi onca güzellikleri ele alalım. AraÅŸtırmalar insanın temel gereksinimleri karşılandığında, ek gelirin yaÅŸamdan alınacak keyfe pek de bir katkısı olmadığını ortaya koyuyor. Ya, iyi bir eÄŸitim? Anne ve babalar, üzgünüz ama, ne iyi bir eÄŸitim ne de yüksek IQ düzeyi mutluluÄŸun yollarını açabiliyor. Gençlik? Ne yazık ki, gençlik te bir iÅŸe yaramıyor. IÅŸin aslına bakacak olursanız, yaÅŸlılar gençlere kıyasla yaÅŸamın tadını çıkarmayı çok daha iyi biliyorlar ve kendilerini bunalıma sürüklenmekten çok daha iyi koruyorlar. Kısa bir süre önce Amerikan Hastalık Denetim ve Engelleme Merkezleri tarafından gerçekleÅŸtirilen bir araÅŸtırma, 20-24 yaÅŸ arasındakilerin ayın ortalama 3,4 gününde üzgün olduklarını, buna karşılık yaÅŸları 65 ile 74 arasında olanlarda bu ortalamanın 2,3 gün olduÄŸunu gözler önüne seriyor. Din ve arkadaÅŸlıkPeki evlilik? Biraz çetrefilli bir durum: evliler genelde bekarlara kıyasla daha mutlular. Ne var ki, bu durum onların evlenmeden de zaten mutlu kiÅŸiler olmalarından kaynaklanabilir. Ya televizyon izlemek? Mutlulukla hiç ilgisi yok. Günde üç saatten fazla televizyon izleyenler ekran başında daha az zaman geçiren kiÅŸilerden çok daha mutsuzlar. Ama, dinsel inancın ruhsal bir rahatlama saÄŸladığı görülüyor. Ancak bu rahatlamanın dinin Tanrısal gücünden mi, yoksa cemaat unsurundan mı kaynaklandığı bilinmiyor. ArkadaÅŸlar ve arkadaÅŸlıklar? Kesinlikle olumlu bir etki yaratıyor. Illinois Ãœniversitesi’nde 2002 yılında yapılan bir araÅŸtırma deneklerin %10’unda görülen en çarpıcı mutluluk özelliklerinin ve en düşük düzeyde depresyon belirtilerinin, arkadaÅŸ ve aile baÄŸları güçlü kiÅŸiler arasında yaygın olduÄŸunu ortaya koydu. AraÅŸtırmacı "Dr. Mutluluk", "Toplumsal yeteneklerin geliÅŸtirildiÄŸi, kiÅŸisel iliÅŸkilerin ve toplumsal desteÄŸin güçlü olduÄŸu alanlarda çalışmak insanın mutlu olmasında önemli bir rol oynuyor," diyor. Dünya Mutluluk Veri TabanıRotterdam Erasmus Ãœniversitesi mutluluk araÅŸtırmaları profesörü Ruut Veenhoven mutlulukla ilgili bu tür bulgular açısından engin bir kaynak. "Mutluluk AraÅŸtırmaları" adında bir dergi çıkartan ve "Dünya Mutluluk Veritabanı" (www2.eur.nl/fsw/research/happiness) adlı bir siteyi yöneten Veenhoven, günde bir iki kadeh içki içenlerin yeÅŸilaycılardan çok daha mutlu olduklarına dikkat çekiyor. 30-50 yaÅŸlar arasındakilerin öteki yaÅŸ gruplarına kıyasla daha mutsuz olduklarına da parmak basan Veenhoven, bunun nedenini orta yaÅŸ grubunun daha fazla sorumluluk, daha az özgürlüğe sahip olmasına baÄŸlıyor. 25 yıldır bu iÅŸin içinde olan araÅŸtırmacı, "Mutluluk yaÅŸadıklarınızdan ne denli hoÅŸnut olduÄŸunuzdur. Cennetten farksız bir ortamda yaşıyor olabilirsiniz, ama her ÅŸeyi dert eden bir kiÅŸiliÄŸe sahipseniz yaÅŸam sizin için cehennem azabına dönüşebilir," diyor. Ruh durumlarının ölçülmesiMutluluk, doÄŸal olarak, duraÄŸan bir ruh durumu deÄŸildir. En ÅŸen ÅŸakrak, en mutlu insanlar bile zaman zaman hüzünlenebilecekleri gibi, en neÅŸesizlerin de mutlu olduÄŸu anlar vardır. Bu durum mutluluÄŸu ölçmeye çalışan bilim insanlarının iÅŸini iyiden iyiye güçleÅŸtirmektedir. Bu güçlüklerin üstesinden gelmek için de araÅŸtırmacılar birtakım yöntemler geliÅŸtirdiler. Diener’in geliÅŸtirdiÄŸi "YaÅŸamdan HoÅŸnutluk ÖlçeÄŸi" bu yöntemlerin en basit olanı ve en çok uygulananı. Kimi bilim insanları beÅŸ sorudan oluÅŸan bu basit deÄŸerlendirmenin pek de saÄŸlıklı sonuçlar vermeyeceÄŸini savunsalar da, Diener verilerin aile ve arkadaÅŸların izlenimleri, olumlu duyguların dışavurumu ve düşük depresyon belirtileri gibi baÅŸka birtakım deÄŸerlerle uyuÅŸtuÄŸuna dikkat çekiyor. AraÅŸtırmacılar daha gelip geçici ruh durumlarını incelemek amacıyla da birtakım yöntemler geliÅŸtirdiler. Ãœnlü Macar araÅŸtırmacı Csikszentmihalyi, deneklerle geliÅŸigüzel aralıklarla iletiÅŸim kurmak için önce ses uyarıcılı, daha sonra elde tutulan bir bilgisayardan yararlanan yeni bir yöntem geliÅŸtirdi. Yeni yöntemBu yöntemde deneÄŸin karşısına ansızın çıkan ekranda "Ne yapıyorsun?", "Yaptığından ne kadar keyif alıyorsun?","Tek başına mısın, yoksa birileriyle iletiÅŸim içinde misin?" türünde bir dizi soru oluyor. Deneyim örneklemesi adı verilen bu yöntem pahalı, müdahaleci ve zaman alıcı olmakla birlikte, kiÅŸinin belli bir zamanda yaptığı ÅŸeyden duyduÄŸu mutluluÄŸun kusursuz bir portresini çiziyor. GeçtiÄŸimiz Aralık ayında Princeton Ãœniversitesi ruhbilimcilerinden Nobel ödüllü Daniel Kahneman önderliÄŸindeki bir ekip mutluluÄŸun deÄŸerlendirilmesine yarayan yeni bir yöntem geliÅŸtirdi. Günlük-yeniden yapılandırma adıyla bilinen bu yöntemde katılımcılar bir gün önce neler yaptıklarını, kimlerle birlikte olduklarını en ince ayrıntılarıyla belirttikleri ve her durumda ne tür duygular yaÅŸadıklarını (mutlu, sabırsız, üzgün, kaygılı, bitkin v.b) 1-7 arasında bir puanla deÄŸerlendirdikleri bir anket formunu dolduruyorlar. Kahneman’ın araÅŸtırmaları yaÅŸadığımız bir olaydan ne kadarının akılda kalacağının o deneyimin bizde yarattığı duygusal yoÄŸunluÄŸa ve nasıl noktalandığına baÄŸlı olduÄŸunu ortaya koyuyor. Öyle ki, yöntemi Italya’da tatilde olan birine uyguladığınızda, o kiÅŸiyi sipariÅŸi alacak uyuÅŸuk bir garsonu öfkeyle beklerken ya da çanak çömleÄŸin yüksek fiatından yakınırken yakalamanız iÅŸten deÄŸildir. Ancak tatil sonrasında ona tatilin nasıl geçtiÄŸini soracak olursanız, ortalama bir kiÅŸinin anımsayacağı ÅŸeyler o tatilde yaÅŸadığı doruk anlar ve sonunda hissettikleri olacaktır. "Gerçek mutluluk"Kahneman mutluluÄŸu araÅŸtıran sosyal bilimcilerin insanların izlenimlerinden çok, gerçekte yaÅŸadıkları deneyimlere özellikle eÄŸilmeleri gerektiÄŸine inanıyor. Seligman ise, tam tersine, kiÅŸinin anımsadıklarına ağırlık veriyor ve,"Bana göre bireyin yaÅŸamı deneyimlerinden çok, anımsadıklarından ibarettir," diyor. Seligman an be an yaÅŸananları araÅŸtırmanın gelip geçici haz ve hoÅŸnutsuzlukların abartılmasına yol açtığına inanıyor. 2002 yılında yayımlanan "Authentic Happiness=Gerçek Mutluluk" adlı yapıtında mutluluÄŸun daha derin bir kavram olduÄŸuna dikkat çeken Seligman bunun üç farklı bileÅŸkenden oluÅŸtuÄŸunu öne sürüyor: haz (mutluluÄŸun güleryüzlü parçası), baÄŸlılık (kiÅŸinin ailesi, iÅŸi, duygusal iliÅŸkileri ve hobilerine olan ilgisi) ve anlam (daha kapsamlı bir amaca ulaÅŸmak için kiÅŸisel güçlerden yararlanma). Mutlu ve doyurucu bir yaÅŸama açılan bu üç yoldan en önemsizinin haz olduÄŸunda ısrar eden Seligman,"Insanlar genellikle yaÅŸamlarını haz temeli üzerine kurduklarından, bu görüşüm çok kiÅŸiye ÅŸaşırtıcı gelebilir," diyor. Mutluluk elde edilebilir mi?Mutlulukla ilgili araÅŸtırmaların can damarını mutluluÄŸumuzun ne denli denetim altında tutulduÄŸu sorusu oluÅŸturmaktadır. 1996’da Minnesota Ãœniversitesi araÅŸtırmacılarından David Lykken kiÅŸinin yaÅŸamdan keyif almasında genlerin rolünü irdeleyen bir tez yayımladı. Åžimdi 76 yaşında olan Lykken 1936-1955 yılları arasında Minnesota’da doÄŸan 4000 ikizle ilgili bilgiler topladı. Ikizlerden elde ettiÄŸi mutlulukla ilintili verileri karşılaÅŸtıran araÅŸtırmacı yaÅŸamdan keyif alma duygusunun yaratılmasında genetik programlamanın %50 oranında bir payı olduÄŸu sonucuna vardı. Lykken gelir düzeyi, medeni durum, din ve eÄŸitim gibi sonradan edinilen unsurların kiÅŸinin mutluluÄŸuna %8 oranında bir katkısı olduÄŸunu, geri kalanını da "yaÅŸamın gelgitlerinin" oluÅŸturduÄŸunu ortaya koydu. "Emotion: The Science of Sentiment= Duygu: Duyarlığın Bilimi" adlı yapıtı kaleme alan West of England Ãœniversitesi’nden Dylan Evans mutluluÄŸun evrimsel sürecin gereksinimleri sonucunda belirlendiÄŸini öne sürüyor. "Bizleri en çok mutlu eden ÅŸeylerin atalarımızın da yaÅŸamlarını sürdürüp çoÄŸalmalarına katkıda bulunan duygusal iliÅŸki, anne ve babaların çocuklarıyla iliÅŸkileri, yakın arkadaÅŸlık gibi ÅŸeyler olduÄŸunu görüyoruz," diyen Evans mutluluÄŸun asıl iÅŸlevinin, gerçekten de, bireyin mutluluÄŸunu ve genlerini çevreye yaymasına katkıda bulunmak olduÄŸuna dikkat çekiyor. Tsunami çocuklarıGenlerin etkisinden yola çıkan Lykken her kiÅŸinin, tıpkı ideal kilo gibi, kendine özgü ve önceden belirlenmiÅŸ bir mutluluk sınırı olduÄŸuna inanıyor. YaÅŸananlar, iyi ya da kötü, ne olursa olsun, kiÅŸinin dönüp dolaşıp varacağı noktanın önceden ayarlanmış bu sınır olacağını öne sürüyor. Tsunami sonrasında yüzlerinde gülücüklerle okula dönen kimi Asyalı çocuk görüntüleri insanoÄŸlunun bu ÅŸaşırtıcı yeteneÄŸini vurgulamaktaydı. Bir dizi araÅŸtırma da insanoÄŸlunun bu özelliÄŸini gözler önüne seriyor. ÖrneÄŸin, piyangodan para kazananlar üzerinde 1978’de yapılan bir araÅŸtırma bu kiÅŸilerin mutluluÄŸuyla denetim grubu arasında pek de belirgin bir fark olmadığını ortaya koyuyordu. Kaza sonucu bacaklarını kullanamaz duruma gelenler bile bir süre sonra, tam anlamıyla olmasa da, yeniden yaÅŸamla baÄŸlarını sürdürebiliyorlar. Diener ciddi bir kaza sonrasında öfke ve kaygıyla dolup taÅŸan kiÅŸilerin sekiz haftada yeniden mutluluÄŸu yakaladıklarına dikkat çekerken, Kahneman da belden aÅŸağısı tutmayan kiÅŸilerin yemek yemekten, arkadaÅŸlarıyla birlikte olmaktan ve gazete okumaktan aldıkları keyfin hayret verici olduÄŸuna parmak basıyor. Üç bileÅŸkeEdward Diener, yani Dr. Mutluluk, insanların yaÅŸamında iki olayın mutluluÄŸu kalıcı bir biçimde sarstığını ortaya koydu: eÅŸinden olmak ve iÅŸinden olmak. EÅŸini yitiren bir kiÅŸinin kendini toparlaması en az beÅŸ-sekiz yıl alıyor. Aynı biçimde, iÅŸini yitiren birinin sıkıntıları yeniden iÅŸ bulmasından sonra da bir süre devam ediyor. Sekiz yıl önce mutlulukta sabit sınır kuramını ortaya attığında, Lykken daha mutlu olmaya çalışmanın insanın boyunu uzatmaya çalışması gibi boÅŸ bir çaba olacağı yönünde kesin bir yargıya varmıştı. Bu görüşünde yanıldığını çoktan fark eden araÅŸtırmacı artık mutluluk düzeyini olumlu ya da olumsuz yönde deÄŸiÅŸtirmenin büyük ölçüde insanın elinde olduÄŸuna inanıyor. Lykken’in bu yenilikçi görüşü mutluluk çıtasının yükseltilip alçaltılabileceÄŸini ortaya koyan pozitif psikolojinin görüşünü destekliyor. Seligman ve aynı görüşü savunan öteki araÅŸtırmacılar için bu süreç mutluluÄŸun üç bileÅŸkesi üzerinde çalışmayı gerektiriyor: yaÅŸamdan daha çok zevk almak, kiÅŸinin yaptığına daha çok ilgi göstermesi ve yaÅŸamın daha anlamlı kılınmaya çalışılması. Ä°nsanlarla iletiÅŸimAraÅŸtırmacılar bunu baÅŸarmanın çeÅŸitli yolları olduÄŸuna inanıyorlar. Kaliforniya Ãœniversitesi ruhbilimcilerinden Sonja Lyubomirsky mutluluÄŸu körükleyen farklı etmenler üzerinde çalışıyor. Bunlardan biri deneklerin yaÅŸamda minnettar oldukları ÅŸeyleri kaydettikleri bir tür günlük. Lyubomirsky insanların haftada bir kez kendilerine bağışlanan nimetleri dürüstçe kaleme almalarının mutluluk düzeyinde belirgin bir artış saÄŸladığına, oysa böylesi bir kayıt tutmayanlarda herhangi bir deÄŸiÅŸiklik meydana gelmediÄŸine tanık oldu. Kaliforniya Ãœniversitesi’nden Robert Emmons, minnettarlık uygulamasının ruh durumunu iyileÅŸtirmenin ötesinde, enerjiyi arttırmak, aÄŸrıyı dindirmek ve yorgunluÄŸu gidermek gibi birtakım fiziksel yararlar da saÄŸladığını ortaya koydu. Pozitif psikoloji yandaÅŸlarına göre mutluluÄŸu körükleyen bir baÅŸka unsur da özgeci ve sevecen davranışlar. Bir huzurevini ziyaret etmek, arkadaşınızın çocuÄŸuna ev ödevinde yardımcı olmak, komÅŸunuzun çimlerini biçmek, ya da büyükannenize mektup yazmak gibi iÅŸlerin özellikle de bir güne sığdırılmasının mutluluÄŸu çarpıcı bir biçimde körüklediÄŸi görülüyor. BaÅŸkalarıyla iletiÅŸimMutlulukla ilgili bilimsel verilere bakılırsa, baÅŸka insanlarla iletiÅŸim en can alıcı unsur olarak ortaya çıkıyor. Csikszentmihalyi, "Hemen hemen herkes baÅŸka biriyle olduÄŸunda kendisini daha mutlu hissediyor. Bu son derece çeliÅŸkili bir durum, çünkü birçoÄŸumuz bir an önce evimize varıp kafa dinlemeye can atıyoruz. Oysa, insanın evine kapanması mutluluk açısından yapılabilecek en feci ÅŸey," diyor. Iyi de, tek başına olmaktan hoÅŸlanan biri sevecenlik uygulamalarıyla ÅŸen ÅŸakrak birine dönüşebilir mi? Oldum olası karamsar bir kiÅŸi bardağın dolu olan yarısını görmeyi öğrenebilir mi? Minnettar kaldığımız olayları kaydetmek sihirli bir deÄŸnek gibi etkisini gösterebilir mi? Kaçımız bu listeyi yepyeni ÅŸeylerle doldurabiliriz? Lyubomirsky tüm bunların olası ÅŸeyler olduÄŸuna inanıyor ve,"Her gün kendinize yeni bir hedef belirlemelisiniz. Zamanla bu hedeflerden bir bölümünün alışkanlığa dönüşeceÄŸini ve bir külfet olmaktan çıkacağını umuyoruz," diyor.Kim haklı?Time dergisinde yayımlanan MutluluÄŸun Bilimi baÅŸlıklı ilginç yazıda (Claudia Wallis) şöyle deniyor: Gelgelelim, baÅŸkaları bunun geçerli olacağından pek emin deÄŸiller. Kimileri kiÅŸiliÄŸin öylesine esnek olmadığına ve insanların alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçmediklerine inanıyor. "The Positive Power of Negative Thinking= Olumsuz Düşüncenin Olumlu Etkisi" adlı kitabı kaleme alan Wellesley College psikoloji profesörlerinden Julie Norem, "YaÅŸamı didik didik edip neyin ters gidebileceÄŸini bulmaya çalışan karamsarlar için bu iÅŸe yarayabilecek bir yöntem olabilir. Gerçekten de, olumsuz bir tavrın yerini olumlu bir tavırla doldurmaya kalkıştığınızda kafanız daha da karışabilir," diyor. Norem pozitif psikolojiyle ilgili görüşlerin kiÅŸinin kendi başına karar alması ve olumlu bir tavır sergilemesinin karmaşık sorunlara nasıl çözüm getirebileceÄŸi konusunda birtakım "terslikleri" daha da pekiÅŸtireceÄŸinden korkuyor.Peki, kim haklı? IÅŸte, size herkesin kendi başına uygulayabileceÄŸi bir deney. YaÅŸamın nimetlerine biraz daha şükretmek ve biraz daha sevecen davranmakla hiç bir ÅŸey yitirmezsiniz, ama sonuçları size çok ÅŸey kazandırabilir. MutluluÄŸunuzu ÖlçünAÅŸağıdaki şıkları 1 ile 7 arasında bir puan vererek deÄŸerlendirin.1- YaÅŸamım çoÄŸu yönden tam da istediÄŸim gibi.2- YaÅŸam koÅŸullarım mükemmel.3- YaÅŸamımdan hoÅŸnutum.4- Bugüne dek yaÅŸamdan istediÄŸim her ÅŸeyi elde ettim.5- Yeniden dünyaya gelecek olsam, yaÅŸamımın hemen hemen hiç bir ÅŸeyini deÄŸiÅŸtirmezdim. DeÄŸerlendirme31-35 puan: yaÅŸamdan sınırsız bir keyif alıyorsunuz26-30 puan: çok mutlusunuz21-25 puan: biraz mutlusunuz20 puan: kayıtsızlık noktası. YaÅŸam size ne mutluluk veriyor, ne mutsuz ediyor. 15-19 puan: biraz mutsuz10-14 puan: yaÅŸamdan keyif almıyorsunuz5-9 puan: son derece mutsuzsunuzÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!