Mutfağa gömülü cesedin altından tarikat himayesindeki zanlılar çıktı

Güncelleme Tarihi:

Mutfağa gömülü cesedin altından tarikat himayesindeki zanlılar çıktı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 10, 2005 01:02

Konya otogarında tam 18 ay sonra iskeletleşmiş bir ceset bulundu ve aynı aileden üç kız kardeş ile babaları tutuklandı. Kardeşlerden ikisi Konya’da bir tarikatın himayesindeydi. Hatta müftülüğün cami lojmanı bile onlara tahsis edilmişti. Maktul, cinayet sanıklarının yakın akrabasıydı.

Üstelik köydeki evleri on metre uzaklıkta, aynı bahçe içindeydi ve ceset evin mutfak zeminine gömülmüştü. Cesedin çıkarılıp dört saat uzaklıktaki Konya’ya götürülmesi, olayın ortaya çıkmasına neden oldu. Afyon Çay Jandarma Komutanlığı’na kayıp başvurusunda bulunulmuştu ama bir arpa boyu yol alınamamıştı. Konya Emniyeti Cinayet Bürosu ise olayı üç saat içinde çözmüştü.


Konya Otogarı. 30 Haziran’ı 1 Temmuz’a bağlayan gece. Saat 02.00 sularında Konya Emniyeti Cinayet Bürosu’na arka arkaya iki telefon ihbarı gelir. Otogar’da kuşkulu davranan iki kadının taşıdığı eşyalardan ceset kokusu gelmektedir. Polis hemen olay yerine gelir. Otogarın karşısındaki boş arsada (üstte en sağda) tarife uygun pardösülü ve türbanlı iki kadın yürümektedir. Ellerinde ağzı bağlı bir çuval ve bir de spor çanta vardır. Azime Yıldız (42) ve Arife Yıldız (32), iki kardeştir.

Arama için bomba imha ekibi çağrılır. Çuvaldan battaniye ve urgan, çantadan kan lekeli bir ekose gömlek ile tülbent çıkar. Arife Yıldız’ın üzerinde Afyon-Konya otobüs bileti vardır. Ayrıca her iki kadının üzerinden mürekkep kalemle yazılmış Arapça muskalar çıkar. Bu sırada bir başka ekip de iki kadının hemen arkasındaki çöp konteynerinde bir valiz bulur. Valizin içinde bir çuval, çuvalda da iskeletleşmiş ve giysileri üzerinde duran bir ceset vardır. Kadınlar, polise ilgimiz yok derler.

İki kadın sorgulanmak üzere Cinayet Bürosu’na götürülür. Afyon’un Çay İlçesi’ne bağlı Orhaniye Köyü nüfusuna kayıtlıdırlar. Hemen Çay Emniyeti’ne kayıp bir şahıs olup olmadığı sorulur. Tam 18 ay önce, 30 Aralık 2003’te aynı köyden üstelik amcalarının oğlu 1966 doğumlu Bayram Yıldız’ın kayıp olduğu ortaya çıkar. Bayram Yıldız’ın ağabeyi Ramazan Yıldız teşhis için çağrılır. Kardeşini tespihi ve kemerinin tokasından teşhis eder.

Konya polisi, Orhaniye Köyü’nden iki kişiyi daha gözaltına alır: Azime ve Arife’nin kardeşi Cemile ile babaları Mevlüt Yıldız.

TAHRA İLE VURDUM

Mevlüt Yıldız (66), 13 yıldır felçli. Kolunu kullanamıyor, tek başına yürüyemiyor. Ancak polis ifadesinde yeğenini tek başına öldürdüğünü söylüyor: ‘Sigara siparişi verdim. Kapının arkasına saklandım. Eve girdiğinde elimdeki tahra (ucu kavisli odun kesme aleti) ile önce kafasına sonra da vücuduna vurarak öldürdüm.’ Öldürme gerekçesi ise Bayram’ın ortak arazideki elma fidanlarını kesip yerine yonca ekmesidir.

Azime ve Arife de, babalarınınkine benzer bir ifade verirler ve cinayeti onun işlediğini anlatırlar. Ayrıca babalarıyla yıllardır görüşmediklerini, amca oğullarının kendi arazilerine göz diktikleri için babalarını kendilerinden ve annelerinden soğuttuklarını söylerler: ‘Babam annemizi keserle döverdi. Amca oğulları da seyredip gülerlerdi. Annem, gidin kendinizi kurtarın, dedi. 16 yıl önce kardeşimiz Kadir’i alıp Konya’ya yerleştik.’

Polisin tanıkların ve zanlıların ifadelerine göre ortaya çıkardığı olay şöyle gelişiyor...

29 Haziran’da Arife, Çay İlçesi’nde otobüsten iniyor. Otobüs şirketinin ortağı Bekir Peker’den kendisini 25 kilometre ötedeki Orhaniye Köyü’ne götürmesini istiyor.

Peker anlatıyor: ‘Saat 18.00 sıralarında mutaassıp bir hanım, ki adının Arife olduğunu sonra öğrendim, iki çuval, bir valizle geldi. Kendisini karşılamaya gelen ablası Cemile’yle buluştular. 40 kilogram karpuz ve patates, başka yiyecekler de aldılar. Onları köye götürdüm.’

Arife, 30 Haziran’da 18.30’da Bekir Peker’i yine arıyor. Bu sefer köye gelip kendilerini almasını istiyor. ‘20.30’da gittim. İki kardeş ve yaşlı babalarını aldım. Bir spor çanta ve bir büyük çuval vardı yanlarında.’

Peki kokuyu hiç mi almamıştı Peker? ‘Yaşlı adam o kadar kirliydi ki ondan geliyor sandım.’ Yükten kimse şüphelenmiyor. Hatta otobüs yazıhanesinin önünde oturan bir polis memuru da Arife’nin paketlenmiş cesedi otobüs bagajına koymasına yardım ediyor.

Konya Emniyeti Peker’i sabaha karşı aradığında, olan biteni anlıyor. Arife Yıldız’ın çuvallar dolusu erzakla köye gitmesinin nedeni ise, yanıbaşlarında oturan amca çocuklarını yanıltmak. Peki neden cinayet sonrası evin mutfağına gömdükleri cesedi bir buçuk yıl sonra çıkartıp başka bir şehre götürdüler?

Mevlüt Yıldız, verdiği ifadede, ‘Gömdüm ama rüyalarımdan çıkmadı. Sağlığında bana büyü yapmıştı. Cesedi evde olduğu sürece iki yakam bir araya gelmeyecekti’ diyor.

TARİKAT HİMAYESİNDELER

Olayın diğer bir ilginç boyutu ise zanlıların bir tarikatla kurdukları ilişki. Azime Yıldız, Konya’da ortaokul ve liseyi dışarıdan bitirip Kuran kursu hocası oluyor. Arife de Merkez İmam Hatip Lisesi mezunu. Erkek kardeşleri Kadir ise özel bir tarikat yurdunda kaldığı için kız kardeşlerinin evine seyrek geliyor. Azime ve Arife’nin ev adresi, Konca Kuriş’in cesedinin bulunduğu Meram’da. 1992’den bu yana Armağan Mahallesi’nde bahçeli lüks evlerden birinin bodrum katında oturmuşlar. Mahalleli olaydan dolayı şaşkın. En çok da yıllardır kendilerini ‘Öksüz ve yetim’ tanıttıkları için.

Ev sahibi emekli banka müdürü H.K., 13 yıl önce Gül Camii İmamı Abdülkadir Seçer’in isteğiyle evini açtığını söylüyor. Erkek kardeşi hiç görmediklerini, kızların da selam bile vermediklerini anlatıyor.

H.K., Azime’nin Kuran kursu hocalığını bırakıp bir tarikat hastanesinde çalıştığını, Arife’nin de büyük bir markette kasiyer olduğunu söylüyor. ‘Son iki yıldır iyice içlerine kapanmışlardı. Artık kendilerini istemediğimi, başka ev aramalarını istedim.’

Gül Camii’nin İmamı Abdülkadir Seçer’in emekli olduğunu, üçbuçuk yıllık imam Tevfik Hoca’dan öğreniyoruz. Ancak Tevfik Hoca, Meram Müftülüğü’nde Şef Mustafa Göksu’nun birbuçuk ay önce kendisini arayıp cami lojmanını kız kardeşlere vermesini istediğini söylüyor. ‘Taşınacaklardı. Ses çıkmadı. Derken bu olayı duyduk.’

Eski İmam Abdülkadir Seçer’i bulup, Yıldız kardeşleri nereden tanıdığını sorduk. Önce kızları hatırlamadığını söyledi. Sonra ‘Bir kurstaki hocahanım vasıtasıyla geldiler. Muhtaç herkese yardım ederiz’ dedi.

MEVLÜT TEK BAŞINA YAPAMAZ

Öldürülen maktul Bayram Yıldız’ın yengesi Ayşe Dudu, olayla ilgili ‘Mevlüt’ün kendine hayrı yok. Cinayeti tek başına işleyemez’ diyor. Kızlarının neden kendilerini Konya’da ‘öksüz ve yetim’ olarak tanıtıp yaşadıklarını soruyorum. ‘Tarikat aldı götürdü bunları. Okuttu, iş verdi, himaye etti. Bütün köy biliyor’ diye cevap veriyor.

Kızların polise anlattıkları gibi köye hiç gelmediklerinin ise doğru olmadığını söylüyorlar. Kadir dışında kızların geceleri taksiyle gelip döndüklerini aktarıyorlar.

Akrabalar Cemile’nin kayınpederinin 40 mevlidi için geldiğini, cinayette parmağı olmasa da her şeyden haberi olduğunu iddia ediyor. Şimdi tedbiren Çay Belediye Huzurevi’nde tutulan Mevlüt Yıldız’ın eşi Fatma Hanım’ın (62) da aynı şekilde her şeyden haberi olduğunu söylüyorlar. Akrabalar Fatma Hanım’ın delilleri yakmaya çalıştığını ama polisin evde yarısı yanmış ameliyat maskesi, eldiven, saç ve giysi parçaları bulduğunu söylüyorlar. Bu arada bulunan ameliyat maskesi, bir hastanede çalışan Azime Yıldız’a ait şüpheleri kuvvetlendiriyor.

TIPKI HİZBULLAH’IN MEZAR EVİ GİBİ

Konya’dan cinayet yerine, Orhaniye Köyü’ne, cesedin taşındığı araçla gidiyorum. Şoför Bekir Peker, ‘Cemile, Arife ve babaları Mevlüt Yıldız arkaya oturdu. Tek kelime konuşmadılar’ diyor. Cinayetin işlendiği evin önünde, maktul Bayram’ın ağabeyi Ramazan’ın eşi Ayşe Dudu Yıldız’la karşılaşıyoruz. Bir omuz darbesiyle kapıyı açıyor. Ben de içeri giriyorum. Yoğun bir koku. Peker, şalteri açıyor. Önce karşı odanın kapısını açıyor Ayşe Dudu. Gösteriyor, ‘Buraya kayınbiraderimin üzerinden çıkan eşyaları gömmüşler.’ Ardından soldaki odanın daha doğrusu mutfağın kapısını açtığı an yoğun kokudan başım dönüyor. Çukurun etrafında tencereler, yiyecek kolileri. Belli ki Bayram’ın cesedinin bulunduğu oda, mutfak olarak kullanılıyor. Şalteri kapatıp çıkıyoruz. On metre ötede Yıldız Ailesi ocak yakmış, ölünün ruhuna pişi pişiriyor. Hepsi de 18 ay boyunca yanıbaşlarında gömülü duran Bayram’ın başına gelenleri anlattıkça çılgına dönüyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!