Musti'ye arazi aldı

Güncelleme Tarihi:

Mustiye arazi aldı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2009 00:00

Adını Mirsad Türkcan’ın kardeşi ya da Mustafa Sandal’ın sevgilisi olarak duymuş olabilirsiniz. Oysa Emina Sandal, Sırbistan ve komşu ülkelerinde büyük bir popstar! Üç ay önce üçüncü albümünü çıkardı, şarkıları listelerin ilk sırasında yerini aldı... Elele dergisi, Fabrika markasının bu yılki yüzü olan Emina ile evinde bir araya geldi, Bodrum’a, eşi Mustafa Sandal ile oşlunun yanına uçmadan hemen önce bir söyleşi gerçekleştirdi.

Haberin Devamı

EMİNA TÜRKCAN FOTOĞRAFLARI

“Türkiye’de kariyer yapmak istemiyorum” diyordunuz. Fabrika’nın yüzü olmaya nasıl karar verdiniz?      

- Türkiye’de müzik anlamında kariyer yapmayı düşünmediğimi söyledim. Çünkü beste yapıyorum ve beste yapabilmem için de Türkçe’yi ana dilim kadar iyi konuşabilmeliyim, henüz o aşamada değilim. Modellik için de çok teklif geldi ama o kadar kaliteli işler değillerdi.

Türkiye’de bir dizi ya da film projesinde yer almayı düşünür müsünüz?

- Çok teklif geldi ama hiçbiri içime sinmedi. ıçime sinerse, enteresan gelirse, iyi bir projede olmak isterim.

Türkiye’ye yerleşmek Sırbistan’daki kariyerinizi nasıl etkiledi?

- Ben kariyerime 17 yaşındayken başladım. Yeni başlamış olsaydım, ülkemde kalmam daha doğru olurdu. Ama bir popstarsan, fazla insan içine çıkmamalısın zaten. Mistik olmak lazım. Üç ay önce albümüm çıktışı zaman röportajlar yaptım, televizyon şovlarına katıldım, sonra da ortadan kayboldum. Ve son albümüm en çok satan oldu. İnsanlar beni masal gibi görüyor, çünkü hiç orada değilim.

SIRBİSTAN'DA ÇİFTLİK KURACAĞIZ

Kendinizi buraya ait hissetmediğiniz oluyor mu peki?

- Ben Türkiye’yi çok seviyorum. İstanbul’u Paris’ten, Londra’dan çok daha fazla beğeniyorum. Sadece bazen arkadaşlarımın eksikliğini hissediyorum.

Ülkenizi bırakıp gelmenizin nedeni tamamen aşk diyebilir miyiz?

- Evet. Mustafa’yı tanıdığım zaman biliyordum ki o gelmeyecek benimle, benim gelmem lazım. Çünkü her zaman son söz Mustafa’nındır. 

“Ben bilmem, beyim bilir” durumları mı var diyorsunuz?

- Ben ilişkide patron olmayı sevmiyorum, sıkılıyorum. Klasik bir kadınım. Ben patron olduğum zaman, o erkeği enteresan bulmuyorum, ondan soğuyorum. Erkeğin her zaman benden büyük düşünmesi lazım. Daha kadın olmak, kadınlığımı hissetmek istiyorum.

Peki o patronluk yaparken, siz neler yaparsınız ilişkiniz için?

- En son ona Sırbistan’da güzel bir arsa aldım, çok mutlu oldu. Çiftlik yapmayı düşünüyoruz. O da görsün yabancı olmak ne kadar zor!

Çocuk sahibi olmak, ilişkinizi nasıl etkiledi?

- Şimdi daha çok birbirimize bağlıyız, daha fazla beraberiz! Evlilik çocuktan sonra daha sağlam oluyor. “Evlilik aşkı bozuyor” lafı doğru değil bence.

“Aşkın ömrü üç yıldır” mevzusu yalan mı yani?

- Bazen ilişkilerde tartışmalar olabilir, ama aşkı spor gibi düşünün. Bazen kilo alırsın ve spor yapınca kilolar gider. İlişkiler de böyle... ilişkin için çalışırsan onu forma sokarsın!

KİLO ALIRSAM KENDİMİ SEVMEM  

 Kendinizle ilgili estetik kaygılarınız var mı? Çok zayıfsınız! Bu konuda takıntılı mısınız?


- Ben kendimi zayıf olduğumda seviyorum, alınca hiç sevmiyorum. Bir kilo bile alsam fazla geliyor. Boyum 1.78, kilom ise 56... Böyle zayıf ve fit olmam lazım her zaman. 

Burnunuz estetik, değil mi? Başka estetiğiniz var mı?

- Sadece burun estetiğim var. 13 yaşındayken burnum kırıldı. En iyi arkadaşımın kardeşini havaya kaldırmıştım, dizi burnuma çarptı. O zaman ameliyat yapılamadı. Basketbol oynuyordum ve ikinci ve hatta üçüncü kez de aynı yere darbe gelince, burnum iyice kötü oldu. 20 yaşındayken ameliyat oldum.

Haberin Devamı

BELUGA HAVYARI BENZETMESİNİ HİÇ ANLAMADIM

Haberin Devamı

 Mustafa Sandal’ın bir röportajında sizi Beluga havyarına benzetmesi, günlerce konuşuldu. O tablonun içindeyken, siz neler düşündünüz?

- Ben o haberi uçakta okudum. Konsere gidiyordum Karadaş’a... Ve doşruyu söyleyeceğim, hiç anlamadım. Uçaktan indiğim zaman Mustafa’yı aradım ve “Bu Beluga havyarı nedir?” diye sordum. Ben havyarı çok severim zaten ama neden öyle bir şey dediğini anlamadım. O da dedi ki “Soru öyleydi”... “Emina bir yemek olsaydı ne olurdu?” demişler. O da, “Havyar, çünkü her yerde bulmak zor” demiş. Ardından, pilav-döner muhabbetleri döndü, çok komik. O sadece her yerde bulunmayan biri demek istemiş!

Peki, bu açıklamayı öğrenince neler hissettiniz? iyi mi geldi, yoksa “böyle bir açıklamanın lüzumu yoktu” mu dediniz?

- Takılmadım açıkçası. Unuttum sonra. Çünkü soru enteresan.     

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!