Muhteşem hatalarım var

Güncelleme Tarihi:

Muhteşem hatalarım var
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2012 00:00

Kitapları, köşe yazıları ve şarkılarıyla adından söz ettiren Yasemin Pulat, albüm hazırlığında. Pulat, şarkılarını tek tek internette yayınladığı “Başına Buyruk Şarkılar” adlı projesinin üçüncü halkasını da yakında beğeniye sunacak.

Haberin Devamı

“Başına Buyruk Şarkılar” projenizde şarkılarınızı tek tek internette yayınlıyorsunuz. Neden albüm çıkarmak yerine bu yolu tercih ettiniz?

- Çünkü albüm yaparken sıkıldım, sonunu getiremedim. Fikirlerim o kadar çabuk değişiyor ki... Çok hızlı düşünen ve hemen harekete geçen bir yapım var. “Başına Buyruk Şarkılar”ı yaparken de bir bakayım, deneyeyim istedim.
   
Bu hiç albüm yapmayacağınız anlamına mı geliyor?   

- Hayır, yapacağım. Hatta şu anda da bir albüm hazırlığındayım. Hem beni takip edenler hem de 14 kişilik ekibim, “Albüm yap” dedi. Albümde yeni şarkıların yanı sıra şimdiye kadar çıkanlar da olacak.

Onu yaparken de sıkılmayın?

- Yok, bu sefer sıkılmayacağım. Benim şarkılarımı, bana uygun aranje edecek bir aranjör arayışındaydım yıllardır, onu da buldum.

Kim o aranjör?

- Sürpriz, açıklamayayım.

GENELDE MUTLU BİR CADIYIM

Peki... “Başına Buyruk Şarkılar” projesinde yeni şarkı gelecek mi?

- Evet. Şimdiye kadar “Diyorum” ve “Ben Anlamadım”ı dinleyiciyle buluşturduk. Şimdi üçüncü şarkı yolda. Adı, “Susturun Sesleri”. Savaş karşıtı bir şarkı. Savaştan etkilenen çocukları anlatıyor. Klibini de çektik, yetişirse şubat gibi yayınlanacak. Ondan sonra da albüm çıkacak. Ben hüzünlü bir kadın olduğum için şarkılarım “Allah’ım bu kadın ne yaşamış da bunları yazmış!” dedirtecek.

Hüznü çok seviyorsunuz anlaşılan...

- Aslında genel olarak mutlu bir cadıyım. Hoplarım zıplarım ama hava kararınca, herkes köşesine çekilince üstüme bir hüzün çöküyor. Yaşadıklarımın tortuları mı diyeyim buna, bilmiyorum... Kolay bir hayatım olduğunu söyleyemem. Bellli bir saatten sonra onlarla baş başa kalıyorum. Şarkı yazdığım zamanlar da işte o saatlere denk geliyor.

YAZMAZSAM DEPRESYONA GİRERİM

“Ben Anlamadım” diyorsunuz ya şarkınızda, “Şu hayatta bunu anlamıyorum” dediğiniz neler var?

- Bir sürü şeyi anlayamıyorum; şiddeti, vahşeti, kavgayı, dedikoduyu...

Aşkı anlıyor musunuz peki?

- Aşkı da anlamıyorum ama çok güzel bir şey tabii ki. Beni harekete geçiren şeydir aşk. Şarkılarımı, kitaplarımı, köşe yazılarımı yazdıran hep aşktır... Aşk olmadığı zaman çok durgun bir hayatım oluyor. Aşıkken ne uyuyabiliyorum, ne yemek yiyebiliyorum. Ondan beslendiğim için benim için çok önemli.

Kitap demişken, yeni kitabınız kısa süre önce çıktı. Kitap yazarken de albümde olduğu gibi sıkılmıyor musunuz?

- Ben bir tek yazmaktan sıkılmıyorum. Yazmak benim yaşam biçimim olmuş, yazmazsam depresyona girerim. Ama yeni kitabın isminden sıkıldım, o yüzden değiştirdim. “Zehirli Çikolata”ydı ilk ismi, kapak bile yapılmıştı. Ben çok sıkıldığımı söyleyince “Diyazem Etkisi” olarak değiştirdik..

Kitapta da aşk mı var?

- Hayır, bu aşksız bir kitap. Roman değil. Bir zihin akışı, düşünceler silsilesi diyebilirim. Aşk eksik, çünkü beni derinden etkileyen bir aşk yoktu son zamanlarda. Daha çok yaşanmışlara çemkirdiğim bir kitap oldu.

İLK KİTABIM ÇOK BAŞARISIZDI

Bu arada köşe yazılarınız da devam ediyor değil mi?

- Evet, gazetesiz.com’da her gün yazıyorum. Hani kadınlar her gün “Ne yemek pişirsem?” der ya, ben de her gün “Ne yazsam?” diye düşünüyorum.

İmajınızı değiştirmişsiniz, saçlar kısalmış...

- Önceden saçlarım uzun olsun, kaynaklar, ekler olsun derdim. Ama hepsinden sıkıldım... Aslında müzik yapmak için hiçbir şey gerekmiyor, sadece ruh gerekiyor. Artık bundan sonra daha fazla benim olan işler yapacağım. Deniyoruz. Denerken güzel işler olduğu gibi başarısız işler de oluyor. Onu da düzeltip yola devam ediyoruz.

“Başarısız oldum” dediğiniz neler var?

- İlk kitabım “Herkes İçin Uzaklar” çok başarısızdı. Sıfır sattı, hatırlamak bile istemiyorum. Ama iyi ki de satmamış. Geçen gün baktım, çocukken yazılan günlükler gibi. Ondan sonra yazdığım “Ben Bir Kediyim” ve “Kedi Evden Kaçtı” ise üçer baskı yaptı. Sonrası çok güzel geçti, öyle de devam ediyor. Hayatta başarısız olduğumuz yerler oluyor. İnsanız tabii, hata yapmadan olmuyor ki! Hatasız ve her şeyi doğru yaparak yaşamak benim için çekici değil.

ZEKAMDAN ÇOK MEMNUNUM

Aşk hayatınızda “hata” olarak değerlendirdiğiniz ilişkileriniz oldu mu?

- Aşk hayatımda da hatalar yapıyorum. Duygularım beni çok fazla yönettiği zaman çok kolay hata yapabiliyorum. Muhteşem hatalarım oldu benim, “Bu da onlardan birisiydi” diye bakıyorum. Geçmiş hiç umurumda değil, gelecek de daha gelmediği için “şimdi”yle ilgileniyorum, doğru zaman bu. Şu anda nasıl biri olduğum önemli, geçmişe çok takılmamak lazım. Rahat olmak lazım, yoksa hayat çekilir gibi bir dert değil.

Şu anda neler hissediyorsunuz?

- Bulunduğum yaş, konum, sahip olduğum zekâdan çok memnunum. Hayat beni buraya getirdiği için çok müteşekkirim. İyi ki her şeyi yaşamışım da şu anki kadın olmuşum. Şu anki halimi çok seviyorum. Belki de hayatımın en mutlu, kendimi en iyi hissettiğim dönemini yaşıyorum.

Hatalarınızdan pişmanlık duyuyor musunuz?

- Yok, hiçbir şeyden pişman değilim. Çünkü onları yaşamasaydım bu yazılar, kitaplar olmayacaktı.

Belki röportajdan sonra satar ilk kitap?

- Yok, satmasın! Almayın sakın! (Gülüyor)

Haberin Devamı

ŞARKICI DEĞİL, YORUMCUYUM

Yıllardır şarkı söylüyorum ama kendime “şarkıcı” değil, “yorumcu” diyorum. Çünkü Nilüfer gibi, Ajda gibi bir performans şarkıcısı olma hayalim yok. Ben kendi şarkılarını yorumlayan bir iolmayı tercih ediyorum.

Haberin Devamı

O ŞARKI İÇİN PERDELERİ İNDİRDİM KAPILARI BACALARI ÇARPTIM

Işın Karaca’ya verdiğim “Kalp Tanrıya Emanet” şarkısını çok zor yazdım. Evde perdeleri sökmüştüm, düşünün! İki-üç gün boyunca uğraştım, bir şey çıkmadı. Çocuk doğurur gibi kastı da kastı. Bir gün perdeler yıkanacaktı, “Niye yıkanmadı?” diye aşağı indirdim, kapıları bacaları çarptım. O şarkı öyle çıktı. Şimdi dinlerken kendi şarkımmış gibi gelmiyor. “Ne güzel şarkı bu” diyorum. Bütün şarkılarımı seviyorum ama beni en çok etkileyeni bu...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!