Muhafazakar zamanların duygusal Bond’u

Güncelleme Tarihi:

Muhafazakar zamanların duygusal Bond’u
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2012 00:00

1962 yılında ‘Dr. No’yla başlayan macera 50 yıl sonra ‘Skylight’la devam ediyor. James Bond 50 yaşında.

Haberin Devamı

Yeni filmin yönetmeni, Oscar ödüllü ilk ve tek Bond yönetmeni olan Sam Mendes. Daniel Craig’le Sam Mendes’in James Bond’u biraz daha yorgun, biraz daha ihtiyatlı ve biraz daha olgun olsa da sizi hayal kırıklığına uğratmıyor. ‘Skyfall’da her şeyden önce zekâyı ön plana çıkartan duygusal bir Bond filmini izliyoruz.
‘Rusya’dan Sevgilerle’ ve ‘Dünya Yetmez’ filmlerinden sonra James Bond 23. filmi ‘Skyfall’la üçüncü kez İstanbul’a uğruyor ve 10 dakika süren bu açılış sahnesinde Bond tarihinin en heyecanlı kovalamaca sahnesini izliyoruz. Dokuz kere Oscar’a aday olan Roger Deakins’in kamerası İstanbul sokaklarını da, Shanghai gökdelenindeki macerayı da, Macau’daki yüzen kumarhaneyi de aynı hünerle beyazperdeye taşıyor.
Soğuk savaşın yıllar önce sona erdiği bir dünyada ‘Skyfall’, yeni tehlikelere işaret ediyor ve düşmanın artık gölgelerde gezindiğini söylüyor. Bond ise patronu M’in hayatının tehlikede olduğu düşüncesiyle Londra’ya dönüyor. Zamanımızın en büyük oyuncularından Judi Dench, Bond’un patronu M’i yedinci kere canlandırmasına rağmen ilk kez Sam Mendes’in yönetiminde M’e gerçek anlamda hayat verebilme şansını yakalıyor.
İngiltere’nin önemli oyuncularından Albert Finney ve Ralph Fiennes’ın da oyuncu kadrosuna katıldıkları ‘Skyfall’da teknoloji sihirbazı Q rolünde ise genç kuşak oyuncularından Ben Whishaw’u (Bright Star) izliyoruz. ‘Skyfall’un kötü adamı Javier Bardem, ‘Silva’ adıyla tanınan sanal alem teroristini Julian Assange’ı andıran düz platin saçlarla canlandırıyor. Ajanların hayatını tehlikeye atan, MI 6’nın bilgisayarlarını çökerten ve ofisi havaya uçuran Silva’nın tek derdi ise kendisini yeteri kadar sevmediğini düşündüğü ‘anne’siyle...
‘Anne’sinden hesap soran Silva’yla, ‘anne’sini koruyan Bond ‘Skyfall’da karşı karşıya geliyorlar. Savaş alanını James Bond seçiyor. Bond M’yi ve dolayısıyla Silva’yı çocukluğunun geçtiği topraklara, evine, İskoçya’ya davet ediyor.
Kullanılan araba garajdan çıkartılan eski bir Aston Martin, kullanılan silahlar ise bir av tüfeği, çiviler ve bıçak. Yönetmen Sam Mendes Bond’u modernize etmek ve pahalı özel efektler kullanmak yerine eskiye dönüyor. ‘Skyfall’un şarkısını yazan ve seslendiren Adele ise en iyi James Bond yorumcusu Shirley Bassey’yle karşılaştırılabilecek kadar başarılı.
‘Skyfall’un diğer Bond filmlerinden en büyük farkı ise Bond kızlarının azalan rolüyle seyrekleşen ve muahafazakarlaşan sevişme sahneleri. Sözlü imalar ve iç gıcıklayıcı sahneler yok değil ama ‘Skyfall’un asıl Bond kızını filmde anne figürü olarak izlediğimiz 77 yaşındaki Judi Dench canlandırıyor. Bond’un hayatını korumak için yanından bir an bile ayrılmadığı ve her adımını, her sözünü, her yüz ifadesini dikkatle takip ettiği kişi M’den başkası değil.
‘Skyfall’ sadece Judi Dench’in o asil yalnızlığı, kuvveti ve kararlılığı canlandırmadaki ustalığıyla kusursuz zamanlamasını seyretmek için bile olsa bu film görülmeye değer.
Son Bond filminde macera ve heyecan olduğu kadar Shakespeare de, JMW Turner’ün ‘The Fighting Temeraire’ resmi de, Tennyson’ın ‘Ulysees’ şiiri de, dolayısıyla duygu da var. Elbette smokin giyiliyor, elbette Martini içiliyor, elbette kadın erkek ilişkileri yaşanıyor ama bu muhafazakar zamanlarda ilk kez bir James Bond filmi aile ilişkilerini ve sadakati kişisel, duygusal ilişkilere tercih ediyor.
Filmin ilk sadiselerinde daha ilk görüntülerden önce derinden bir ezan sesi geliyor. ‘Skyfall’u geçen hafta Paris prömiyerinde Champs Elysees’deki bir sinemada seyrettiğim için nasıl bu sesin sinema dışındaki bir camiden gelemeyeceğini biliyorsam, filmde Müslümanların ya da Çinlilerin kötülenmemesiyle birlikte ‘Skyfall’un Doğu’da da büyük başarı kazanacağını tahmin edebiliyorum... Daniel Craig’e gelince... Tam bir yıl önce Paris’te aynı sinemada George Clooney yönetmenliğini yaptığı ve başrolünü oynadığı filminin prömiyerinde davetlilerden ne kadar büyük bir ilgi gördüyse Daniel Craig de bir yıl sonra aynı sinemada aynı ilgiyi gördü. ‘Skyfall’un başarısı için limit gökyüzü diyebiliriz...
 
Sanatınız için aç kalmaya hazır mısınız?

Haberin Devamı

Grizzly Bear grubu razı. Alternatif rock müziğinin önde gelen gruplarından Grizzly Bear’in üyeleri eylül ayında mütevazi hayat şartlarıyla ‘New York’ dergisine konu oldular. Birkaç hafta önce hatırlarsanız paranın artık Rock yıldızları yerine DJ’lerde olduğunu yazmıştım... Bu yine de Grizzly Bear’in kaliteli müzik yapmasını engellemiyor. Çok farklı, başarılı yeni albümleri ‘Shields’le bir önceki ‘Veckatimest’ albümlerindeki başarılarının bir tesadüf olmadığını kanıtlayan grubun hayranları arasında Beyonce ve Jay Z gibi isimler var. ‘Shields’de ön plana çıkan şarkılar ‘Yet Again’ ve ‘Sun in Your Eyes’.

Haberin Devamı

Miguel’in düetleri

Panama doğumlu, Latin Grammy ödülü sahibi Miguel Bose’nin müzik dünyasındaki en büyük başarısı 2007 yılı düetler albümü ‘Papito’ydu. İspanyol yorumcu, ülkesinde eylül ayında çıkan ‘Papitwo’ adlı ikinci düet albümüyle yine gündemde. Bu albümünde Pablo Alboran, Juanes, Tiziano Ferro, Alejandro Sanz ve ünlü oyuncu Penelope Cruz’la düet yapan Bose, İspanya’da hit olan ‘Aire Soy’u ise başarılı, genç yorumcu Ximena Sarinana’yla birlikte seslendiriyor. ‘Aire Soy’un videosu azla çok şeyi başaran bir video...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!