Moda’nın iki ihtiyarı

Güncelleme Tarihi:

Moda’nın iki ihtiyarı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2014 01:11

Biri tiyatroya, diğeri edebiyata yıllarını vermiş iki isim, Enis Fosforoğlu ve Buket Uzuner birlikte çalışmaya başladı. Hem de resmi adı Caferağa Mahallesi olan Moda’nın bir mahalle muhtarlığının ihtiyar heyetinde. Tek amaçları var: Umudu ve komşuyu tanımama utancını en ücra köşeye yaymak.

Haberin Devamı

İkisi de 30 yıldır Moda’da yaşıyor. İkisi de kendi deyimleriyle “zaman fakiri”. Ancak Gezi olayları Türkiye’ye bakış açılarını değiştirmiş. “Biz de varız” diyerek, siyasetin ilk halkasına tutunmuşlar; Caferağa Mahallesi Muhtarı Zeynep Ayman’ın İhtiyar Heyeti’nde mesai harcıyorlar. “Aslında ihtiyar heyeti diye birşey yok” diye başlıyor söze Buket Uzuner ve devam ediyor, “Heyetin esas adı ihtiyari imiş; seçmeli, gönüllü demek.” Tiyatroya 40 yılını vermiş Enis Fosforoğlu espriyi patlatıyor: “Seçilince ismi yüzünden bayağı moralim bozulmuştu. Buket Hanım yetişti imdadımıza!”
Birkaç gün önce ilk toplantılarını yaptılar. Ve önce bu küçük rahatsızlığı kaldırdılar ortadan. Artık kendilerini 3M ile adlandırıyorlar: Moda Mahalle Meclisi.

UMUT BULAŞICIDIR

Haberin Devamı

İkisi de bu işe Gezi ivmesiyle kalkıştığını söylüyor. Yazar Buket Uzuner, detaylandırıyor: “Gezi olaylarından önce çok umutsuzdum. ‘Herşey para, her yer AVM, herkes vicdansız’dı; şimdi ‘Herşey para, heryer AVM, herkes vicdansız değil’ diyorum çünkü biz de varız. Bizler, özgürlüklerimizi ve haklarımızı elimize konmuş bulan kuşaklarız. Bunlar için mücadele etmedik ama şimdi, onların elimizden gittiğini gördükçe bunlara sahip çıkmamız, mücadele etmemiz gerektiğinin farkına varıyoruz. Ben bugün bunu yaparsam, benim kitaplarımı sevenler, sonra da onların yakınları ‘Biz de yapmalıyız’ diyebilirler. Rol model olmak için buradayız. Karamsarlık gibi umut da bulaşıcıdır, bulaşsın istiyoruz. 20 yaşında gittiğim Norveç’te arkadaşımın evinde anneannesinin pankartlı bir resmi vardı. 1900’lerin başında ‘eşit işe eşit ücret’ diyen bir anneanne. Zannederim o dönem şimdi bize geldi. Bizim de torunlarımız duvarlarına bizim eylem yaparkenki resmimizi koyacak, yüzyıl sonra bu işlere yeni başlayan bir ülkenin çocuklarına işte babaannem, dedem diye gösterecek. Gezi Parkı’na karşı olanlara da derdimizi anlatmalıyız.”
Uzuner bir noktaya daha dikkat çekiyor: “Komşularımızı tanımıyoruz ve bunu umursamaz hale geldik. Bizim apartmanda 26 daire var, hepsini tanımadığım için utanıyorum. Bu utancı yaymalıyız. Birbirimizi sevmek zorunda değiliz ama katlanmayı öğrenmeliyiz.”

‘GAZDAN VAZGEÇ!’

Haberin Devamı

Opera sanatçısı, psikolog, avukat, bankacı ve bir mimardan oluşan meclisin ilk toplantısında öneriler havada uçuşmuş. Moda’nın çok sesliliğiyle de Türkiye’ye model olacağını söyleyen Enis Fosforoğlu da, öncelikle yüksek kira nedeniyle kepenk kapatan Moda’nın 25 yıllık kitapçısı Alp Kitabevi’ne destek için change.org üzerinden “Mahalle kültürü korunsun, küçük esnaf ölmesin” sloganlı bir imza kampanyası başlattıklarını ifade ediyor. Önerilerden biri de ‘Gazdan Vazgeç’ kampanyası. Moda’nın yaşlı bir nüfus olduğuna dikkat çeken Fosforoğlu, “Buraya gaz sıkılırsa toplu ölümler olur. Bu iktidarın da sonu olur, bunu duyurmak istiyoruz. Gazdan Moda’da vazgeçerlerse belki Türkiye’de de vazgeçerler. Henüz nasıl olabileceğini konuşuyoruz. Karar verilirse dört damarı değişmiş 60 yaş üstü bir bypaslı olarak en önde ben gitmek isterim” diyor. Moda’nın kültür, sanat ve estetik konusunda da pilot bölge olacağının altını çiziyor.

KUZEY KORE MODELİ ‘MODA’

Haberin Devamı

İSTANBUL’da kıran kırana geçen seçim süreci Caferağa Mahallesi’ne uğramamış. Zira Uzuner ve Fosforoğlu’nun ihtiyar heyetinde olduğu muhtar adayının karşısına başka aday çıkmamış. Uzuner, bunu esprili bir dille anlatıyor: “Tek listeydik, dolayısıyla seçilirken zorlanmadık. Hatta ‘sandıktan çıkma’ esprisi vardır ya acı bir espri. Kuzey Kore’de de sandıktan çıkıyorlar, yani sandıktan çıkınca demokrasi olmuyor. Zeynep Hanım’a dedim ki ‘Biz Kuzey Kore modeliyiz, başka rakip yok.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!