Mick Jagger'a, "Dikkat, Atatürk geliyor" diyormuş…

Güncelleme Tarihi:

Mick Jaggera, Dikkat, Atatürk geliyor diyormuş…
Oluşturulma Tarihi: Ocak 17, 2014 23:15

ABD’nin en köklü müzik şirketlerinden Atlantic Records’ın kurucusu Ahmet Ertegün’ün adını sıkılıkla duyduk. Ama Robert Greenfield imzalı “Son Sultan” biyografisini okurken rock’ n roll’un zirveye çıkaran bu adamı keşke daha iyi tanısaydık dememek elde değil. İşte o kitaptan Ertegün hakkında az bilinenler.

Haberin Devamı

• “Yaşlandıkça ne kadar Türk olduğumu daha iyi anlıyorum. Türk karakterinin en temel özelliklerini sergiliyorum: miskinlik ve aşırılık.”

• Sosyetik arkadaşlarından biri uygunsuz bir şey yapacağını veya söyleyeceğini hissettiği zaman, “Ahmet bana Türklük taslama. Türklük yapma “ diyerek onu uyarırdı. Tur menajerleri bir konser öncesinde Ahmet’in sahne arkasına geleceği konusunda Rolling Stones’u uyarmak istediğinde onlara “Çocuklar Atatürk geliyor” derdi.

• Babası Mehmet Münir, Osmanlı İmparatorluğu’ndan gelen heyetin baş hukuk danışmanı ve çevirmeni olarak Lozan Antlaşması imzaladığında oradaydı. İmzadan yedi gün sonra Üsküdar’ın kayalık Sultantepe dağlarında yer alan bir evde Ahmet doğdu.

Haberin Devamı

• Mehmet Münir, Özbekler Tekkesi’ne başkanlık yapan bir Sufi şeyhinin torunuydu.

• Ahmet on yaşındayken Duke Ellington Palladium’da konser vermek üzere Londra’ya gitti. Konsere ağabeyi Nesuhi tarafından götürülen Ahmet için bu gece hayat değiştiren bir deneyimdi.

EN ÖNEMLİ ŞEY CAZDI

• Haziran 1934’te Mehmet Münir Türkiye Cumhuriyeti’nin Birleşik Devletler Büyükelçisi olarak Washington DC’ye atanınca Ahmet çok heyecanlandı. Kendi sözleriyle “Amerika’ya gittiğim zaman 12 yaşındaydım. Yani kovboyları, Kızılderilileri biliyorum. Ama benim için en önemli şey cazdı. Louis Armstrong’u görmeye can atıyordum ve işte oraya gidiyoruz diye düşündüm”.

• “Entelektüel olarak solcuyduk ama 16 hizmetçi, limuzinler bulunan bir sefarette yaşıyorduk. Bunu hiçbir zaman çelişki olarak görmüyorduk. “

• Nesuhi Paris’ten Washington’a geldikten sonra iki kardeş ciddi şekilde plak toplamaya başladı ve kısa sürede 20 bin tane 78 devirli caz ve blues plağına sahip oldu. 1940’ta olağandışı bir adım atarak, Howard’da izledikleri müzisyenleri pazar günü sefarette öğle yemeğine davet etmeye başladılar.

Haberin Devamı

• Ahmet’in babası bir aşamada “öfkeli bir Güneyli senatörden” bir mektup aldı. Mektupta “Zenci birinin evinize ön kapıdan girdiğinin görüldüğü bana iletildi. Bizim ülkemizde bunun teşvik edilecek bir uygulama olmadığını size bildirmek zorundayım” yazıyordu. Mehmet Münir’in cevabı tek cümlelik oldu: “Benim evimde dostlarım ön kapıdan girer, ancak sizin arka kapıdan girmenizi sağlayabiliriz.”

• Münir Ertegün 11 Kasım 1944’te kalp damarında pıhtılaşma yüzünden aniden öldü. 25 Ocak 1946’da Başkan Harry S. Truman, Ertegün’ün savaş boyunca Arlington Ulusal Mezarlığı’nda tutulan naaşının resmi bir donanma kruvazörü ile Türkiye’ye gönderilmesine izin verdi. Nisan ayında büyükelçinin cenazesi USS Missouri ile İstanbul’a nakledildi. Bu, Japonların resmen teslim olmasının imzalandığı savaş gemisiydi.

Haberin Devamı

• Atlantic Records’ın kurulması sırasında Ahmet maddi destek için babasının arkadaşlarından bazılarıyla görüşmüştü: “Ama hepsi geçmişimi biliyordu ve herhangi bir işi yürütebileceğime güvenmediler. Sonunda çaresizlik içinde dişçim Dr. Vahdi Sabit’e gittim ve Dr. Sabit o günlerde satmaya çalıştığım ‘her plakçı dükkanına bir plak satabilsek’ hikayesine inandı. Kumar oynamaya karar verdi ve bizim ihtiyacımız olan 10 bin doları sağlayabilmek için evini ipotek etti, bize ortak oldu”.

• “Atlantic adı belki sekizinci seçeneğimizdi, çünkü aklımıza gelen her isim başkaları tarafından alınmıştı. O dönemde Pacific Jazz adını alan bir şirket olduğunu duymuştum. Bu nedenle umutsuzluk içinde, Bakın onlar Pacific adını almış, biz de kendimize Atlantic diyelim” dedim. İşte böyle oldu”.

Haberin Devamı

• Ahmet’in dâhisi kimdi? Ray Charles. Ray bırakıp gitti. Ve Ahmet bir daha hiçbir sanatçıya aynı şekilde vurulmadı.

• “Ahmet odaya girince, iyi oluyordunuz” Neil Young.

• Led Zeppelin Amerika’da nereye giderse gitsin, Ahmet konser öncesi grubun soyunma odasında belirirdi. Robert Plant “Fırtınadan önceki sessizliği tam ortasında, dinginlik ustası, kuliste evinde olduğu kadar rahat bir şekilde Led Zeppelin’le yüksek sosyetenin kibarlığıyla hoplayıp sıçrayan bu elit centilmen duruyordu. Benim için bir vaha ve modeldi “ diyecekti.

• 1969 veya 1970 yılıydı. Bir gün önce uzun uçak yolculuğu ve içtiğim içkiler nedeniyle kendimi çok yorgun hissettiğim bir gece Mick Jagger’la bir barda buluştuk. Mick konuşmaya başladı ve benim içim geçti. Masadaki kızlardan birinin ‘Uyan uyan. Karşındaki Mick Jagger. Sana önemli bir şeyler anlatıyor’ diyerek beni sarstığını hatırlıyorum. Burada bana Rolling Stones’un Atlantic’le sözleşme imzalamaya karar verdiğini anlatıyordu ve ben uyuyakalmıştım”.

Haberin Devamı

• Ahmet 78 yaşındayken New York Presbyterian Hastanesi’nde üçlü bypass ve aort kapağı tamir ameliyatı geçirdi. Mica, “Ahmet ameliyatı Cleveland Kliniği’nde olmak istedi ama orada bu ameliyatı yapabilecek en iyi doktorun, Dr. Mehmet Öz’ün bulunduğunu söylediler. Ahmet ‘Beni bir Türk doktorun ameliyat etmesini istemiyorum’ dedi ama sonunda razı oldu”.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!