Michaela Kocianova: 'Evde oturup çocuk bakacak biri değilim'

*Bu İstanbul’a ikinci gelişiniz değil mi?
- Evet, ilkinde de iş için gelmiştim. Bu gelişim de iş için oldu. Bir günlüğüne geldim, defile sonrası Londra’ya ardından New York’a geçiyorum.
*Sagaza Madrid ile işbirliğiniz nasıl gerçekleşti?
- Menajerim Türkiye’den teklif aldığını söyledi, ben de hemen kabul ettim. Dediğim gibi daha önce de buradaydım. Vogue için çekim yapmıştık ve muhteşemdi. İnsanların bana tavrı da çok iyiydi. Teklif gelince, “Neden olmasın, hadi geri dönelim” dedim. Tasarımcı muhteşem ve çok tatlı biri. Burada herkes beni el üstünde tuttu. İyi ki de gelmişim.
*Geçtiğimiz günlerde Sultanahmet’te büyük bir patlama yaşandı. Buna rağmen kararından vazgeçmemeniz çok güzel...
- Olay olduğunda biraz endişeliydim. Bu işi yapıyorsanız ve sürekli geziyorsanız hayatınız boyunca saklanamazsınız. Bilirsin, sıra sana geldiyse ölüyorsun. New York ya da Londra’da olman fark etmiyor. Geldiğim için de çok memnunum çünkü onlara karşı durmalıyız. İstediklerini veremeyiz.
*Defileden hemen sonra gidiyor olmanız büyük bir talihsizlik.
- Aynen öyle! En azından sabah kahvaltı yapıp birkaç yer görmek istiyordum. Belki gelecek sefere.
*Özel bir isteğiniz oldu mu geldiğinizde?
- Gerek kalmadı. Benimle çok ilgilendiler. Bir de sıkışık bir çalışma planımız olduğu için şansım da olmadı. Bir sonraki sefere saklıyorum.

TÜRK ERKEKLERİ KADINLARINA SAHİP ÇIKMALI

*Birçok markanın yüzüsünüz, sürekli seyahat ediyorsunuz. Kendinize vakit ayırmayı nasıl başarıyorsunuz?
- Evet aslında nefes almaya pek vakit yok. Mesela havalimanından otele geldim. Kahvaltı yapıp duş aldım. Sporumu yaptım sonra röportaja indim. Daha sonra yemek yiyip defileye gideceğim. Bu iyi bir şey aynı zamanda çünkü zaman kaybetmiyorsunuz. Ama normal bir günde sporumu yapıp, arkadaşlarımla buluşup gezebiliyorum. Bir şekilde her şeyi ayarlamayı başarıyorsunuz.
*Uzun vadede planlarınız var mı? Bu meslek de bir zamandan sonra sona eriyor çünkü.
- Mankenlik yapmak gibi bir planım da yoktu. Ama şu an yapıyorum. Yaptığım işi seviyorum. Belki moda dünyasında kalabilirim, bilemiyorum hiç düşünmedim. Bakalım rüzgar beni nereye götürecek. Belki de bambaşka şeyler yapacağım. Ama evde oturup çocuk bakacak biri olarak görmüyorum kendimi. İfade edebilmeliyim nasıl hissettiğimi.
*Türk kadınlarına baktığınızda ilk gördüğünüz neydi?
- Bu bana ikinci kez soruluyor. Gördüğüm her kadın çok tatlı ve güzeldi. Bir de doğal bir bronzluk var üzerinizde. Bir de bana bak. Neden bunu soruyorsunuz ki?
*Etrafımızdaki birçok erkeğin “yabancı kadınlar sizden daha güzel” yakıştırmasından olabilir mi?
- Gerçekten mi! Her zaman kadınlarınız için bir adım önde olup onlara sahip çıkmalısınız, hadi ama! (gülüyor)

HER KADIN KENDİNİ SEKSİ HİSSETMEK İSTER

*Defilede en çok hangi parçayı sevdiniz?
- Kırmızı olanı. Gayet seksi ve güzel bir elbise.
*Seksi olan favoriniz yani.
- Her kadın kendini seksi hissetmek ister. Sofistike ve seksi olunmalı.
*Tişört ve de kotla da seksi oluyorsunuz yalnız. Bu da kendine güvenden olsa gerek.
- Açıkçası kendine güven biraz da yaşla beraber geliyor. Gençken biraz içine kapanık oluyorsun çünkü deneyimsizsin. Ama zaman geçtikçe kadın gibi davranmayı ve kendi sınırlarını biliyorsun. Ne kadar ileri gidebileceğini de...
*Model olmayı hayal edenlere nasıl tavsiyeler verirsiniz?
- Önce denemelisiniz. Büyük bir emek gerektiriyor. İngilizce öğrenmelisiniz. Yıldızların altında olmak çok enerji gerektiriyor. Sektörü anlamalı ve çalışmalısınız. Kesinlikle buna hazır olmalısınız. 15 yaşında olabilirsiniz ama mental olarak buna hazırsınızdır ve yaparsınız. 27 yaşındaysanız ve mental olarak hazır değilseniz başaramayabilirsiniz. Kişilik daha önemli. Mesela erkek modeller, kadın modellerden daha az güvende hissediyorlar kendilerini.