İşte Alara'nın evi

Güncelleme Tarihi:

İşte Alaranın evi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 09, 2014 09:56

İç mimar Alara Koçibey, oğlu Emre Renç ve kızı Jasmin Paris ile yaşadığı Çubuklu Vadi Evleri’ndeki villasını eklektik ve modern bir tarzda dekore etmiş. Mimari ve konum olarak çok beğendiği bu ev, sahip olduğu muhteşem orman manzarası ile onu etkilemiş gözüküyor. Koçibey, evinin kapılarını InStyle Home dergisine açtı.

Haberin Devamı

Alara Koçibey, iç mimari alanında gerçekleştirdiği başarılı projelerle adından sıkça söz ettiren başarılı bir isim. Yeditepe Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Koçibey son olarak Kırşehir, Trabzon ve İstanbul’da üç ayrı otelin iç mimari projelerini bitirmiş. İç mimari üzerine Türkiye ve yurtdışında altı farklı üniversitede eğitim görmüş.
“Kendimi bildim bileli tasarım dünyası içindeyim. Mimar dedem sayesinde çocukluk yıllarımda pazar günleri ailece yapılan gezmenin adı ‘şantiye gezmesi’ demekti benim için” diye anlatmaya başlıyor üç katlı villasının geniş terasında otururken.
Önünde alabildiğince uzanan harika bir orman manzarası hakim. Zaten bu evi tercih etmesindeki en büyük etkenlerden biri de bu etkili konum.

ÜÇ KATLI VİLLAYA HER KATTAN GİRİŞ VAR
Koçibey, geçtiğimiz aylarda 3 MOMS adında çocuk odaları dekorasyonu yapan bir markanın da ortaklarından olmuştu. “Son dönemde beni en çok heyecanlandıran işlerden. Tuvana Büyükçınar ve Emine Palabıyık’la ortak açtığımız bir mağaza bu. Bebek ve çocuk odaları için mobilya ve aksesuvar satıyoruz. Ben mobilyaları, Tuvana tekstili, Emine de operasyon işini yürütüyor. Çocuk odaları konusunda piyasada büyük eksiklik olduğunu düşündükleri için bu işin içine girmiş üç eski arkadaş.
Tarabya’daki evinden buraya iki yıl önce taşınmış Koçibey. “Mimar Emre Arolat’ın tasarladığı ahşap cepheli evleri ve bu siteyi yapım aşamasından beri takip ediyor ve çok beğeniyordum. Bir yıllık beklemeden sonra ancak taşınabildim” diye anlatıyor.
330 m2’den oluşan üç katlı villaya her kattan giriş olma özelliğini de çok beğenmiş. En alt katı kendi yaşam alanı olarak tasarlamış. Burada içinde geniş bir giyinme bölümü ve banyo bulunan bir yatak odası ve yine kendine ait bir çalışma odası ile oturma bölümü yer almış. Orta katta salon, mutfak, misafir tuvaleti var. İçinde banyoları olan çocuklarına ait geniş yatak odaları da en üst katta konumlanmış.

KARŞIMDAKİNİ PSİKOLOG GİBİ ANALİZ EDERİM
Çok yoğun bir iş hayatı olduğunu belirten Alara Koçibey, hızlı temposuna rağmen oğlu Emre Renç ve kızı Jasmin Paris’le kaliteli zaman geçirmeye özen gösterdiğini belirtiyor. Terzi söküğünü dikemez misali evinde hâlâ eksikler olduğunu söylüyor: “Aslında evde yapmak istediğim daha çok şey var. Ancak salonla ilgilenebildim. Taşındığımdan beri salon üç kere değişti.”
Eklektik ve modern bir tarzı olan salonu için onu dinlendiren vizon duvar rengini tercih etmiş. “Farklı stilleri evimde görmeyi seviyorum. Bu kat modern bir çizgiye sahipken alt katı tamamen kolonyel bir tarzda dekore edebilirim” diyor. Yaptığı mekânlarda ya da evinde, kendini tekrarlamayı sevmediğini belirtiyor. “Aldığım tüm projelerde karşımdaki insanı bir psikolog gibi derinlemesine analiz ederim. İnsanların kendilerini içinde mutlu ve huzurlu hissedecekleri ve her noktasını kullanabilecekleri evler tasarlamaya özen gösteriyorum” diyor.
Onun için en büyük ödülün iş bittikten sonra müşteri tarafından ona söylenen “Burası hayatımın evi ve beni çok iyi anlatıyor” sözleriymiş.

Haberin Devamı

MİSAFİRİ SEVERİM
Alara Koçibey, salondaki İtalyan kanepenin ve Ralph Lauren ikili koltukların dışındaki tüm mobilya ve aksesuvarları kendi tasarlamış. Eve ilk giren parçalardan Art Deco yemek masasını Paris’teki Marche aux Puces de St-Ouen’de bir antikacıdan satın almış. “Misafir ağırlamayı severim. Öyle zamanlarda bu masa 12 kişilik olarak açılabiliyor” diyor. Yazın ise şimdi üzerinde büyük bitkiler duran terastaki üzeri kaplumbağa deseni, siyah mermer masasını kullanıyormuş.

Haberin Devamı

ÇALIŞIRKEN SESSİZ ORTAM TERCİH ETMEM
Evin her köşesinde mumlar ve dekorasyon kitapları göze çarpıyor. Alara Koçibey, “Evde loş aydınlatma seviyorum. Yaptığım mekânlarda da homojen aydınlatma olmasına önem veriyorum. Mekânları tasarlarken kafamda senaryolar düşünürüm ve aydınlatmayı ona göre çözerim” diyor. Genelde çocukları uyuduktan sonra geç vakitler çalıştığını söylüyor. Çizimlerini aşağıdaki çalışma masasının üzerindeki Apple eMac’te yapıyor. En yeni teknolojileri yakından takip eden biri. Özellikle film izlerken veya müzik dinlerken... “Çalışırken sessiz ortam tercih etmem. Her zaman televizyon veya müzik açık olur” diyor. Özellikle internetten dinlediği Azur Blues radyo gibi... “Bana çok sevdiğim ve mutluluk duyduğum denizde olmayı hatırlatan parçalar dinlerim evdeyken” diyor. Bir de yanında çok sevdiği Mariage Frères çayı varsa işte o zaman değmeyin ev ve çizim keyfine...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!