Çocuklarla baş etmeye alıştım

30 yaşına kadar hiç Disneyland’e yolu düşmemiş biri olarak Disneyland Hotel’e gelmek, kapıda çığlık çığlığa koşturan heyecanlı çocukları görmek, bu arada çocuksuz biri olarak ilginç bir deneyim. Tüm o heyecanı, yerde yuvarlanmaları, sevdiği kahramanları görme azmiyle anne babaları paçalarından çekiştiren çocukları görmek açık söylemek gerekirse biraz göz korkutucuydu!
Etrafta dört dönen masal kahramanları, bu kahramanların kostümlerini satın almaya zorlanan ebeveynler, ellerinde koca koca paketlerle dolaşan anneler...
Bu sabır tablosunu hafızaya kaydederek güne başlıyorum. Yanımda Tuba Ünsal, kızı Sare ve oğlu Civan var.

ALIŞVERİŞ PAZARLIĞI UÇAKTA BAŞLIYOR

Gezinin başında, bu iki ateş parçası çocukla uçakta karşılaşıyoruz. Tuba haliyle yorgun ama heyecanlı. “Minnie by Koton” kıyafet koleksiyonu benim çocukluk hayalim ve ben tasarladığım bu tatlı kıyafetlerle Disneyland’de çekim yapacağım, inanabiliyor musun?” diyor.
Kendisinin ilk kez 22 yaş hediyesi olarak gittiği Disneyland’in, çocuklarıyla daha bir anlamlı, daha bir keyifli olacağını düşünüyor.
Bu arada bu üçlüden hangisi daha heyecanlı, çözemiyorum. Sare dana uçakta plan yapmaya başlamış, şimdiden Karlar Ülkesi’nden Elsa’nın, Anna’nın peşinde... Kostümlerini almak için annesiyle pazarlık yapmaya yolda başlıyor.
Ve yol bitiyor... Aile, Ünsal tasarımı olan bol Minnie’li kombinlerle adım atıyor otele.
İlk icraat özel olarak ağırlanacağımız Disney Spring (Disney Baharı) etkinliği için ayrılan biletlerimizi almak oluyor. Ve işte özel Disneyland maceramız başlıyor.
Disneyland Park ve Walt Disney Studios isimli iki bölüm arasında seçim yapmalıyız... Tabii ki çocuklardan dolayı Disneyland Park’ı seçiyoruz. Daha ilk gün, düzenlenen geçit törenini izlerken anlıyoruz çocukların Goofy’e, Donald’a, Minnie ve Mickey’ye nasıl hayran olduğunu.
Törende son zamanların gişe rekortmeni “Karlar Ülkesi” filmi ve “Sindirella” da var. Bütün prensesler teker teker önümüzden geçiyor. Kızlar resmen çıldırıyor! Hayranı oldukları karakterler onlara el salladıkça coşkuları daha da artıyor, eski bir dostla karşılaşmışçasına gülümsüyorlar. Şansları yaver gider de kollarından yakalarlarsa da o minik parmakları açılmak bilmiyor.

YENİ KAMPANYADA SARE OLMAYACAK

Gezimizin ikinci gününde, tüm dünyadan gelen ünlü isimler, çizgi karakterlerle pozlar veriyor, çocukları onları yakından görme imkanı yakalıyor. Biz de rehberimiz Nesto eşliğinde önerilen etkinliklere katılıp, Tuba Ünsal’ın çekimlerini izliyoruz. Tabii Sare de hazırlıklarda annesinin dizinin dibinden ayrılmıyor, kameralara onunla birlikte poz veriyor.
Ünsal bu arada kısa bir açıklama yapıyor: “Bu sezon Sare benimle Minnie by Koton’da kampanya yüzü değil, onun yerine aynı yaşlarda iki çocukla çalıştım.
İleride ‘Benim isteğim olmadan beni model yaptın’ demesin diye bu kararı aldım. Gerçi bayılıyor Minnie’yle vakit geçirmeye ama mağazada kendi fotoğraflarını görünce de bir tuhaf oldu. Disneyland’deki bu çekim sanırım onun son Minnie mesaisi, arkadaşlıkları devam edecek ama modellik yapmak yok.”
Bu arada Ünsal’ın üzerinde kendi tasarladığı kıyafetler var ve dolaşırken birçok kez yolumuz kesiliyor. “Üzerinizdekini nereden aldınız, biz nereden buluruz, burada satılıyor mu” sorularının ardı arkası gelmiyor. İlgiden memnun Tuba Ünsal: “Keşke burada satılsa ürünlerim, dur Sinem ben bunu da dileyeyim yukarıdan, Allah’a şükür hayallerimin hepsi gerçekleşiyor!”

ÇOCUKLARLA BAŞ ETMEYE ALIŞTIM

Çekimden çekime koştururken Goofy’nin bahçe partisine de denk geliyor, masal dünyasının en sevilen karakterleriyle tanışıyoruz. Ünsal bu arada hem çizgi karakterleri yakından görmek isteyen Sare’yle hem de süt dişleri çıktığı için huysuzlanan dünya yakışıklısı oğlu Civan’la uğraşıyor. Bir yandan da çekim için saç makyaj yapılıyor.
Ünsal gözlerini çocuklardan ayırmadan konuşmaya devam ediyor: “Çocuklarla burada baş etmek çok zor... Çalışırken bunu yapmaya çalışmak, uzaya roket fırlatmak gibi... Gerçi ikisiyle beraber o kadar seyahat ettim ki, alıştım bağırış çağırışlara...”
Anne olarak performansı takdire şayan. Bu arada ben önümüzdeki 10 yıllık kalkınma planımda yer alan “çocuk” maddesini bir kez daha gözden geçirmeye karar veriyorum.
Son karar: Çocuk çok zor, iki çocuk imkansız!

VE SİHİR BİTER

Bahar kokulu, bahar temalı Disneyland turumuz, Minnie’nin yanında bitiyor. Biz de çoluk çocuk son pozumuzu veriyoruz. Arada aslında bizim de çocuklar kadar eğlendiğimizin farkına da orada varıyoruz. Bu eğlence parkının her yaş grubu için bir nimet olduğunu anlıyor ve havai fişek gösterisiyle geziye son noktayı koyuyoruz.
Evet “Disneyland sihirli bir yer”... Ve gece olup da tüm çocuklar uykuya daldığında bu sihir bir anda yok oluyor, her yer sessizliğe bürünüyor. Ortam yine büyüklere kalıyor. Aynı çocukluk hayallerimiz bitip de gerçek yaşama döndüğümüz an gibi...

BAK BAKALIM O BAŞI NASIL ÖRTTÜRÜYORUM

Çekim aralarında yemeklerde de görüyoruz Tuba Ünsal’ın pratikliğini. Açık büfede çocuklar için kolay çözümler üretiyor. Hele buz gibi havada bere takmamak konusunda direnen Sare için bulduğu çözüm benden benden alıyor: Karlar Ülkesi’nden Elsa’nın peruğu! “Ben örttürürüm o başı” diyor ve mağazadan kocaman bir peruk alıp çıkıyor. Çocuk mutlu, anne mutlu, daha ne olsun!