Güncelleme Tarihi:
* “Hayat Şarkısı” ikinci sezona bomba gibi girdi. Farklı bir senaryo dinamiği var. Olayların gidişatı size neler hissettiriyor?
- Keyfimiz gerçekten yerinde. Sevilen bir işi ikinci sezonda aynı çizgide tutmak, seyirciyi kendinde bulmak zor bir iş sonuçta. Biz elimizden geldiğince bunu yapmaya çalışıyoruz. Hülya başka bir karakter. Entrika çeviren, her şeyi yapabilecek bir kadın. Aslında bütün bunları da aşkı için yapıyor.
* Gerçek hayatta da insanlar istediklerinin peşinden koşarken birçok hata yapabiliyor. Hülya çok içimizden. Sizce onu bu kadar sevdiren, saf iyi ya da kötü karakterlerin yanında daha gerçek olması mı?
- Aynen öyle, hepimiz gibi çok gerçek. Ne salt melek, ne salt şeytan. Dizilerin sıradanlaşan “melek” esas kızlarına benzemiyor. O nedenle insanların Hülya’yla empati kurması çok daha kolay. Üstelik kurdukları bağ da bu yüzden güçlü oluyor.
DÜNYA DÜZENiNE KADINLAR HAKiM OLSAYDI BELKi DAHA MUTLU YAŞARDIK
* Çok güçlü bir kadın profili çiziyorsunuz. Canlandırdığınız karakterler de öyle. Kadınların dünya düzenine hakim olması sizce neleri değiştirir?
- Ah, işte bu en tehlikeli bir soru! Çok şeytani cevaplar geliyor aklıma! Şaka bir yana, belki daha mutlu, daha insani şekilde yaşardık.
Şiddetin olmadığı, yeşiller, çiçekler içinde bir dünya! Ama neticede kadın-erkek, insanız işte. Aynı zayıflıklara, aynı güç düşkünü deliliğe sahip olma ihtimalimiz yüksek. Başta cennet gibi bir hayat olurdu ama çok sonra tüm düzen şu anda olduğu hale gelebilirdi yine. Kim bilir...