Küçük Osmanlı Sakarya

Güncelleme Tarihi:

Küçük Osmanlı Sakarya
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2012 00:00

Bu hafta Sakaryalı hemşerilerle buluştum. Sanatçı kardeşler Umut ve Fulden Akyürek, milletvekili Şaban Dişli memleketlerini gelen göçlerin zenginleştirdiğini anlatıyor ve bu kültürel mozaikten gurur duyduklarını söylüyor

Haberin Devamı

Çark Caddesi Paris gibiydi
UMUT AKYÜREK

Muhteşem sesi ve yorumuyla müziğin gerçekten de ruhun gıdası olduğunu kanıtlayan Umut Akyürek, Ankara doğumlu. Ama Ankara’da hiç yaşamamış ve çocukluğunu Sakarya-Sapanca arasında mekik dokuyarak geçirmiş. Çok doğal bir ortamda büyümüş. Bütün bağlar, bahçeler onlarınmış. Her şeyi dalından kopararak yermiş. Evlerin kapıları da konu komşuya, misafire, çocuklara kısacası herkese açıkmış. Yaz gelince kardeşiyle göle gidermiş. Ancak boğulma tehlikesi geçirdiği için o korkuyu bir daha içinden bir türlü atamamış. “Gençlik yıllarımda Paris gibiydi” dediği Adapazarı’nın ünlü Çark Caddesi o zamanlarda da cıvıl cıvılmış. Memleketiyle ilk ayrılığını üniversite için İstanbul’a gittiğinde yaşamış. Sakarya ile arasına yollar girse de ailesi halen orada yaşıyor. 1999 Depremi’nden sonra prefabrik, küçük bir eve taşınmışlar. Ve tıpkı çocukluğundaki gibi şimdi yine bahçelerinde tavuklar, ördek yavruları koşuşturuyormuş. Sohbet ederken ister istemez söz yemeğe ve mutfağa geldi. Ben de Umut Akyürek’e en güzel hangi yemeği yaptığını sordum. Her ne kadar iddialı konuşmayı sevmese de bütün tencere yemeklerini özellikle de zeytinyağlıları çok güzel yaptığını anlattı.

Haberin Devamı

Üniversite canlılık kattı
FULDEN AKYÜREK

Başarılı ve güzel oyuncu Fulden Akyürek de ablası gibi ağaçların tepesine çıkar, dalından erik ve kiraz yermiş. Yani son derece özgür ve elle tutulur bir çocukluk geçirmiş. Bu yüzden bazı geleneklerin korunmasını istiyor. Özellikle de başı sıkıştığında en yakın kapıyı çalıp neye ihtiyacı varsa hiç çekinmeden söylediği günleri özlüyor. Fulden Akyürek’e, “Bir oyuncu olarak bir Sakaryalıyı nasıl anlatırdınız” diye soruyorum. Sakarya’nın çok göç aldığını ve bu göçlerin şehri kültürel anlamda zenginleştirdiğini söylüyor. Sakaryalıların da kendileri hakkında ipucu vermediklerine inanıyor. Yani anlaşılan o ki bir Sakaryalıyı öyle uzaktan tanımak pek kolay değil. Üniversitenin Sakarya’ya hem kültürel, hem ekonomik, hem de sosyal anlamda canlılık katmasından mutluluk duyuyor ve memleketine hareket getiren gençleri destekliyor. Memleket lezzetlerinden en çok ıslama köfteyi seviyor.

Haberin Devamı

Hem Karadeniz’in kemençesi hem Ege’nin zeybeği
ŞABAN DİŞLİ

Sakarya’nın Geyve İlçesi’nde doğan milletvekili Şaban Dişli’nin çocukluğu renkli ve hareketli geçmiş. Geceye kadar çobanlık yapar, babasının kereste atölyesinde çalışır ve akşamları da gaz lambasının kısık ışığında ders çalışırmış. Daha doğrusu çalışmaya çalışırmış... Çünkü babası, “Gün çuvala mı girdi?” deyip gaz lambasını alır götürürmüş. Ortaokuldan sonra lise sınavına girmek için İstanbul’a gelmiş. Ancak çocukluğunda yaşadığı zorlukların hayatına ve kişiliğine kattığı artıları, değerleri de asla gözardı etmiyor.
Memleketini küçük bir Osmanlı’ya benzeten Şaban Dişli; Sakarya’da herkesin huzur ve barış içinde yaşamasından ve bu zengin kültürel mozaikten büyük mutluluk duyuyor. Sakarya’nın güzelliklerinden, içinde su menekşeleri olan longozdan, bereketli su kaynaklarından, restore edilen tarihi konaklarından ve şifalı kaplıcalarından söz etmeden de geçemiyor. Ege’yle bütünleşen zeybeğin Sakarya’da da oynandığını duymuştum. Ancak doğruluğundan emin olmak için bir de Şaban Bey’e soruyorum. Ve genelde manav yani Sakarya’nın yerlisi olanların zeybek oynadığını öğreniyorum. Karadeniz’in kemençesinin, Ege’nin de zeybeğinin Sakarya’da temsil edilmesinden gurur duyan Şaban Bey; “Biz Sakarya olarak tüm Türkiye’yiz” diyor.
Şaban Bey; bir baba olarak sahip olduğu değerleri desteklercesine Sakarya’dan enfes lezzetler ve değerli kumaşlarla gelmiş. Taraklı’nın çeyizlik ve ev tekstilinde kullanılan el emeği kumaşlarını, çeşit çeşit peynirleri, hem tahinle hem de ekmekle yenilen Taraklı’nın köpük köpük helvasını, kabak tatlısını, pişmaniyeyi, fındıkları ve 85 yıllık tarihiyle, sırrı lezzetinde saklı olan ıslama köfteyi bizler için getirmiş.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!