Kitap Fuarı’na sigara baskını

Güncelleme Tarihi:

Kitap Fuarı’na sigara baskını
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2008 00:00

Duyduğuma göre, bugün sona erecek olan TÜYAP Kitap Fuarı’nda müthiş bir sigara krizi yaşanmış. Büyükçekmece Belediyesi fuara sigara baskını yapmış ve epeyce bir ceza kesmiş yayıncılara. İtiraz eden olursa diye, önceden sigara içenlerin gizlice fotoğraflarını da çekmişler hatta.

Sigara içen meslek grupları sırılamasında sanırım birinci gazetecilerdi. Yazıyla, yayınla uğraşanların da hemen onların ardından geldiğine şüphem yok.

Bugün sona erecek olan TÜYAP 27. Uluslararası Kitap Fuarı’nda sigara içilmemesi için yapılan anosların sıklığını fark ettiğimde aklıma geldi bu. Hangi yazarın nerede kitap imzaladığı, hangi panelin ne zaman nerede yapılacağı anonsları sık sık duyulur fuarda.

Bu yıl onlara ilaveten bir başka anons daha vardı: Daha sert bir ses tonuyla fuar alanında sigara içmenin kesinlikle yasak olduğu ikide bir söyleniyordu.

Acaba bu yasakları nasıl deliyorlar diye merak ettim ve biraz daha dikkatle bakmaya başladım fuarı gezerken etrafıma. Ziyaretçiler genelde yasağa uyuyorlar. Ancak stant görevlileri pek de takmıyor. Kimi gizli kimi açık açık içiyor sigarasını.

İTİRAZA KARŞI FOTOĞRAF ÇEKMİŞLER

Hafta içinde Büyükçekmece Belediyesi fuara baskın yapıyor ve ceza yağdırıyor yayıncılara. Belediye yetkilileri önce çaktırmadan stantlarda sigara içenleri fotoğraflamış ardından da teker teker tespit ettiklerine uğrayıp tahsilat yapmışlar.

Yayıncılar önce sıradan vergi kontrolü yapıldığını zannetmişler. Fakat sonra anlaşılmış ki ceza sigara yüzünden kesiliyor. Fotoğrafa gerek de kalmamış kanıt için, çünkü kimse de itiraz etmemiş ben içmedim diye.

İspiyon gibi olacak ama artık son gün zarar gelmez. Belediye yetkililerine bir tüyo vereyim ben de. Stantların orta yerlerinde kapalı bölümler var, özel eşya vs koymak için. Stant çalışanları bu bölümleri gizli sigara odası olarak kullanıyor. Dört taraf kapalı ama üst açık ya, vapur bacası gibi tütüyor stantlar.

GENEL KOORDİNATÖR YASAK DELERSE

Fuar alanında sigara yasağının delindiği bir yer de VIP salonu. Fuar Koordinatörü ve yazar Deniz Kavukçuoğlu sıkı bir tiryaki. Zaman zaman dayanamıyor, VIP salonunda yasağı delip sigara yakınca, ondan cesaret alan diğer yazarlar da içmeye başlıyormuş. Fuar görevlileri ortamda Kavukçuoğlu olmadan biri sigara yakarsa hemen müdahale ediyormuş.

S dergisinden sitemli veda

Alternatif ve muhalif bir şehir dergisiydi S. Arada isim değişiklikleri olsa da 13 yıldır yayınlanıyordu. Derginin 114’üncü sayısını gördüm, veda sayısı aynı zamanda. "Ey Tarih Azad Et Bizi!" demişler birinci sayfadan ve bir anons koymuşlar. Dikkatimi çekti; "2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Ajansı dergimizi desteklememe kararı aldı" diye.

Derginin Yayın Yönetmeni Cem Selcen sunuşta 2010 Ajansı’na sitemlerinin nedenini anlatmış. Sponsorsuz, desteksiz böyle bir dergiyi yaşatmak zor, 13 yıl da büyük bir başarı. Ancak bu şekilde devam etmesi mümkün değildi diyor Selcen. Derginin hedefiyle de örtüşebileceğini düşünerek 2010 Kültür Ajansı’na dahil etmek istemişler dergiyi.

"Teklifimiz, genel hatlarıyla bu derginin zaten yaptığı işi sürdürmesi ve 2010 projesinin de ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz, bu süreci, başvurulan ya da uygulanan projeleri halka tanıtmak amaçlı 2’si İngilizce 8 sayfalık bir 2010 ekini her ay hazırlayıp basmaktı."

Ajans niye teklifi reddetti bilmiyorum ama duyduğuma göre şimdi yaptıklarını anlatmak için sıfırdan bir dergi çıkarmayı düşünüyormuş.

Hafiye gibi Oğuz Atay’ın peşinde

Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Oral aynı zamanda iyi bir koleksiyonerdir. İmzalı kitaplar ve objeler toplar, onlardan yola çıkarak bir hafiye gibi çalışır, edebiyat arkeologluğu yapar. Son kitabı Şiir Hikayeleri’nde ilginç bir yazı okudum. Bir edebiyat tarihi magazini olarak dikkatimi çekti doğrusu.

Oğuz Atay ünlü romanı Tutunamayanlar’ı yazarken hayatında Sevin Seydi vardır. Sevin Seydi, hem ressamdır hem de Anglosakson edebiyatını çok iyi bilmektedir. Atay, Tutunamayanlar’ı ve Tehlikeli Oyunlar’ı Sevin Seydi’ye ithaf eder. Zaten her iki kitabın kapağını da Seydi yapar.

Sevin Seydi’nin kapağını yaptığı iki çeviri roman daha vardır. İkisi de 1967’de basılmıştır. Biri Casanova’nın kitabı Çapkın Papaz, diğeri de Fransız yazar Georges Courteline’nin Arkadaş Karıları. Her iki kitabın çevirisinde Memet Kerem imzası vardır. Haluk Oral buradan şöyle bir varsayıma gidiyor: "Bu çevirmenin adına başka bir yerde rastlamadım. Fakat basım yılını dikkate alarak, Sevin Seydi-Oğuz Atay ortak çalışmasının ilk ürünleri olma ihtimalleri var diye düşünüyorum. Bence bu iki kitabı Memet Kerem adıyla Oğuz Atay çevirmiştir."

Oğuz Atay’ın çevirdiği kitapla yaşamında örtüşen ilginç bir rastlantıya dikkat çekiyor Oral. Yani Arkadaş Karıları kitabını çevirirken arkadaşının karısıyla mı birliktedir? "Oğuz Atay, 1956’da onu ilk kez gördüğünde, en yakın arkadaşı Uğur Ünel’in nişanlısıdır Sevin Seydi. Bir yıl sonra Uğur Ünel ve Sevin Seydi evlenirler. Oğuz Atay da 1961’de Fikriye Fatma Gürbüz’le evlenir. Fakat bu iki evlilik de 1967’de biter; Oğuz Atay ve Sevin Seydi beraber yaşamaya başlarlar."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!