Kemanımla bana bir ses verebilseydim eğer

Güncelleme Tarihi:

Kemanımla bana bir ses verebilseydim eğer
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 21, 2015 10:55

Bu, bir başarı ve umut hikâyesi: Arkadaşlarının sınıfa girdiğinde “Yoksa keke sen mi geldin” alay ettiği, ileri derecede kekemeliği yüzünden insanlardan uzaklaşıp, dilsiz taklidi yapan küçük çocuğun öyküsü. O çocuk, bugün 27 yaşında. Türkiye’nin en genç virtüözü, dünyanın en hızlı keman çalan sanatçısı olarak Guinness Rekorlar kitabına giren Muhammed Yıldırır.

Haberin Devamı

O 27 yaşında, Türkiye’nin en genç keman virtüözü olarak anılıyor. Ayrıca geçen ay Guinness Rekorlar Kitabı’na giren bir rekortmen: Ünlü besteci Nikolay Rimsky-Korsakov’un kemanla çalınması en zor olan eseri ‘Yaban Arılarının Uçuşu’nu 37 saniyede çalmayı başardı. Kemana yedi yaşında başladı, ilk eserini bestelediğinde ise 12’sindeydi. Buraya kadar ‘alışkın’ olduğumuz ‘başarılı genç deha’ hikâyesi... Ama onun öyküsünün ardında hüzünlü bir geçmiş yatıyor.
İleri derecede konuşma bozukluğu olan Muhammed Yıldırır, küçükken herkesin alay konusuydu. Konuşma bozukluğu zaman içinde o kadar ilerledi ki, onu dilsiz taklidi yapmaya itti. Çevreyle iletişimini tamamen kesti. Kendi deyimiyle “kemanıyla konuşmayı tercih etti.”

Yeteneği aileden gelse de, keman çalmayı kendi kendine ‘çözdü.’ ‘Öğrendi’ diyemiyoruz çünkü eline yedi yaşına kadar keman almamıştı. Ama bir gün Müzeyyen Senar, Münir Nurettin Selçuk ve Zeki Müren’in başkemancısı babası Ali Yıldırır’ın karşısına geçti ve tamamen kulak aşinalığıyla çalmaya başladı.
Hemen müzik öğretmenliği de yapan babasıyla derslere başladılar. Günde 9 saat keman çalarak, yalnızlığını unutmaya çalıştı. İlk eseri ‘Şeytanın Rüyası’nı bestelediğinde yaşı 12’ydi. O yaşta bir çocuk neden adına şeytan olan bir beste yapar ki? Meğer başlığın çıkış noktası, İtalyan virtüöz Paganini’ymiş. Şöyle anlatıyor: “Onun lakabı şeytandı ve ben ona çok öykünüyordum. Yaptığım eser karışıktı, harmonisi açısından ürkütücü bir hava barındırıyordu. Eserin şeytani bir yapıya sahip olduğunu düşündüm, bu ismi koydum.”

Haberin Devamı

Andımızı yarım saatte okuyabildim

12 yaşında kekemeliği onu kendi deyişiyle öyle bir komplekse sokmuştu ki dilsiz taklidi yapıp, el hareketleriyle konuşmaya başladı: “Müdürümüz böyle bir sorunum olduğunu bilmiyordu, bana Andımız’ı okuttu. ‘Tü-tü-tür-türküm’ diye başladım, bütün okul ‘Tü-tü-tür-türküm’ diye tekrarladı. Andımız, o gün yarım saatte bitti. Kürsüden indim, ağladım. Ama sonra şunu kabullendim: Ben böyleyim.”
16’sına bastığında artık günde 18 saat çalışıyordu. ‘Meleğin Gözyaşı’ isimli bir beste yaptı. Keman çalma tekniği iyiden iyi gelişti. Konser teklifleri geldiğinde yaşı 18 olmuştu. Türkiye’nin en genç keman virtüözü olarak anılmaya başladı. Birçok orkestranın şefliğini yaptı.

Haberin Devamı

Haziran ayında Guinness Rekorlar Kitabı’na girme başarısı bir anda gelmedi. 2008’de arkadaşlarıyla internette Virtüöz David Garret’ın ‘Yaban Arılarının Uçuşu’nu 66 saniyede çalarak rekor kırdığını izledi. Hemen kemanını eline aldı ve 65 saniyede çaldı. 2013’te Ben Lee rekoru 54 saniyeye çıkardığında, o Guinness ekibini Türkiye’ye çağırabilmek için sponsor bulmaya çalışıyordu: “O rekoru da kırabileceğimi biliyordum. Altı yıl uğraştım, firma firma dolaştım. Kimi konser gelirimin yüzde 70’ini istedi kimi ‘Müzik günâhtır’ dedi. En sonunda bir fitness firmasıyla anlaştım. Ve ekibi Türkiye’ye getirebildim. Ve 37 saniyeyle rekoru kırdım”

Şu an İstanbul Üniversitesi Kompozisyon Bölümü’nde üçüncü üniversitesini okuyor. Bir de ‘Si Majör’ orkestrasının şefliğini yapıyor. Türkiye’deki CEO’lar ve yönetim kurulu başkanlarından oluşan bu koro, bir sosyal sorumluluk
projesi. Eylül-ekim gibi konserlere başlayacak, gelirini de engellilere bağışlayacaklar. Küçükken ‘dilsizliği’ nedeniyle bir kişiyle bile konuşamazken, şimdi konserlerle, binlerce kişiye sesleniyor. Halinden de memnun. Hatta kekemeliği için yardım teklifinde bulunan doktorları bile reddediyor. Çünkü o, kemanıyla konuşmayı tercih ediyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!