Görgün Taner ve Özlem Ece: İhaleyle kültür-sanat olmaz

Güncelleme Tarihi:

Görgün Taner ve Özlem Ece: İhaleyle kültür-sanat olmaz
Oluşturulma Tarihi: Mart 12, 2016 11:25

Türkiye’nin en büyük tartışmaları kültürel meseleler çevresinde çıkıyor; zıtlıkları, çekişmeleri tartışmaya doyamıyoruz ama hepsi bu kadar. Bir zemin, bir çerçeve yok. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ‘Yerel Yönetimler İçin Kültürel Planlama’ başlıklı raporunda, en azından yerel ölçekte bu çölleşmeden çıkma yollarını gösteriyor. İKSV Genel Müdürü Görgün Taner ve raporda imzası olan Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü Özlem Ece ile konuştuk.

Haberin Devamı

Niye böyle bir rapor yazdınız? 
Özlem Ece: Çünkü Türkiye’de kültürel planlama denilen kavram bir türlü gelişemedi. Merkezi yönetimler şehirlerin sorunlarını çözmede, yerel kültür politikaları geliştirmede yeterli değil. Güçlü adımlara ihtiyaç var. Biz de bu anlamda bir yol haritası oluşturmak istedik. 
Görgün Taner: Sürekli “Kültür, kalkınmanın odağında olmak zorunda” deniyor ama kültür hiçbir idarenin odağında olmamış bugüne kadar. 

Ne olmuş peki, ne oluyor? Bir yerel yönetim, kültürü nasıl idare ediyor bugün, nasıl planlıyor?
Taner: Bütçe doğrultusunda ihaleye gidiyorlar. En büyük problem de burada başlıyor. Kültüre satılacak mal, hizmet gibi bakılıyor çünkü. “Ben bu kadar sanatçıyı, bu kadar paraya getiririm” diyenlerle ihale yapılıyor. Ne var ki, bir kültür-sanat etkinliği ihaleyle olmaz. Mevzuatın değişmesi lazım. 

 

Haberin Devamı

Görgün Taner ve Özlem Ece: İhaleyle kültür-sanat olmaz

 

Nasıl olmalı?
Taner: Her şeyden önce yerel yönetimlere bir sanat direktörü, bir idari direktör gerek. Ayrıca tüm bu organizasyonu yürüten, denetleyenlerin olması da önemli. Hem kamu parası kullanıldığı için şeffaflık şart. Raporda dünyadan kıyaslamalı örnekler var.

Dışarısı nasıl? 
Ece: Seul “Ben katılımcı yöntem belirleyeceğim, her aşamaya katacağım vatandaşları” diyor mesela. 100 bin kişiye soruyorlar, bilboardlara asıyorlar sorularını. Viyana, kültür kurumlarına zaten yeterli desteği veriyor belediye olarak... New York, Amsterdam, Tokyo, örnek çok. 
Taner: Ama bakın “Japonlar yapmış bitirmiş” de demiyoruz. Kentler sürekli büyüyen ve değişen yapılar. Burası İstanbul. 16 milyon nüfuslu bir şehir... Dünyanın arayıp bulamadığı 8 bin yıllık kültür var burada. İstanbul için ayrı bir model düşünülmeli. 

 

Görgün Taner ve Özlem Ece: İhaleyle kültür-sanat olmaz

 

Haberin Devamı

Bu konuda “buranıza kadar gelmiş” gibi görünüyor. 
Taner: 44 senelik mazimizde “Kültüre önem verin” diye ısrar edip durduk. Bu rapor da o nedenle yazıldı zaten. Buramıza kadar gelmenin ötesinde. Taştı artık.

“Türkiye’deki sadece yerel yönetimlerin değil birçok önemli kuruluşun yöneticileri arasında da kültür insanları olmalı” diyorsunuz. Kim bu kişiler? 
Ece: Akademisyen de olabilir, tiyatrocu da... Kültür yönetimi alanı, adı sanı konmuş, dinamik bir alan. Akademik çalışmalar yapılıyor, bölümler mezun veriyor ama pasta belli ve çok küçük. Öğrencilerin gidecek yeri yok. Yerel yönetimlerde görev alabilmeliler. 

Bu yönetimlerde kültür yöneticisi profili nasıl?
Taner: Bir örnek vereyim. Belediyelerde kültür- sanat müdürleri sürekli değişir. Çünkü biri belediye başkanına telefon edip “Başkanım bir CV yollamıştım, tanıdık için, bir şey yapabildiniz mi?” der. Başkan bakar bakar, “Yahu kültürde de mi bir yer yok, atayın şu adamı kültüre” der. Sistem bu. 

 

Haberin Devamı

Görgün Taner ve Özlem Ece: İhaleyle kültür-sanat olmaz

 

Her partide aynı mı?
Taner: Aynıdır. Değişmez. 

Hiç yok mu iyi bir örnek?
Ece: Var elbette. İlk aklıma gelen örnek Kâğıthane. 

Nedir onu farklı kılan?
Taner: Çünkü önem veriyorlar. Bir gün Kâğıthane’nin belediye başkanı kalktı geldi, “Bizde bir sürü inşaat var, buranın dokusu değişti, bir kültür merkezi de yapacağız, yalnız bir çalışma gerekiyormuş binadan önce, nasıl yapalım” diye sordu. Destek verdik. Avrupa’daki iyi örneklerden Amsterdam’a giderek belediye yetkilileriyle görüştüler. “Arkadaşlar şuraya kültür merkezi konduruverelim, detayına sonra bakarız” demediler.  
Ece: Uluslararası şehircilik zirvesi düzenlemeyi planlayan Esenler Belediyesi de iyi örnek, kardeş şehirleri ile kültür politikaları çalıştayı yapan Sarıyer Belediyesi veya özellikle Yeldeğirmeni’nde katılımcı uygulamalar geliştiren Kadıköy Belediyesi de... Ama hep tek tek örnekler... 
Taner: Biz bu işin kurumsal olmasını istiyoruz. Müthiş bir kentleşme ve göç var. İnsanlarının İstanbul’la ilişkisi kentleşmeyle yeniden düzenleniyor. Katkı sunmayı hedefliyoruz. Aman yanlış anlaşılmasın, “Bu anayasadır, kardeşim her şey buna göre yapılacak” demiyoruz. Bu aynı zamanda bir tartışma dokümanı.

 

Haberin Devamı

Görgün Taner ve Özlem Ece: İhaleyle kültür-sanat olmaz

 

İKSV üstten bakıyor, kültürü öğretiyor” eleştirisi gelecektir...
Taner: Ondan çok çekiniyoruz işte. Bu yüzden uluslararası standartlar var raporda. Kültürü biz tarif etmedik. UNESCO’nun tarifini koyduk. Bütün dünyada bu alanda kabul görmüş kentler var; onların yöntemlerini koyduk. Siyasetçi mitingde ‘kültür’ derse...‘Erişim’ raporda önemli yer tutuyor.

Neden?
Ece: Çünkü vatandaşların kültüre eşit şekilde erişimini ve katılımını sağlamak, yerel yönetimlerin sorumlulukları arasında. Her mahallenin, kendisinden yola çıkarak planlama yapması lazım. Biz bunun yollarını koyduk. Envanter çıkarma, haritalandırma nasıl yapılır; STK’lar ve kültürel gruplarla nasıl çalışılır, örneklerle gösterdik. 

 

Haberin Devamı

'SİZE KÜLTÜR MERKEZİ YAPACAĞIM' DİYEN POLİTİKACI GÖRDÜNÜZ MÜ?

Bizde ideal örnek var mı?
Ece: Sinop mesela. Bienali var; kentin en önemli kültür-sanat etkinliğine dönüştü. Belediye, valilik ve kültür-sanat kuruluşları birlikte çalışıyorlar. Çok iyi bir işbirliği bu. Hapishaneyi dönüştürüyorlar; eski hal binasını da. ‘Yavaş Kentler’ ağında yer alan Seferihisar veya Halfeti de iyi örnekler arasında...
Taner: Çanakkale iyi, Gaziantep iyi... Gaziantep Belediye Başkanı, eski bakan Fatma Şahin geldi bir gün. Envanter çalışması yapıp, güçlü yanlarını çıkartmışlar. Yemek ve arkeoloji üzerine yoğunlaşma kararı vermişler. Doğru bir tavır. 

Yanlış tavır hangisi?
Taner: ‘Bir festival yapalım, sanatçı çağıralım, insanlar da bedava seyretsin’cilik. En kötüsü budur. 

Peki ne zaman “Bu iş değişti, bir şeyler başardık” dersiniz? 
Taner: Siyasetçi mitingde kültürle ilgili bir şey söylediğinde “Bu iş oldu” denir. “Eyy vatandaş, size kültür merkezi yaptıracağım” diyeni gördünüz mü?

 

GÖRGÜN TANER: ARTIK İNŞAATLARLA DEĞİL, MİMARLARLA ANILMAMIZ GEREK
Siyaset kısa dönemli; kültür uzun dönemlidir. Siyasetçi “Dört kültür merkezi yaptım, 86 bin kişi geldi” der mesela. Kültür bu değil ama. İnsanlar da zaten birer rakam değil. Türkiye artık inşaat şirketleriyle değil mimarlarla anılma dönemine girmek zorunda.

 

ÖZLEM ECE: VİYANA OPERASI “TURİST GELSİN” DİYE KURULMADI
“Hadi kültür yaratalım da turist gelsin” diyerek olmaz. Siz bunu burada yaşayan insanlar için düşünerek sanatçıyı, kültürel altyapıyı destekleyeceksiniz. Viyana Operası “turist gelsin” diye değil Viyanalılar izlesin diye kuruldu. Ama iyi olduğu için herkes gidiyor.

 

 

BAKMADAN GEÇME!