Kavga etmeden önce...

Güncelleme Tarihi:

Kavga etmeden önce...
Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2002 11:56

İnsanlar arasında tartışma olarak adlandırdığımız fikir alış-verişi, sağlıklı ve yararlıdır. Diğer yandan kavgalar, hiçbir zaman faydalı olamaz. Aradaki fark nedir? Kavgalar, başka birinin görüş açısını değiştirmek üzere yapılır ve zor kullanmaya dayalıdır. Her zaman birinin “kazanması” ve diğerinin “kaybetmesi” ile noktalanır. Tartışma, ilgili herkes için en uygun çözümün benimsenmesi amacıyla fikir alışverişi yapmaktır. İki taraflı bir kazanım yaratma hamlesidir.

Kavgalar her zaman bir çeşit zarara yol açar. Kavgayı “kazansanız” bile, diğer insanlarla ilişkinizi tahrip edebilirsiniz. Bir dahaki sefer, kendinizi bir başkasıyla fikir ayrılığına düşmüş bulduğunuzda, anlaşmazlığı çözerken ilişkinizi de pekiştirmek için aşağıdaki yol göstericileri takip edin.

  • Anlaşmazlığı buyur edin. Şu sloganı hatırlayın, “İki ortak her zaman aynı fikirdeyse, birisi gereksizdir.” Sizin aklınıza gelmeyen bir husus varsa, bunun sizin dikkatinize sunulmasını şükranla karşılayın. Belki bu anlaşmazlık, ciddi bir hata yapmadan önce ortaya çıkan bir düzeltme fırsatıdır.
  • Kendinizi savunma amacıyla oluşan ilk tepkinize inanmayın. Fikir ayrılığına düştüğümüz ortamlarda ilk doğal tepkimiz, savunmaya geçmektir. Dikkatli olun. Hemen savunmaya geçtiğinizde ve kendinizi haklı göstermeye başladığınızda, daha sonra konumunuzu değiştirmek çok zorlaşır. Aynı zamanda, kendinizi karşınızdakinin fikirlerinden yararlanmaktan mahrum bırakırsınız. Sakin olun ve ilk tepkinizi denetim altında bulundurun.
  • Hiddetlenmeyin. Hiddetlenmek iletişimi kolaylaştırmaz, her zaman zorlaştırır. Unutmayın, bir adamın büyüklüğünü, öfkelendiği hususların çapına bakarak ölçebilirsiniz.
  • Önce dinleyin. Karşınızdakine konuşması için bir şans tanıyın. Lafını bitirmesine izin verin. Direnmeyin, savunmayın ve tartışmayın. Bunlar sadece iletişimin önüne set çeker. Siz, anlayış köprüleri kurmaya çalışın. Daha yüksek anlaşmazlık engelleri oluşturmayın.
  • Fikir birliği alanları arayın. Onu sonuna kadar dinledikten sonra, öncelikle aynı fikirde olduğunuz alanlar üzerinde durun. Bu, ikiniz için de yararlı olabilecek bir çözüm üretmede size gerekli yakınlığı ve ortak zemini pekiştirir. Ve, mümkün olduğunca uyumlu ve esnek olun. Thomas Jefferson’un dediği gibi “Prensip söz konusu olduğunda, kaya gibi durun; zevkler söz konusu olduğunda, akıntıya kapılıp yüzün.”
  • Dürüst olun. Hatalı olduğunuzu itiraf edebileceğiniz hususlar arayın ve karşınızdakine bunu belirtin. Yanlışlarınız için özür dileyin. Bu onun silahsızlanmasını sağlayacak, aynı zamanda korunmazlık hissinide azaltacaktır. Diğer yandan, ikiniz için de yararlı olacak bir çözüme varabilme nihai hedefinize doğru, zarif bir çözüm bulmuş olacaksınız.
  • Tekrar düşünmeye söz verin ve fikirlerini dikkatle inceleyin. Ona kendi bakış açısını da gözden geçireceğinizi söyleyin ve bunu daha sonra gerçekleştirin. Haklı olabilir. Onun fikirlerini gözardı edip, sonuçta bir sorunla karşılaşıp, sonra da ona, “ben ona anlatmaya çalıştım, ama dinlemedi”, dedirtmek istemezsiniz.
  • İlgisine içten teşekkür edin. Birinin sizinle fikir ayrılığına düşme zahmetine katlanması, sizinle aynı şeylere ilgi duyması demektir. Onun gerçekten yardım etmeye çalışan biri olduğunu düşünün, bu tutumunuz onu bir arkadaşa dönüştürecektir.
  • Harekete geçmeyi, sorun hakkında ikinizin de düşünmesini sağlayacak zaman sağlamak üzere, erteleyin. Aynı gün içinde veya ertesi gün, ortaya çıkan tüm gerçeklerin göz önünde bulundurulabileceği yeni bir görüşme yapmayı teklif edin. Bu toplantıya hazırlanırken, kendinize bazı zor sorular sorun. Unutmayın, amacınız iki galip yaratmaktır, sadece bir değil.

Bu dokuz yol gösterici, sadece iyi teknikler sunmakla kalmaz. Unutmayın, bilgeliğin büyük kısmı, ne zaman hatalı olduğunu itiraf etmektir. Ancak bunu hiçbir zaman başkalarından istemeyin. Birini, bakış açısını değiştirmeye ikna etme yolunda çaba harcıyorsanız, ona azami incelikle ve dikkatle yaklaşın. Önce, konumunu gerçekten değiştirmesi gerektiğini anlarsa, “hasmınızın” gücenmemesi için bir “kaçış yolu” temin edin. Şimdi sunmakta olduğunuz bilgilerle karşılaşana dek; birisi size daha iyi bir yol gösterene dek; veya durum size başka bir ışık altında sunulana dek, sizin de onun gibi düşündüğünüzü anlatıp, tezinizi ona sunun. Ona zeki insanların, itibarlarını koruyarak da fikirlerini değiştirebileceğini kabul ettiğinizi duyurun.

Sonra mümkün olduğunca bunun kendi fikri olduğuna inanmasında ona yardım edin. İletmeye çalıştığınız hususla aynı doğrultudaki sözlerini tekrarlayın. Onun inanmakta olduğu her ne kanıtınız varsa, onlardan da bahsedin. Bunların, onun deneyimlerine ne kadar uyduğunu, geçmişte olmasa bile şimdi koşulların konum değiştirmeyi nasıl gerektirdiğini söyleyin.

Son olarak, mümkünse kişinin kendi kendisini ikna etmesine izin verin. Ve onun fikrini değişitirmesine katkıda bulunduğunuzu hiç söylemeyin. Zira bu onun, ikinizin de kazançlı çıktığını hissetmek yerine, kendi pahasına sizin kazandığınızı hissetmesine yol açacaktır. 

 

John C. Maxwell & Jim Dornan

Başarı İçin Stratejiler

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!