Kanseri yendim

Güncelleme Tarihi:

Kanseri yendim
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2001 00:00


Haberin Devamı

Türk Pop Müziği’nin büyük ustası Kayahan, yıllardır gizlediği sırrını ilk kez Hürriyet'e açıkladı

Adamın biri doktora ‘‘Hiç gülemiyorum, derdime bir çare’’ demiş. Doktor hemen reçete yazıp vermiş. Adam üç gün sonra yine gelmiş; ‘‘Doktor hálá gülemiyorum’’ diye dert yanmış. Doktor bu kez başka ilaç listesi vermiş. Adam bir hafta sonra yine doktorun kapısına dayanmış. Denenmedik ilaç kalmayınca doktor, ‘‘Şehrimize bir palyaço gelmiş, insanları acayip güldürüyormuş’’ demiş. Adamcağız boynunu büküp ‘‘O palyaço benim’’ demiş. İşte Kayahan'ın öyküsü bu palyaçonunkiyle tıpatıp aynı.

Kayahan'ın yıllardır kanserin pençesinde olduğunu biliyordum, geçirdiği ameliyatlardan haberim vardı. Ama ‘‘önce insan’’ etiğine uyarak bunları değil yazmak, kendime bile söylemedim. Ta ki İpek'in 25'inci doğum gününe kadar. Birkent'teki evlerindeki mütevazı doğum günü kutlamasında Kayahan bir ara yatağından uzanıp elimi tuttu. Gözleri buğuluydu konuşurken:

‘‘Yener'ciğim, yeni albümümün tanıtımı sırasında bunun duyulmaması için azami özeni gösterdim. Çünkü plağımın bastona ihtiyacı yoktu. Şimdi çok şükür çok iyi durumda, piyasanın bu bozuk döneminde 500 bine koşuyor, bunu geçebilir de. Bu sırrımı bilmene rağmen hep sakladın. Bakarsın orada burada abuk sabuk yazılar çıkar. Onun için bu hikayemi senin HÜRRİYET'te yazmanı istiyorum.’’

Ve Kayahan her şeyi anlattı, İpek'inin, Beste'sinin, Aslı Gönül'ünün yanında.

Yemin Ettim şarkısı nasıl ortaya çıktı

Teşhisin ardından eve kapanıp ölümümden sonra insanların beni hatırlayacakları bir şarkı yazmalıydım. İşte ‘‘Yemin Ettim’’ böyle ortaya çıktı. O eser ortaya çıktığında sözde ölümüme daha iki ay vardı. Bu şarkıyı ilk kez Nilüfer, Rumelihisarı'ndaki konserinde söylerken, ben de izleyiciler arasındaydım. Ölümümden sonra hatırlanmak için yazdığım bu şarkıya seyircilerin vereceği tepkiyi büyük bir merakla bekliyordum. Nilüfer çok güzel söyledi, ama hiç alkış almadı şarkı. Halbuki ben ‘‘Yemin Ettim’’i o güne kadar yazdığım en iyi şarkı diye biliyordum. O anda içimdem ‘‘Eyvah yanlış bir şey yaptım galiba’’ dedim. Hemen atlayıp sahneye çıktım, şarkıyı bir kere de ben söyledim. Yer yerinden oynadı, insanlar ağladı, bana şarkıyı aralıksız iki kere daha söylettiler. O zaman anladım ki doğru şarkı yapmıştım.

Doktorlar 6 ay ömür biçti

Kanserin ilk darbesini 2 Haziran 1990'da yemiştim, ilginçtir ki ikincisi de 2 Haziran 2000'de geldi. On yıl önce bir gün stüdyoda çalışırken sol ayağımda küçük bir yağ bezesi gördüm. Doktorum Meral Türbedar'a gösterdim, o da bir operasyonla aldı, ben yine stüdyoya gittim. İki gün sonra beni arayıp ‘‘Durumunuz ciddi, patolojide yumuşak doku kanseri çıktı’’ dediler. Gittiğim bir büyük hastane bana altı 6 ay ömür biçti; ‘‘Şu kadar para verirseniz belki kurtulursunuz’’ dediler. İstedikleri para o güne kadar biriktirdiklerimin üstünde bir rakamdı. Kızım Beste'nin annesini arayıp ‘‘Altı ay ömrüm kalmış, iyileştirmek için benden istenilen parayı kızıma ve sana bırakıyorum, kimseye muhtaç olmayın’’ dedim.

Hastalığın nedeni sigara ve sıkıntı

Bunlardan çıkardığım ders, zamanın ne kadar kıymetli olduğu oldu. Altı aylık ömür biçildiği dönemde, birisi randevusuna beş dakika geç kaldı mı benim çok önemli bir şeyimi çalmış gibi görüyordum. Böyle hastalık geçirenlerin çoğunda bu duygu vardır. Doğduk ve sonunda öleceğiz gerçeğini ben de biliyorum. Benim için her zaman önemli olan, ben dünyada yokken eşimin ve çocuklarımın kimseye muhtaç olmadan yaşamalarıdır. Bunu sağlamak için yaşıyorum, çalışıyorum. Bu arada herkese bir mesajım var. Sigara ve sıkıntının kanser yaptığı kesin. İkisi de S ile başlıyor zaten. Bugün sigaranızı atmayın ama, yakmayın. Ağzında içmeden de tutabilirsin. Sigarının refleksine alışmışız, zevk alarak içtiğimiz beş tane bile etmez.

Kırmızıyı gri görüyordum

O zamanlar oturduğum Darphane semtindeki evimin köşesinde terk edilmiş kırmızı renkli bir kamyonet vardı. O psikoloji içinde ben onu gri görmeye başladım. Öleceğim güne kadar gezip dolaşıp günümü gün etmeyi hiç düşünmedim. Bu arada Prof. Dr. Reha Uzel'e gittim, sonra da Prof. Dr. Münir Kınay'a. Her ikisi de bana üzülmememi, tedavim için gerekli bütün imkanları kullanacaklarını söylediler. Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 35 gün radyoterapi tedavisi gördüm. Terapinin son günü konsere çıktım.

Kötü huylu tümörü rüyamda gördüm

Geçen 10 yıl boyunca kendimi sürekli kontrol eder oldum. Dört ay kadar önce yine sol ayağımda küçük bir sertlik hissettim. Ben onun kötü huylu olduğunu rüyamda görmüştüm. Rüyalarım bugüne kadar aynen çıktı zaten. Rüyamda ayağımda dört nokta vardı. Hastahaneye gittim, bir operasyonla kist alınıp hemen patolojiye gönderildi. Birkaç saat sonra gelen raporda tümörün daha da asabileşmiş olduğu belirtiliyordu. On sene önce yaşadığım duyguları yeniden yaşamaya başladım. Doktorlarım bir an önce ameliyata girmemde çok israr ediyorlardı. Ben ise Gömeç'teki Gönül Köşkü'nün yolunu tutup yeni albümümü hazırlamaya koyuldum. Yine ölüm duyguları içinde yaşamaya başlamıştım. O hastalığın pençesindeki karmaşık duygular içinde Gönül Sayfam, Kağıttan Kayıklar, Ninni ve Söz Güzelim ortaya çıktı. Ben normalde bir şarkıyı altı ayda yazarım, ama bunların hepsini bir ay içinde yazdım. Bu arada televizyonlara çıkıp iç kulağımdaki problemin geçtiğini söyleyerek sevinçli adamı oynadım. Halbuki o anda çok daha büyük bir hastalığın pençesindeydim.

Vücudunda 800 dikiş var

24 Ocak 2001 günü son on sene içindeki üçüncü ameliyatımı oldum. Amerikan Hastanesinde ayağımdan daha derine giden kanserli hücreler alındı. Baktılar ki daha derindeki hücrelere de sıçramış, bunun üzerine on gün önce dördüncü kez ameliyat ettiler. Bu sefer ayakta daha geniş bir oyuk açılıp kanserli hücreler temizlendi, bu arada adalenin de bir kısmı alındı. Sol baldırımda 22 cm yer açılmış, 30 dikiş atmışlar. 10 sene önce de vücudumdaki yağ bezelerini aldırdım, toplam 800 dikiş atıldı. Vücudunda yağ bezesi görenler hiç ihmal etmeden hemen uzman bir doktora görünsünler. Bu ameliyatta Frozen denen sistem uygulandı, Patolog Prof. Dr. Günay Girişken başımızdaydı. Patolog frozenda neticenin iyi olduğu söyledi, ama kesin sonuç laboratuvarda belli olacaktı. Üç gün dokuz doğurarak sonucun gelmesini bekledim. Bu hastalığın en korkutucu yanı, akciğere, beyne ya da karaciğere zıplama ihtimali olması. Bunun için gerekli bütün filmler, tomografilerim çekildi. Makinelere her girişimde ne çıkacağını bilmeden bekledik, sonunda birer derin oh çektik. Son ameliyatın raporu çok şükür temiz olarak geldi. O gün İpek'le beraber birer kadeh şampanya içtik. Şimdi daha da garanti olması için radyoterapi tedavisi göreceğim. Gönül Köşkü'ne gidip moral depolayacağım. 20 gün sonra tamamen yürüyebileceğim ama, ne yazık ki erkek bacak güzelliği yarışmasına katılamayacağım.

GÖNÜL SAYFAM

Öpüştüm resimlerinle

Şarkımız çaldı dinledim

Bütün gece bekledim

Yine sabah oluyor

Belki sen gelirsin diye

Işıkları söndürmedim

Yeni doğan sabaha

Hezimetim oluyor

İçimde hatıralar delik deşik

Mektupları okudum seçip seçip

Karanfili kokladım senin için

Odam hasret kokuyor

Aynanın karşısına geçip geçip

Kaderime ağladım içip içip

Gönül sayfamda canım açık seçik

Senin adın yazıyor

Eşi İpek anlatıyor

Bu doğum günümde çok farklı şeyler hissediyorum, kafam karmakarışık. Kayahan'ın bütün ameliyatlarına girdim. Meselenin ne kadar ciddi olduğunu şimdi anlıyorum. Yeni yeni ne kadar büyük şey atlattığımızı anlıyorum. İnsan o şokun içinde anlayamıyor. Birbirimize verdiğimiz en büyük hediye Aslı Gönül. Allah, canım Kayahan'ımızı bana ve kızıma bağışladı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!