Kadınların kanserli memeleriyle yaşama lüksü yoktur

Güncelleme Tarihi:

Kadınların kanserli memeleriyle yaşama lüksü yoktur
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 2002 00:00

Gerçek kanserlilere özür borçlusunuzKadınların, kanserli memeleriyle birlikte yaşama lüksü yoktur! Dört yıl önce ‘‘gerçek kanser hastası’’ oldum ve mememi aldırdım.‘‘Kanserimi yendim’’ komedisini oynayanlar, bunu ticari bir araç olarak kullanıyor. Kanserle yaşamasını öğrenebilirsiniz ama onunla mücadele etme yolunu size sadece doktorlar gösterebilir. Büyük bir özveriyle ilişkilerinizi güzelleştirmeye çalışırken, bir Pazar sabahı kalkıyor ve gazeteyi açıyorsunuz... Ne görüyorsunuz? Hiç bir şeyden haberi olmayan bir gazeteci, sizin için çok hassas olan bir konuda, tüm gayretlerinizi yerle bir edecek bir yazı yazmış! Bunu da reyting adına yapmış! Sizin ne memesi alınan kadınları tasvir ederken kullandığınız kelimeleri kullanmaya ne de onların eşleriyle olan seks ilişkileri hakkında yazmaya hakkınız var! Bu ne kadınlığa ne insanlığa ne de gazeteciliğe sığar! Sizin bizim gibi yürekli gerçek kanser hastalarından özür dilemeniz gerekiyor. (A.T)- Özür dilemeyi düşünmüyorum. Özür dilenecek bir şey yaptığıma inanmıyorum çünkü. Ama sizi üzdüysem, gerçekten ben de üzülebilirim. Çok ısrar ederseniz özür de dilerim. Ama yazılı basında bir gazetecinin saiki reyting olamaz. Ben yazdığım konunun ilgi çekip çekmeyeceğini nereden bileyim ki? Benim bu konuya eğilmemin bir tek nedeni var, çünkü merak ediyorum. Ve merak etmeden bir şeyi öğrenebilmek de ne yazık ki mümkün değil. Ayrıca Nevval Sevindi'nin de bu konuda bir kitap yazdı diye tacirlikle suçlanmasını haksızlık olarak değerlendiriyorum. O sadece kişisel macerasını yazdı. Ve üstelik daha riskli bir buçuk yılı var. Herkesin öyküsünün birbirinin benzeri olması gerekmiyor. Sizin yaşadıklarınız sizin için önemli, onun yaşadıkları onun için önemli. Ve her iki öyküyü de merak edip okuyacak insanlar var...MEMESİNİ KAYBEDENLERLE DE LÜTFEN KONUŞUNPazar günkü yazınızı okudum. İçinizden geldiği gibi yazmışsınız ve kadınlara memelerine sahip çıkmalarını ve mamografileri hatırlatmışsınız; her ay elle kontrolü de yazsaydınız harika olacaktı. Ama memelerini kaybetmiş olan kadınlara karşı fazla hassas davrandığınızı söyleyemeyeceğim. Onlarla tanışıp, nasıl yaşadıklarını, kadınlıklarını nasıl sürdürdüklerini öğrenip yazdığınız zaman, sanırım kadınlar da erkekler de sizin yazılarınızı daha çok okuyacaklardır. (Ruki O.)- Merak etmediğimi mi zannediyorsunuz? Ölmek üzereyim. Sadece gazeteci olarak değil, insan ve kadın olarak da çok merak ediyorum. Ve hiç kuşkunuz olmasın, sizin söylediğiniz konuda da bana bir şeyler anlatabilecek birilerinin peşine fena halde düşeceğim. Abuk subuk sorularımı belki onlara da soracağım. Bu defa belki başkalarını rahatsız edeceğim. Ama öğrenmek böyle bir şey. Ve ne yazık ki herkesin hayatta ayrı bir gerçeği var. Çünkü ayrı bir öyküsü var. Nevval Sevindi'ninki başka, memesi alınmış bir kanser hastası kadının başka. Hayatı algılayışı, olayları değerlendirmesi, alınma ya da sevinme noktaları tabii ki farklı olacak. Ben bunun bir saygısızlık olduğunu düşünmüyorum çünkü o zaman gazetecilik yapamazsınız.ABD'DE SİLİKON TAKILMASI ZORUNLUABD'de kanser olan hastaların memeleri alındığı takdirde hastanın moralinin bozulmaması için silikon takma durumları/zorunluluğu söz konusu. Eyaletlerde farklılık gösterebiliyor ya da sigortalara göre değişiyor ama böyle bir uygulama var. İnşallah, yakında bizde de başlar. (Pınar)- İnşallah. Tabii ki en güzeli, böyle şeylerin insanın başına hiç gelmemesi. Ama gelince bir çözüm yolu aramak ve sahip olduğu kalelerden en azından bir bölümünü koruyabilmek için ABD'deki uygulamanın sağlıklı olduğuna inanıyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!