Kadın kafasıyla maç

Güncelleme Tarihi:

Kadın kafasıyla maç
Oluşturulma Tarihi: Haziran 30, 2012 00:00

Eğer bir futbol fanatiğiyseniz bu yazıyı okumayın! Çünkü ben ofsaytı bile ancak Mango kasa önü örneği verilerek anlamış bir kadınım. Ama futboldan hiç anlamayan bir kadın, futbolun coşkusunu nasıl yaşar merak ediyorsanız, başlayalım

Haberin Devamı

Hayatımda iki kere gitmiştim futbol maçına. İkisi de İstanbul’da, Saraçoğlu ve Ali Sami Yen’deydi. İkisi de derbi maçıydı. Dolayısıyla çok yüzeysel de olsa, Türkiye koşullarında stat ve maç havasını solumuştum.
Geçen hafta sonu Coca-Cola’nın davetiyle gittiğim Euro2012 İtalya-İngiltere çeyrek final maçında gördüğüm stattan sonra, İstanbul’daki ‘solumaların’ patlamadan hemen önceki grizuya veya Swissotel-Dolmabahçe Sarayı arasındaki metan gazı birikimine daha yakın olduğunu keşfettim. Ve tekrar anladım, neden Türkiye’de kadınlar futbola uzak duruyor.
Kiev’deki maça 13 kadından oluşan bir grupla gittim. Konumuz spor ve futboldu ama tabii ki bol kadın sohbeti sosuyla. En heyecanlı oynayandan en yakışıklısına kadar her şeyi konuştuk. Bir erkeğin asla konuşmayacaklarını yani. Naçizane tespitim: Kadınlar futbola erkekler gibi kısıtlı açıdan değil, 360 derece yaklaşıyor!

Haberin Devamı

KURTAR BİZİ BANU

Hani hiç dinlemediğinizi iddia ettiğiniz bir şarkıya eşlik edebilirsiniz ya… Spor da benim için böyle bir şey işte. Maçın başında takımlar açıklanırken kendimle gurur duydum. Zira iki takımdan en az üç oyuncunun ismini çok iyi biliyordum: Wayne Rooney, De Rossi. Hem de takımlarıyla! Diğerleri de hiç yabancı değildi kulağıma.
Ara ara cep telefonumda kızımın fotoğraflarına baksam da maçı heyecanla, ilgiyle izledim. Sadece sahayı değil, statı dolduran 70 bin kişiyi de. Meksika dalgası yapılırken yerlerimizden fırladık. Ama sonra Banu öğretmenim “Ciddi izleyiciler bunu yapmaz çünkü oyuncuların konsantrasyonu dağılır” deyince geri oturduk.
Allah’tan Radikal yazarı ve NTV programcısı Banu Yelkovan aramızdaydı ki, cahilliğimizle rezil olmadık. Maça giderken Banu mikrofonu aldı, bizi bir güzel bilgilendirdi. Maçta da rahat bırakmadık onu. “Banu, bu gol neden sayılmadı? Banu, uzatma kaç dakika? Banu, penaltılar kaçardan atılıyor…” Bir yandan da çok gurur duyduk onunla. Dergicilik kökenli Banu bir spor aşığı, sporu kendine meslek seçmiş. Aynı zamanda 4 yaşında bir erkek çocuk annesi. Onun, kadınların futbolla ilgili yorumuna sonuna kadar katılıyorum: Takımı kaybeden erkek sinirlenir, küfreder. Oysa kadın üzülür. Kadın-erkek farkı bu işte!

Haberin Devamı

TACİZSİZ MAÇ KEYFİ

Türkiye’de ciddi sayıda futbol taraftarı, hatta fanatik kadın olduğunu biliyorum. Çok sayıda maça giden kız arkadaşım var. Hepsinin nasıl tedirgin ve rahatsız olduklarını da yakinen biliyorum. Aman uygun giyineyim, aman kimse taciz etmesin derdindeler. Keşke Türkiye’deki herkes bir kereliğine şu Kiev’deki maç ortamını görebilseydi! 70 bin izleyicinin nerdeyse yarısı kadındı. Hem de nasıl kadın! Mini etekler, elbiseler, dekolteler, topuklu ayakkabılar... Ayrıca stada giriş-çıkış, yolunda akan suyun ilerlemesi gibi kolay ve hızlıydı. Son olarak 70 bin kişilik stadın kadınlar tuvaletinin temizliğini öveyim.

HEDEF ANNELER VE ÇOCUKLAR

Haberin Devamı

Coca-Cola spora ciddi yatırım yapan bir global marka. 1928’den beri Olimpiyat’lara, 1976’dan beri Fifa Dünya Kupası’na ve 1984’ten beri UEFA Avrupa Şampiyonası’na sponsor. Son dönem kampanyalarında verdiği mesaj da, bir takımı, bir rengi tutmak değil; futbolun coşkusunu paylaşmak. Kadınları, anneleri daha çok hedefliyorlar. Kadını futbol coşkusuna ortak etmek için çalışıyorlar.

ÖNÜM- ARKAM SAĞIM-SOLUM YEŞİL

Kiev’e hazır gitmişken şehri gezme fırsatımız da oldu. Dinyeper Nehri’nin kıyısına kurulmuş bir şehir, Kiev. Önüm-arkam, sağım-solum yeşil desem, abatmış olmam. Halkın ortak kullanacağı alanlar alabildiğine büyük, geniş, özenle kurgulanmış. Ve belli ki, çoğu düzeni tıkır tıkır işleyen bir Doğu Avrupa şehri. Kiev sadece ve sadece şunun için bile görmeye değer: O dönemde hayatını kaybeden 10 milyon Ukraynalı anısına açılmış. 2. Dünya Savaşı Müzesi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!