Kabinlerin Beckham’ı nihayet İstanbul’da

Güncelleme Tarihi:

Kabinlerin Beckham’ı nihayet İstanbul’da
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2008 00:00

O sadece bir DJ değil, elektronik dünyasında bir marka. Ünlü Fransız narsisist, artiz, DJ, prodüktör, model ve tekstilci Bob Sinclar 29 Temmuz’da İstanbul Maslak Parkorman’da.

Şimdi bu kadar artiz olduğuna bakmayın eski adı Chris The French Kiss’ti. Ama nüfusa Christophe Le Friant diye kayıtlı. Her nasıl hitap ederseniz edin, bol miktarda ıslık çalınan, kolay tüketilen, yazlık ve eğlenceli parçalarına bayılacaksınız.

Bob Sinclar niçin bu kadar erotik? Bir DJ-prodüktörden çok pahalı ve narsist bir jigolaya benziyor.

- Bu imaji seviyorum, kızlarin beni hayal ettiklerini düşünmeyi seviyorum, cinsellik artık her yerde ve ben onunla oynamayı seviyorum.

Elektroniğin Beckham’ı gibisiniz. Gözlük modelliği yapıyor, kendi adınıza giysiler üretip satıyorsunuz. Çok mu zenginsiniz?

- Karşılaştırma için teşekkürler. Ama ne yazık ki benim işlerimi (Victoria’yı kastediyor) yürüten bir kadın yok. Zengin değilim. (Yalan atıyor, bir sweatshirt’ü 60 Euro’dan satıyor) fakat istediğim herşeyi yapabildigim için çok şanslıyım.

Christophe Le Friant, Chris The French Kiss ve Bob SinclarÖ Bu üç ayrı kişinin birbirinden nasıl farklar var?

- Sadece zaman farkı. Hepsi özünde aynı kişi, farklı isimler altında farklı kişilikler taşımıyorum. Hala olduğum kişiyim, hala 25 yaşındayım, (bu da uydurma, asıl yaşı 41) yaptığım işten hala emin olamıyorum ve her zaman işimi yenilemeye çalışıyorum.

Şimdi olsa kendinize Chris The French Kiss ismini verir miydiniz?

Kızlar için her zaman ama kendim icin değil. Bob Sinclar’ı yaratmak için çok uğraştım ve inanın bana artık her kapıyı açıyor.

Özel hayatınız nasıl gidiyor? İstanbul’a single bir kalple mi geliyorsunuz? Kadın hayranlarınız ümitlenebilir mi?

- Çalarken her zaman bekarım...

Adımı dünyaca ünlü bir isimle yanyana görmeyi seviyorum

Madonna gibi starlara çok beğenilen remiksler yaptınız. Bu projeler nasıl ortaya çıkıyor? Onlar mı size geliyor, siz mi teklif ediyorsunuz?

- Dünyadaki birçok megastar single’larını özellikle clubber’lara ulaşmak için farklı bir tarzda yorumlatmak üzere DJ’leri ararlar. Bu yüzden remiks pop sanatçısı için oldukca önemli. Samimi olarak söylemem gerekirse, dünyanin en iyi prodüktörü (remiksçisi) değilim ancak fırsatım olduğunda adımı dünyaca ünlü bir isimle yanyana görmeyi seviyorum. Madonna’nın teklifini işte bu yüzden kabul ettim, onun yer aldığı bir projenin parçası olmak beni çok mutlu etti.

Müziğin dili evrensel ama Fransız bir DJ olmanın Anglo-sakson hakim bir dünyada olumsuz yanları var mı?

- İngiltere halen yaptığımız işin ün kazanması için dünyanın kilit noktası. Dans müziğini zirveye onlar çıkardılar. Ama yavaş yavaş Fransız prodüktörler de İngiltere’dekilerle aynı seviyede olduklarını ispatladılar.

Paris’in bohem ve gay mekanı Le Marais’de büyüdünüz. Bu yerde yetişmenin müziğinize nasıl bir etkisi oldu?

- Yetiştiğim bölge geçtiğimiz 25 sene boyunca gay’lere özel bir bölge oldu. Onlardan önce tamamen ölü bir yerdi fakat şimdi Paris’in en trendy bölgesi. Müziğimin yetiştiğim bölgeyle bir ilgisi yok fakat elbette yaşadığım yerler için müzik yapıyorum.

İSTANBUL’A GELMEK İÇİN UYGUN TEKLİFİ BEKLEDİM

Dünyanın her köşesinde konserler veren tanınmış bir DJ"siniz. İstanbul gibi önemli bir destinasyona gelmek için niçin bu kadar beklediniz?

- Birlikte çalışabileceğim doğru insanları ve uygun teklifi bekledim. Sanırım şu an sahip olduğum müzik geçmisi ve birikimiyle gelmek için mukemmel bir zamanlama. Geleceğim ve sizlerin karşısında çalacağım için çok mutluyum.

Kendiniz dışında dinlemeyi ya da çalmayı sevdiğiniz kimler var? Hiç Türk bir DJ dinlediniz mi?

- Hayır hiç dinlemedim ama zaten Türkiye’ye geliş sebeplerimden birisi de yeni şeyler keşfetmek. Hepsinin taze fikirleri ve muazzam soundları var.

Albüm ve single’larınız arasında en sevdikleriniz hangisi?

- Bugüne dek yaptığım herşeyden büyük gurur duyuyorum fakat benim için bir Love Generation’dan öncesi ve bir de Love Generation’dan sonrası olmuştur. Hiçbir beklentim olmadan yaptığım bu parça herkes için bir mutluluk ilahisi haline geldi. Sadece bir yaz hiti değil, insanlar bu parçayi tekrar ve tekrar dinlemek istiyor. Tamamen coşkuyla ilgili bir şey bu.

Keşke yapmasaydım dedikleriniz de var mı?

- Hiçbir şey yok! Kendi kendime her zaman sadece tutkuma odaklanmaya hakkım olduğunu söylerdim. 89’da bir DJ olarak büyük bir kariyer elde etme şansı hiç yoktu. Bunu kendi ellerimle, adım adım başardım. Doğru zamanda dünyaya geldiğim için şanslıyım.

29 Temmuz’da İstanbullu hayranlarınızı nasıl bir gece bekliyor? Nasıl bir program hazırladınız?

- Sadece barışın, aşk ve uyumun olduğu bir dünya hayal edin. Herkes güzel zaman geçiriyor ve etrafta gördüğünüz herkes gülümsüyor. İnsanlar birbirini seviyor, birbiriyle paylaşıyor. Öfke, nefret ve savaşın olmadığı bir dünya hayal edin. Bu hepimizin ihtiyaç duyduğu dünya. Bu benim dünyam ve dünyamı size getireceğim.

KİMLERİ DİNLİYOR?

Louie Vegaiyi Latin muzikleri yaparken, Paul johnson’u kendi Chicago klasiklerini calarken, onlar dışında bu aralar Laidback Luke, Axwell, Joris Voorn, John Dalbac, Steve ve Sebastian Ingrosso’nun yaptiklarini seviyorum.

SİNCLAR VE MALİBU

Konser için 3 aynı bilet kategorisi var. Normal biletler 60, sahne önü 90, VIP biletler ise 150 lira. Her üç kategori de gecenin sponsorundan Malibu ikramı var. www.biletix.com.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!