İstanbul'u Dinliyorum

Güncelleme Tarihi:

İstanbulu Dinliyorum
Oluşturulma Tarihi: Aralık 17, 1999 00:00

Nilgün GEDİKOĞLU
Haberin Devamı

BU OLAYIN TAKİPÇİSİYİZ

Ağaçlar yaşadıkça...

Gerçek bir yeşil ve ağaç aşığı bir okurumuzdan mektup aldık. Bakın neler söylüyor:

‘‘1953 Denizli doğumluyum. Yeşili çok severim ve bugüne kadar yaşım kadar ağaç diktim (çam, palmiye, manolya)...

1969'dan beri Suadiye'de oturuyorum. O zamanlrar Suadiye Oteli'nden, oturduğum Süleyman Tevfik Sokağı'na kadar sağ taraf çam korusu idi. 1975-1980 yılları arasında yapılan üç dev apartman koruluğu yok etti. Ayrıca köşklerin bahçeleri ve yol kenarları da çamlıktı. Ne yazık ki belediyelerin yaptığı yol ve kaldırım düzenlemelerinde ağaçların dibine kadar taş döşendiği için ağaçlar kurudu. Tabii bu arada evimin önündeki 40-50 yaşlarındaki çamlar da dahil...

Dedim ya, ağacı çok severim. Ben de tuttum evimin iki cephe kaldırımına 11 adet, eski çamların bulunduğu orta refüje 7 çam diktim. 10 yıl önce 50 cm olan ağaçlar şimdi 2.5 metre oldu. Tabii bu arada tepesi koparılan ya da arabaların hasar verdiği 10 adet çamı yenileyerek bugüne geldim.

Yedi ağaç kesilecek

Şimdi öğrendiğime göre belediye orta rafüjü kaldırıp 7 çamı kesecekmiş. Diktiğim her ağaç benim evladım gibi, onlara gözüm gibi bakıyorum. Her bahar onlar 20-25 cm filizlendiğinde içim neşe ile doluyor, onlar büyüdükçe mutlu oluyorum.’’

Okurumuzun bir de notu var: Kadıköy Yoğurtçu Parkı'ndaki 10 metrelik palmiye, çam ve diğer ağaçları sarmaşıklar sarıp boğmuş. Nefes alamayan bu ağaçların yok olmasından endişe ediyor.

Kaçımız, bu okurumuzunki gibi bir mutluluğu tatmakta acaba? Kaçımız, böylesine katıksız, karşılıksız bir gönül cömerliğinden nasibini almıştır?

Bir ağacın büyümesini izlemenin, onunla birlikte büyümenin keyfi belki yeni kuşakların yabancısı olduğu bir şey, gitgide daha da sanallaşan bir dünyada belki soyu tükenme tehlikesi taşıyan bir büyü. Kimbilir, belki birkaç kuşak sonra beton ormanı haline gelen kentlerdeki ağaçlar yaşayan yeşilden çok, bir anıt gibi görünecek. Başkalarının diktiği, kendi kendine yaşayan, kimsesiz ağaçlar olacak onlar.

Bir çocuk gibi ağaç büyütenlerin; ‘‘bu çamı ben dikmiştim’’ diyebilenlerin eksilmemesini diliyorum.

Kimsenin yeşil çocuğu hoyrat ellerde solmasın.

Tehlikeli bölge!

EDİRNEKAPI

Bizi arayan okurlarımız, Edirnekapı surlarının yarattığı tehlikeden söz etti. Depremde surlarda meydana gelen hasar sonucu yıkıntıların meydana gelmesi ve kimi yerlerde yıkılma tehlikesinin olması, yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu bölgede potansiyel bir tehdit oluşturuyor. Bariyerler yerleştirilmiş, ancak hala yıkılma olasılığı var ve okurlarımız, uyarı niteliğindeki bariyerlerin koruyucu olmadığını belirtiyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!