‘İstanbul’u artık hiç sevmiyorum’ sözünü, ilk kez 1964 senesinin haziran ayında duydum.
O yıllarda Ankara radyosunda, N.G. isimli, genç, fiziği ve sesi de çok güzel bir kızımız vardı. N.G. o günlerde Yıldırım Önal ile arkadaş. Yıldırım Önal, Türk tiyatrosunun gerçekten büyük, dev sanatçılarından biri.
Tek kötü yanı var, çok içki içmesi.
İşte bu iki genç İstanbul’da tanışıyor, geziyorlar, bu şehrin güzelliklerini birlikte yudumluyorlar.
Her ikisinin de arzusu ciddi bir evlilikten yana. Bu yüzden ailelerinin de desteğiyle nişanlanıyorlar.
O yıllarda N.G, hafta sonunu İstanbul’da Yıldırım Önal ile geçiriyor. Her pazartesi de sabah 11.00’daki, benim tambur çaldığım radyo yayınına yetişiyor. Ve ben her hafta başı soruyorum N.G.’ye:
- İstanbul’dan ne
haber?
- İstanbul çok iyi gidiyor! Yıldırım içkiyi bu hafta biraz daha az içti!
Yine böyle bir pazartesi günü, sorum karşısında yüzüme donuk baktı ve ‘İstanbul’u artık hiç sevmiyorum’ dedi.
N.G GAZİNODA O ŞARKIYI OKUDU Gece, evimde bir saman kağıt üzerine beş çizgi çektim, portre yaptım. Hemen notaları yazdım. Ama İstanbul’u artık neden sevmediğini anlatacak gerekçeyi, şiirsel bir ifade ile anlatamadım.
Yalnız o tek mısra, Rast makamına çok güzel uydu. Ertesi günü Radyo’da Mehmet Erbulan’ı buldum ve meseleyi ona anlattım. O da ‘Orda başladı aşkım, Orda oldu ayrılık, İstanbul’u sevmiyorum artık’ demiş. Ama ben şarkıyı bu şekilde yapmadım ki!
Benim Bestem, ‘İstanbul’u artık hiç sevmiyorum’ diye N.G’nin orijinal sözü ve dizesi ile başlıyor. Şiiri aldım, eve gittim ve geceyarısından sonra 03.00’e kadar çalışıp besteyi ve şarkıyı bitirdim.
Temmuz ayının sonlarına doğruydu. N.G. ‘Dört yol’ gazinosunda işe başlıyorum’ dedi. ‘Dört yol’ o zaman Ankara’nın tanınmış gazinolarından.
‘Tamam N.G. o zaman ‘İstanbul’u artık hiç sevmiyorum’ şarkısını orada söyle’ dedim.
‘Nasıl olur Erol ağabey, dinleyiciler yuhalar beni!’ dedi. Ağustos ayının başıydı, sahnede ‘Şimdi size yepyeni ve çok güzel Rast bir şarkı sunacağım’ diyerek şarkının anonsunu yaptı. Seyirci başladı ‘Yuh’ çekmeye. Ama dördüncü, beşinci geceler istekler bile başladı.
Şarkı radyolarda okunuyor, gazetelerde de yazılar başladı. Mesela Hürriyet’in ünlü ‘Serbest Kürsüsü’nde bir yazı:
‘Ne demek yahu İstanbul’u artık hiç sevmiyorum? Bir Fransız çıkar da Paris için ben Paris’i artık sevmiyorum der mi? Bu adam Komünist!’
ORDUEVİ’NDE BİLE ALKIŞ ALDI
Rahmetli Muzaffer İlkar çağırdı bir gün: ‘Erol’cuğum, yukarıdan aradılar. En iyisi sen şu şarkıyı İstanbul’u artık çok seviyorum şeklinde yap! Yoksa radyoda okutmam!’
Bunlar olurken, Odeon Plak şirketi, Emel Sayın’ın sesinden plak piyasaya çıkardı. Olağanüstü de bir ilgi var.
Plaklar satılırken, şarkı gazino ve radyolarda çalınırken, bu kez bize yine yukarılardan ama resmi yerlerden sorgu sualler başladı. Yunanlılar Emel Sayın’ın plaklarını almışlar, İzmir’in karşısında bulunan Sakız adasının sahillerine de dev sahra hoparlörlerini kurmuşlar. İzmir’e doğru yayın yapıyorlar:
Emel Sayın, şarkıyla ‘İstanbul’u artık hiç sevmiyorum’ derken, plağı durdurup hoparlörden İzmir sahillerine bağırıyorlarmış:
‘Sevmiyorsanız İstanbul’u bize verin’ diye...
İş bu hale geldi!
Tam o günlerde Mustafa Sağyaşar geldi, ‘Yarın akşam Orduevinde büyük bir davetli gurubuna konser vereceğim’ dedi. Ben de, ‘Mustafa senin konserine gelir bedava tambur çalarım, ama bir şartım var. Orada bu şarkıyı da söyleyeceksin’ dedim.
Paşalar karşımızda, Mustafa Sağyaşar, üç şarkısından sonra, ‘Şimdi sizlere çok güzel bir Rast şarkı söyleyeceğim, bestekarı Erol Sayan da şu an aramızda bulunuyor’ şeklinde anons yaptı.
Genel Kurmay Başkanı dahil tüm komutanlar alkışladı ve beğendi.
Peki N.G’ye ne oldu?
Yıldırım Önal, alkol ve ihanetle N.G’yi terk etmiş. N.G. şimdi evli, ama Avrupa’da mı, Türkiye’de mi bilmiyorum.
Eşi Avrupa’da da ün yapmış bir doktormuş. Eşi ve çocuklarıyla birlikte mutlu bir aile yaşamları olduğunu duymuştum.
MAKAM: Rast
BESTE: Erol Sayan
USUL: DÜYEK
GÜFTE: Mehmet ERBULAN
İstanbul’u artık hiç sevmiyorum
Orda başladı aşkım, orda oldu ayrılık
Orda verdik el ele, yine orda bıraktık
İstanbul’u artık hiç sevmiyorum
Seni orda tanımış, seni orda sevmiştim
Çünkü orda sana ben, bin ümitle gelmiştim
Aşka ihaneti ben yine orda görmüştüm
İstanbul’u artık hiç sevmiyorum.
ŞARKILARINGERÇEK HİKAYESİHazırlayan:
Ertuğrul AKÇAYLIFax: 212 677 04 35
eakcayli@hurriyet.com.tr