İmam vali, imam yargıç!..

Güncelleme Tarihi:

İmam vali, imam yargıç..
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2004 00:00

BİR ay kadar önce, Tokyo...Türk-Japon işadamları toplantısında, konu bir ara bilgisayar teknolojisine geliyor.O anda hiç ilgisi yok, ama Başbakan Erdoğan aniden, herkesi şaşırtan bir biçimde, konuyu, bilgisayar eğitimi üzerinden mesleki eğitime getiriyor:‘Benim gönlümde yatan mesleki eğitim, bilgisayar eğitimi, bütünüyle teknik eğitim. Ama, ben meslek okullarının önü açılmalı dediğimde, konuyu başka yerlere çekiyorlar.’Bu sözlerle, sanırsınız ki, Başbakan gerçekten teknik eğitimi ön plana alıyor. Bunun imam hatip liseleriyle ilgisi yokmuş gibi imaj vermeye çalışıyor.TAKIYYE İŞTE BUTakke önceki gün düşüyor. Erdoğan’ın söylediği ile yaptığı birbirini tutmuyor. Buna, takiyye deniyor. Yani, aldatma!.. Yüksek öğretime girişi yeniden düzenleyen son tasarı, bunun kanıtı.Seçimlerde Erdoğan imam hatiplilere sesleniyor: ‘Size yapılan haksızlığı kaldıracağız.’ Erdoğan şimdi aslına dönüyor!.. Demokratikleşme, AB, insan hakları derken, onları bir kenara itiyor. Gerçek kimliğini sergiliyor!..Partisini merkeze çeker mi sorularına, bir anda set çekiyor. AKP’nin gerçekte radikal taban üzerinde oturduğunu vurguluyor.YÜZ BİN AZALDI1998’de sekiz yıllık eğitime geçilmesiyle birlikte, 192 bin 751 olan imam hatipli sayısı, 2004’e gelindiğinde, 97 bin 489’a düşüyor. Yani, öğrenci sayısında yüz bin azalma!..Azalmasına rağmen, yine de çok!.. Türkiye’nin 97 bin imam hatipliye ihtiyacı mı var?.. Yoo, elbette var, yoksa imamlardan vali, imamlardan yargıç, imamlardan iktisatçı, imamlardan doktor, imamlardan hesap uzmanı nasıl yetişecek?..İşte, yeni yasayla!..MESLEKİ EĞİTİM GÜMMMBu arada endüstriyel ve teknik eğitim, tümüyle çöküyor.Sanayileşme ve ekonomik gelişme için yetişmiş insan gücü, yüksek öğretime giden yoldan değil, meslek okullarından geçiyor. Ama, bizde durum dünya ile ters. Dünyada mesleki eğitim oranı yüzde 65, yüksek okul oranı yüzde 35. Bizde, tam tersi.Bu yasa, bunu da sağlamıyor. Yani, Tokyo’da söylenen sözlerle, zerre kadar ilgisi yok. Alan ayırma ve katsayı gibi araçlarla, asıl amaç, fena halde sırıtıyor.MERKEZ Mİ, KAH, KAHKuran kursları denemeleri, TÜBİTAK macerası, kadrolaşma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına rağmen, protokolde türban gösterileri, bunların hepsi topluma dayatma!..Büyük sermayenin tüm çabasına rağmen, ne Erdoğan’dan Özal olur, ne de AKP’den ANAP!..Bunların merkez partisi olmak gibi, bir düşünceleri yok!.. AKP, dinci kimliği ile bize, bir dönem, yine bir serüven yaşatır, o kadar!..Şairin dediği gibi, tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar, hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi tarih?..Bağdat’ta Yeşil AlanDİCLE’nin kuzeyinde, yedi kilometrekarelik bir alan. Eskiden Saddam’ın, şimdi Genel Vali Bremer’in oturduğu sarayın bulunduğu alan.Burası sanki, Hollywood yıldızlarının oturduğu ünlü Beverly Hills!.. Basket sahaları, video salonları, sağlık merkezleri barındıran, üç metre yüksekliğindeki duvar ve dikenli teller arkasındaki Yeşil Alan. Dört bin Amerikalı asker burada yaşıyor.Yeşil Alan’ın ötesinde, asıl Bağdat Kırmızı Alan. Yeşil Alan’da kuş cıvıltıları, Kırmızı Alan’da Kalaşnikof’ların ölüm tamtamları!..Burası silahlanmış kapitalizmin başkenti!.. Her türlü insanlık suçu, işte bu Kırmızı Alan’da işleniyor. İşkencelerin, her türlü insan hakları ihlallerinin merkezi, işte burası.Geçen temmuzda Bağdatta iken, bizi gözaltına alan, elleri tekikte, bize kurşun yağdırmaya hazır, o Amerikalı askerleri hiç unutmuyorum. Karşıdaki her an öldürmeye kurulu, kendine zerre kadar güveni kalmamış, sadist ruhlu askerleri!..Onlardan her şey beklenir!.. İşkence yapıyor, aldığı ceza, sadece kınama!.. Amerika’nın Irak’taki fotoğrafı, o askerlerin ruh halleriyle örtüşüyor!..
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!