İki çılgın bir kitap

Güncelleme Tarihi:

İki çılgın bir kitap
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2012 00:00

Gülseli İnal’ın son şiirlerinin yer aldığı ‘Pann’, 100 adet özel baskı yaptı. Kitapların her birinin kapağı Bubi tarafından kendi tuvaliyle kaplandı. Sayfaları ressamın özgün çizimleriyle donandı. Aslına bakarsanız, ikisi de tam bir çılgın!

Haberin Devamı

Dostluğunuz çok eskiye dayanıyormuş. Ne zaman, nasıl tanıştınız?
Bubi Hayon: Gülseli ile nerede ve nasıl tanıştığımı bir türlü sabitleyemiyorum. Başka bir deyişle onla farklı yerlerde ve farklı zamanlarda sürekli yeniden tanışıyorum gibi bir şey bu. Onun dantel fetiş eldivenlerinin dışında sabit bir görüntüsü oluşamıyor bir türlü hafızamda... Unutkanlıktan, olacak tam yakaladığımı sanarken yeniden doğuyor kafamda, Gülseli. Masalsı bir kimlik içinde veya De Criko’nun bir tablosunda tekerlek çeviren söz dinlemez bir kız kılığında...
Gülseli İnal: Bubi’yle asırlardır dostuz. Belki yaradılıştan da öncelere dayanıyor arkadaşlığımız. Onun sıra dışı ruhu benim ultra karakterimle örtüşüyor. Onun hep yeniyi deneyen, denedikçe onu da aşan bir ruhu var. Onunla hep aynı dili konuştuk, konuşuyoruz. Ruhsal kaynaklar aynı.
Şiir ve resmin bir araya geldiği bu özel projenin fikri Bubi’den çıkmış sanırım. Bu işe girişirken amacınız neydi?
BH: Can sıkıntısı, kendini eğleme istenci gibi bir şey. Öyle söylendiği gibi farklı disiplinleri yan yana getirmek gibi entelektüel bir amacım da hiç olmadı. Zaten Gülseli’nin Pann’a adadığı şiirler sözle çizilmiş birer resim... Onlara şiir gözüyle hiç bakmadım.
Gİ: Bubi bana “Seninle bir kitap yapalım” dedi. Çok heyecanlanmıştım. Teklifi şiirimden etkilendiğini gösteriyordu. Daha önce de Burhan Uygur, Komet, Şahin Paksoy, Gülsün Karamustafa ve Maria Kılıçlıoğlu’nun desenleriyle kitaplarım yayımlanmıştı. Ama bu kez çok garip bir şey oldu. Bubi’nin bütün kitapların kapağını kendi özel tuvaliyle kaplaması fikri olağandışı. Gerçekte aramızda hiç belirlemesek de; ikimizin de amacı şiir ve resim sanatının buluşmasındaki kutlu gücü yaşamak. Biz empatik bir çalışma yaptık.
İkinizin de bilmediği bir şey biliyorum sanırım. Bubi işler bitene kadar onları kimseye göstermediğini söylüyor ama Gülseli Hanım atölyeye girmeyi başarmış! Buna ne diyeceksiniz?
BH: Olanaksız! Benim ne yapacağımı bırakın Gülseli’yi, ben bile bilmiyordum. Çünkü üretimlerim anlıktır. Ansızın kapılıp giderim. Başta farklı bir şeyler yapacağımı söyledim ona ama onlar bir türlü çıkmadı. Planlayıp tasarladığımdan ölü doğdular. Sanat kaprisli bir sevgilidir. Nazlanmaya oyalanmaya izin vermez. Sana her şeyini, geçmişini, tüm bildiklerini ve özellikle de kişiliğini unutup, yeniden doğacak gibi çırıl-çıplak gelmeni söyler.
Gİ: Sizin sorduğunuz aslında şöyle oldu. Bubi’nin yaptıklarını bana ne söylüyor ne de gösteriyordu. Israrla sakladı, hatta o sırada hiç görüşmedik bile. Bu yasak bende büyük meraka yol açtı. Bubi yokken bir gün evlerine gittim. Kayınvalidesi açtı kapıyı. Kitapların yerini gösterdi de ancak merakım dindi. Ama zaten lansmana bir hafta kalmıştı. Bubi’ye asla kitaplara yaklaşamayacaktım. Çılgınsın Bubi!
DÖRT HARF SIĞMAYINCA ADINI ‘PAN’ YAZDIM
Gülseli İnal şiirlerinin ete kemiğe bürünmüş hali bu kitaplar. Bir şair imgelerin imaja dönüştüğü noktada okurun hayal gücünü sınırlayacağı için tereddüt edebilir. Gülseli Hanım, sizin endişelendiğiniz oldu mu hiç?
Gİ: Hiç olmadı ama şöyle bir şey var. Kitap soylu bir nesnedir. Editörüm Bülent Usta’nın bir saptaması oldu; “Bu kitap yaygınlaşan e-kitap ve son dönem yaratılan niteliksiz kitaplara bir yanıttır.”
Bubi, lansman gecesi şairin davetliler için seçtiği kitapları gördükçe “Ne zevksiz bir kadın, gitti hangisini seçti” diyordu. Fikir ve zevkleriniz çoğunlukla çatışır mı?
BH: Zevksiz diye bahsettiğim kişi Gülseli’den çok ben olmalıyım. Ayıldıktan sonra yaptığım işlere bakınca çoğu kez beğenmem. Genelde bir sözüm vardır. “Bu b.ktan işleri nasıl beğeniyorlar” gibi.
Gİ: Siz ona bakmayın. Bubi hep şifreli konuşur. Dolaylı yoldan mesaj yollar. Onun söylediği değil, söylemediği önemlidir benim için.
İşlerin bitmiş halini görünce Gülseli Hanım nasıl tepkiler verdi? Öncesinde veya sonrasında hiç müdahil olmaya çalıştı mı?
BH: Öncesinde mi? Şaka yapıyorsunuz galiba...
Kitabın içinde ismi ‘Pann’ diye yazıyor. Kapaktaysa ‘PAN’ diye. Niçin?
BH: Kapaktaki etiket kontraplakın üstüne dört harf sığmadığından sadece tek ‘n’ ile ‘PAN’ yazdım.
Gİ: Evet, Helenistik kültürde asıl yazılışı Pann aslında.
Bubi, şairin dizelerinin gözünüzün önüne birçok resim getirdiğini söylüyorsunuz. Ancak kitabın sayfalarına pek müdahale etmek istememişsin sanki. Birkaç çizimle bırakmışsınız. Bir de her kitabın sayfalarına aynı resimleri çizmişsiniz. Niçin?
BH: Her biri farklı birer Pan, kertenkele ve tufan. Renkleri de farklı farklı. Bu biçimler suratle ve şablon kullanılmadan her seferinde yeniden çizildi.
Şiirlerde ressamın kalemiyle yaptığı tashihler de var. Gerçi bu özel proje için hazırlanan kitapta hiç olmaması gereken bir şey ama bir yandan da hoşluk katmış. Siz ne dersiniz?
BH: Doğru, haklısın. Tertemiz ve hatasız olmak çok sıradan ve durgun. Yaşamı çağrıştırmıyor. Orada yanlış dizilmiş bir harf kitaba farklı bir soluk katarken, bana da yazıları karalama özgürlüğü verdi...
Gİ: Son dakikada kitabın içine bakarken tek bir harfin yanlış olduğunu gördüm, ‘M’ harfini Bubi kalemiyle ‘n’ olarak düzeltti. Bence de hoş oldu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!