Huysuz İhtiyar

Güncelleme Tarihi:

Huysuz İhtiyar
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 23, 1998 00:00

Züttürü züyt!..Kendi kendiyle konuşan insanlar hep ilgimi çekmiştir. Yolda giderken kendi kendine söylenen birine ne zaman rastlasam peşine takılırım ve söylediklerini çaktırmadan dinlemeye çalışırım. Bazen, bu tek kişilik muhabbetin sonunu merak ettiğim için, kendiyle konuşan adamın peşinden aynı otobüse binip ters yönde yarım saat gittikten sonra eve taksiyle döndüğüm çok olmuştur. Toplum, bu kişilere yarı deli gözüyle bakar, ama ben çok ciddiye alırım. Çünkü insan kendine doğru bildiğini söyler.Kendi kendiyle konuşan tipler üstüne giderek uzman kesildim. Bu kişilerin genel olarak altı türe ayrıldıklarını gözledim. (Yani, kulakladım.)1. KÜFÜRCÜLER:Bu türe girenler, bezgin bir suratla kime ve niye olduğu anlaşılamayan bir sürü küfürü bir Kalaşnikof intizamıyla peşpeşe sıralarlar. Küfürler, genellikle sözkonusu kişinin aile efradıyla ilgili fuhuşkâr niyetleri taşır. Hedef kişilerin kadın veya erkek olması durumu değiştirmez.2. KENDİNİ AZARLAYANLAR:Kulak misafirliğinden çıkardığıma göre en kalabalık tür olan kendini azarlayanlar, yakın zamanda mutlaka bir halt etmişlerdir. At yarışında veya kumarda ütülmüşler, bir gece önce içkiyi fazla kaçırmışlar, birine kefil olmuşlar, bir kavgayı ayırmaya kalkmışlar, arkadaşlarıyla gittikleri restoranda ‘‘Bırakın lan, hesabı ben ödeyeceğim!..’’ demişlerdir. Hatta, iş arkadaşlarının dolduruşuna gelip onlar adına patronla zam kavgası yaparak kovulanlara da rastladım. Homurdanma şeklinde geçen bu konuşmalarda en çok duyduğum cümleler;‘‘Sen, bir oturuşta bir büyük içecek adam mısın be eşşek!.. İşte böyle inleye gebere işe gidersin!.. Hiç olmazsa akıl et de yanında aspirin taşı!..’’‘‘Herifler birbirini gebertmek istiyorlarsa, bırak gebertsinler... İnsaniyetlik senin gibi sıska bir hıyara mı kaldı? Şimdi gözün niye mor, dudağın niye patlak diye işin yoksa elaleme dert anlat!..’’‘‘Sen bir garip çingenesin, gümüşlü zurna neyine? Bırak hesabı onlar ödesin... Şimdi, aybaşını getirmek için onlardan borç para dileneceksin dangalak!..’’3. ÇEVRENİN YORUMUNU YAPANLAR:Daha çok yaşlı konuşmacıların bulunduğu bu türde kadınlara da rastlanıyor. Kişiler, o sırada gözüne ne ve kim ilişmişse o konuda fikir beyan ediyorlar. Bu yorumcular, söylediklerinin duyulmasına pek aldırmadıkları için yüksek sesle de konuşuyorlar.‘‘Şuna bak, koca kıçına bakmayıp bir de daracık pantolon giymiş!.. Eğilince o pantolon patlar be!..’’‘‘Ne marifet gösterdin de o BMW'yi sana aldılar kız yelloz? Bu karı milletinin saçları yüzünden memlekette sarı boya kalmadı.’’‘‘Kırodaki çalıma bak. Hem yürüyor, hem telefonla konuşuyor. Allah bilir cep telefonu da kapalıdır.’’‘‘Güpegündüz sokak lambalarını yine yakmışlar. Gece olunca da tasarruf olsun diye elektriği keserler!..’’‘‘Ajda Pekkan'dan beter olacağız, yakında hepimizi fareler yiyecek. Şehri çöplüğe çevirdiler.’’‘‘Ohhaa!.. 15 milyona da gömlek mi olurmuş? Ama kapış kapış alırlar, hırsızdan bol ne var memlekette!..’’gibisinden cümlelerle sürüp giden bu tek kişilik konferanslara siz de mutlaka kulak misafiri olmuşsunuzdur.4. EZBERCİLER:Çoğunlukla öğrenciler ve gençler arasından çıkar.‘‘Ay go, ay vent, ay hev gon... Yavuz Sultan Selim, 1514'te Şah İsmail'i yendikten sonra Mısır'a yürüdü. 1515'te Ganso Gavri'yi yenerek Hilafet'i aldı...’’‘‘Menekşe rengi bakışlarınız insanın ruhunun derinliklerinde depremler yaratıyor Aysel!.. Yok be menekşe değil... Kömür karası bakışlarınız....’’mırıltıları ezberleninceye kadar sürekli tekrarlanır.5.KAFAYI BİRİNE TAKANLAR:‘‘Ulan, bu dünya Sultan Süleyman'a kalmamış... Kefenin cebi yok pinti herif... Sen callağı çekince işçilerinden esirgediğin o paraları karın zamparalarına yedirecek!..’’‘‘Yemedik yedirdik, boğazımızdan kesip adam olasın diye okuttuk. Sazcılık senin neyine a dümbelek!.. Senin zımbırdamana kim para verir?’’‘‘Bizde beş paralık kısmet olsa, kader onu karı diye karşımıza çıkarmazdı. Bir Cemal'in karısına bak, bir de kendine bak pasaklı Şayeste!.. Sebep olanların mezarı kurt kaynasın!.. Hayatım söndü be!..’’‘‘Kır asfaltı, dök asfaltı... Yedir milletin paralarını dostuna, ortağına... Utanmayı tedavülden kaldırdınız lan!..’’diye söylenen takanaklı tipler, patronuna, oğluna, karısına, kadere veya belediyeye kafayı takmış olabilirler. Bu kişilerin kendi kendileriyle konuşma nedenleri, artık konuşacak birini bulamayışlarıdır. Çevresindekiler, aynı yakınmaları yüzlerce kere dinlemekten gına getirdikleri için adamı görünce firar etmektedirler sanırım.6. ANLAMSIZ LAF EDENLER:En sevdiğim konuşucu türüdür. Dilediğiniz kadar kulak kesilin, dediklerinden bir anlam çıkaramazsınız. Keyifle çabuk çabuk konuşur ve hızlı yürürler.‘‘Hoyttara hoyt... Züttürü züyt!.. İpimden aşşaağı Kasımpaşa... Cafer Paşa, Marko Paşa, Zülküf Onbaşı... Yok devenin başı!.. Cim cim cim... Bom bom bom!.. Hoyttara hoyt... Züttürü züyt!..’’*Geçenlerde kapı komşum Profesör Ali Bey,‘‘Dün akşam konuklarınız vardı galiba.’’dedi. Aramızdaki duvarlar mektup kâğıdı kalınlığında... Eyvah, komşuları rahatsız ettik diye telaşlanırken, akşam bana kimsenin gelmediğini anımsadım. Ali Bey'e evde yalnız olduğumu söyleyince yüzüme biraz tuhafça baktı. O gün, mutfakta patlıcan kızartırken komşumun haklı olduğunu birden kavrayıverdim. Çünkü, ben de artık kendi kendime konuşuyordum.‘‘Kız Mihriban, niye kızardın öyle?.. Ayıp bir laf mı ettik sana?.. Dur öbür tarafını çevireyim de yanma. Sen de zıplayıp durma be!.. Tabağı alıyoruz seni işte. Kara kara, tombul kıçlı görünce sizi bir adam sandımdı. Bu kadar çekirdeği nereden buldunuz bre!..’’diye patlıcanlarla konuşurken yakaladım kendimi. Sonra da dehşetle kimse var mı diye etrafıma bakındım. Tabaklara, bardaklara ve mutfak robotuna karşı mahçup olmuştum. Giderek utanmayı, sıkılmayı boşverip evde kendi kendime sesli sözlü konuşmaya başladım. Ne demiş atalarımız; hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa anlaşır... Artık kendimle gayet iyi anlaşıp hırsız, gürsüz gül gibi geçinir oldum. Acaba ben, hangi türe giriyordum? İşi daha da ilerletip evdeki eşyalarla, gazetelerle, televizyonla konuşmaya başladım.‘‘Senden nefret ediyorum alçak mor rengi!.. Resmimi mahvettin. Hanimiş benim iyi aile görmüş yeşilim?..’’‘‘Lan enayi bilgisayarlı satranç!.. Sana 500 Mark bayıldıktan sonra bir de kendimi yendirecek miyim sanıyorsun?.. Al bakayım o Vezir hamleni geriye!..’’‘‘Biip!..’’‘‘Aferin, şimdi sana kallavi bir Şah çekiyorum. İşte, ben adamı böyle yaparım!..’’‘‘Aman iyi gidiyoruz, Fener şahlanıyor diye kendinizi boşuna gaza getirmeyin Hasan'cığım ve Hulki'ciğim!.. Ali Şen'in parmakladığı bir takım en az iki yıl düzelemez!..’’‘‘Boğaz Köprüsü'ne 500 papel vereceksiniz diye amma da feryat ettiniz, arabalarınız kuyruğu kilometreleri buluyor. Ama her arabada 1 kişi olduğunuzdan, karşıya topu topu 4-5 vapurluk adam geçiyor. Püfür püfür vapura neden binmiyorsunuz? Babanız da tuvalete arabayla mı gidiyordu? Benzine, değnekçiye günde kaç para veriyorsunuz?’’‘‘Bir düğüne gidip gitmeyeceğine bile karar veremiyorken, ülkeye ait hayati kararları nasıl veriyorsun?’’*Bu sabah, kalkıp yüzümü yıkarken aynada kendime gözüm ilişti. Keyifle gülümseyip,‘‘Hoyttara hoyt!..’’dedim. O da bana,‘‘Züttürü züyt!..’’dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!