‘O 10 saniye çok kritik’

Güncelleme Tarihi:

‘O 10 saniye çok kritik’
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2022 07:00

Özsavunma, beklenmedik bir anda şiddete maruz kalma durumunda kişinin kendini kurtarabilecek 10 saniyelik bir zaman yaratabilme stratejisi olarak tanımlanıyor. Garip ve Zeycan Yıldırım Vakfı kadınlara bunu öğrettikleri bir program başlatmıştı. Programın hedef kitlesini genişletmeyi amaçlayan vakfın direktörü Zeycan Rochelle Yıldırım: “Her kadın kendini koruyabilmeli.”

Haberin Devamı

Günümüzde kadınlar ne sokakta ne de toplu taşıma araçlarında kendini güvende hissediyor. Tehlike korkusu yaşamak strese neden oluyor. Garip ve Zeycan Yıldırım Vakfı bu konuda fark yaratmak için bir süre önce ‘Özsavunma Programı’ başlattı. Bugüne kadar öğrenciden çalışana farklı yaşlarda 450 kadına ücretsiz özsavunma dersi verildi. Hedef bu sayıyı arttırmak.

FOTOĞRAFLAR: SELÇUK ŞAMİLOĞLU

Vakfın direktörü Zeycan Rochelle Yıldırım cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi konularındaki çalışmalarıyla biliniyor. İşinsanı Yüksel Yıldırım’la Amerikalı siyah bir annenin kızı olmasından dolayı iki ülkenin kültürünü de deneyimlemiş. Kadına şiddetin küresel bir sorun olduğuna dikkat çeken Yıldırım, ‘Özsavunma Programı’nın da ilk öğrencilerinden. Özsavunma, sokakta beklenmedik bir anda şiddete maruz kalmaları durumunda kişilerin kendini kurtarabilecek/kaçabilecek 10 saniyelik zaman yaratabilme stratejisi olarak özetlenebilir. “Türkiye’de kadınların yüzde 38’i hayatında en az bir kez fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalıyor” bilgisini veren Yıldırım sorularımızı yanıtladı.

Haberin Devamı

Cinsiyet eşitliği ve kadına şiddet konularına olan hassasiyetinizi ne zaman fark ettiniz?

Töre cinayeti tanımını ilk duyduğumda 14 yaşımdaydım. İngilizce öğretmenime bunun ne anlama geldiğini sordum. Kızlar ailelerine karşı çıktığında bazen ailelerinin onları öldürdüğünü anlattı. Sonrasında yaptığım araştırmada töre cinayetlerinin Türkiye’de yaygın olduğunu öğrendim.
14 yaşında bir kız olarak benimle aynı yaşta hemcinslerimin karşı karşıya kaldığı bu durum beni çok etkiledi.

O zamanlar Samsun’dasınız ama sonra ABD’ye taşınıyorsunuz. Bu konulara ilginiz devam etti mi?

16 yaşıma basmadan ABD’ye taşındık. Atlanta’da işletme ve pazarlama dalında üniversite eğitimime başladım. İlk yılımda öğrencilerden tutkulu olduğumuz konuda bir sunum yapmamız istendi. Ben de konu olarak töre cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti seçtim.

‘O 10 saniye çok kritik’

Zeycan Rochelle Yıldırım ‘Özsavunma Programı’nın ilk öğrencilerindendi. Kendisine gönüllü eğitmen Kaan Nebioğlu ders verdi.

Haberin Devamı

Sunumunuza tepkiler nasıldı?

Sorular sormaya başladılar: Genç bir kız neden öldürülmüştü? Makyaj mı yapmıştı? Ailesi bundan dolayı neden ona kızmıştı? Bir kız evleneceği kişiyi neden seçemiyordu... Sanırım onları en çok genç kızları öldüren kişilerin babaları ya da erkek kardeşleri olmaları şaşırttı. Daha sonra kadın ticareti konusuna eğildim. Savunmasız kızların erkek arkadaşları tarafından nasıl kandırıldığını gördüm. Bu konulara dikkat çekmek için o dönem güzellik yarışmasına katıldım. Dereceye girseydim sesimi duyurma fırsatı bulacaktım.

Burada hem de tanıdık bir taksici beni tenha bir yere götürdü. ABD’de ise zorla arabaya bindirmeye çalıştılar.

ABD ile Türkiye arasındaki kültür farklılığı sizi nasıl etkiledi?

Türkiye’de ailenin, toplumun ne düşündüğü önemli. Ben aynı zamanda yarı siyah bir Amerikalıyım. Siyah Amerikalılar daha özgür ruhlu. Özgürce giyiniyorlar, dans ediyorlar. 18 yaşına gelince evden ayrılıyorsun, kararlarını kendin veriyorsun. Türkiye’de birçok kişi evlenene kadar ailesiyle yaşıyor. Bu yüzden arada kaldığım zamanlar elbette oldu. Hangisi doğru, hangisi yanlış diye düşünüyordum. Sonra önemli olanın seni neyin rahat hissettirdiği olduğunu anladım.

Haberin Devamı

Moda üzerine de eğitim gördünüz, değil mi?

9 yaşımdan beri moda tasarımcısı olmak istiyordum. Bence giyinmekte büyük bir güç var. Güzel tepkiler almak insana kendini iyi hissettiriyor. Ben de eğitimine görüp bu platformu bakış açılarını değiştirmek için kullanmaya karar verdim. Tasarımcı olacak ve sesimi  duyuracaktım. Kendi vakfımı kuracaktım. Ama bu şekilde olmadı. Önce vakıfta çalışmaya başladım.

‘O 10 saniye çok kritik’

Aileniz sizi bu konularda, vakıf çalışmalarında destekledi mi?

Aslında Türkiye’ye dönmek aklımda yoktu. Yaz tatili için gelmiştim. Gelecekte ne yapmak istediğime karar verme aşamasındaydım. Babam vakıf çatısı altında ne istersem yapabileceğimi söyledi. Bana destek olma sözü verdi. Annem de insanlara yardım etmeyi çok seven biri. Babam şimdi “Annene benzediğini görmek harika. Buradasın ve bunları tüm kalbinle yapıyorsun” diyor. Benimle gurur duyduğunu görüyorum. 

Haberin Devamı

Arada başka kampanyalar da var ama en yeni projeniz özsavunma dersleriyle ilgili...

“Başka neler yapabiliriz” diye düşünürken “Her kadın özsavunmayla kendini koruyabilmeli” dedim. Ve bugüne kadar 450 kadın ücretsiz özsavunma eğitimi gördü.

Siz hiç sokakta ayrımcılığa, şiddete maruz kaldınız mı?

2015’te tatil için Türkiye’ye geldim. Ben çocukken komşumuzun özel şoförlüğünü yapan bir taksici vardı. Bana “Yabancı taksiye binme, beni ara” diyerek telefonunu verdi. Bir akşam arkadaşlarımla buluşmaya giderken çağırdım. Üzerimde kalın bir kaban ve ayağımda topuklu ayakkabılar vardı. Bana “Ne kadar çok kilo vermişsin. Çok güzel görünüyorsun” dedi. Rahatsız olmuştum. Dönüşte almak için ısrar etti. 1.5 saat sonra gelebileceğini söyledim. Dediğim saatte kapıya gelip çıkmam için üzerimde baskı oluşturmaya başladı. “Seni bekliyorum. Neredesin” gibi. Arabadayken eve yaklaştığımızda farklı bir yola saptı. “Nereye gidiyorsun” diye sorduğumda arka yoldan gittiğini söyledi. “Arka yol yok. Beni eve götür” dedim. Beni tenha bir yere götürdü. Arabayı durdurdu. Çok korktum. Bir süre düşündükten sonra arabayı tekrar çalıştırdı ve beni evime bıraktı. Ama bu sadece Türkiye’de başıma gelmedi. ABD’de 12 yaşımdayken bir grup adam kuzenimle beni takip edip bizi arabalarına zorla bindirmeye çalıştılar.

Haberin Devamı

‘O 10 saniye çok kritik’

‘Ya öleceksiniz ya kaçacaksınız’

Özsavunma da bir çeşit şiddet değil mi?

Saldırıya uğradığınızda ya öleceksiniz ya da kaçacaksınız. İşte tam da bu durumda kadının kendini savunmasına özsavunma diyoruz.

Karşı cinsin yürüttüğünüz çalışmalarla ilgili yorumları nasıl?

Çevremdeki erkekler beni destekliyorlar. Ama sosyal medyada “Boşuna uğraşıyorsun”, “Tek başına hiçbir şeyi değiştiremezsin”
diyenler oluyor elbette.

 Geliri kadınlar için kullanılacak

Vakfın, Zeycan Yıldırım’ın öncülük ettiği ve tasarımını bizzat gerçekleştirdiği, Yılport Samsunspor Futbol Kulübü tarafından yürütülen ‘Dünyanın En Ağır Forması-Mor Forma’ kampanyası da bir yılı doldurdu. Forma satışının yüzde 10’u ile oluşturulan fon, kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi çalışmaları için kullanılacak. Formanın üzerinde 15 farklı dilde ‘Kadına şiddete hayır’ yazıyor.

 ‘Gerçek kavgalar süslü hareketler içermez’

 Kaan Nebioğlu-Özsavunma eğitmeni

*Savaş sanatları bize şunu söylüyor: Maruz kaldığınız şiddetten en az artı bir fazlasını göstermediğiniz müddetçe içinde bulunduğunuz durumdan kurtulamazsınız.

*Gerçek kavgalar süslü hareketler içermez. Kazananı belirleyecek unsur en net ve kararlı vuruşu ilk kimin yapacağıdır. İlk hamleyi yapmak da bir o kadar önemlidir. 

*Tabii ki olası fiziksel şiddeti önceden sezip başlamadan bitirmek en iyi savaşçı olduğunuzu gösterir. Bunun için farkında-
lığınızı arttırmalısınız.

*Materyalleri nasıl kullanabileceğinizi bilmek ve gerektiğinde çekinmeden kullanabilmek size büyük avantaj sağlar. Vazodan kaleme, anahtardan topuklu ayakkabıya kadar hayal gücünüzü genişletebilirsiniz.

*Gerçek bir kavgaya fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da hazır olmalısınız. Mücadele sırasındaki hareketler kurguyla değil, refleks olarak çıkmak zorunda. Neden mi? Çünkü düşünmeye zaman yok. Gerçek bir kavga en fazla 10 saniye sürer.

*Savaş sanatlarıyla mücadele sporlarının farkını anlamak gerekir. Gerçek bir tehlike anında spor belki size avantaj sağlar ancak gerçekler üzücü olabilir. Sokakta kimse kimseye attığı yumruk için puan dağıtmıyor.

BAKMADAN GEÇME!