‘Her gündoğumunda benim için hâlâ umut var’

Güncelleme Tarihi:

‘Her gündoğumunda benim için hâlâ umut var’
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2023 07:00

‘Kim Milyoner Olmak İster?’ yarışma programında büyük ödülün sahibi olan Rabia Birsen Göğercin ekrandan yayılan samimiyeti ve enerjisiyle tüm Türkiye’nin sevgisini kazandı. Geçen sene Kurban Bayramı’nda geçirdiği kazayla sağ elini kaybetmişti. Ama bu talihsiz olayı ailesinin desteğiyle geride bıraktı, iyileşti, güçlendi. Onunla yaşadığı zor günleri ve geleceğe dair hayallerini konuştuk.

Haberin Devamı

Geçen hafta birçok kişi ‘Kim Milyoner Olmak İster?’ yarışma programını  konuşuyordu. Çünkü ekranda şen kahkahalı, hoşsohbet Rabia Birsen Göğercin vardı. Geçen sene Kurban Bayramı’nda sağ elini bileğinden nasıl kaybettiğini yarışmanın sunucusu Kenan İmirzalıoğlu’na büyük bir sakinlikle anlatıyordu. Onu dinleyen herkesi çok etkilemişti. Gecenin sonunda 1 milyon lira değerindeki soruyu bilip ödülü kazandığında biz de mutlu olduk. Rabia aslında ailesiyle Ankara’da yaşıyor. Bu nedenle yüz yüze buluşamadık ama telefonda uzun uzun dertleştik: “Çok umutsuz hissettiğim, ‘Allahım yarın sabah lütfen uyanmayayım’ diyerek yattığım günler oldu. Ama yeniden ayağa kalkma gücünü kendi içimde buldum.”

Rabia seni izleyen herkesin yüzünde bir gülümseme bıraktın. Sen hep böyle pozitif biri miydin?

Haberin Devamı

Evet, çocukluğumdan beri böyleyim. Aslında daha ziyade her zaman heyecanlı bir tiptim. Siz heyecanlı olunca etrafınızdaki insanlar da ister istemez sizden etkileniyor. Hep güler yüzlü ve enerjiktim.  

Kaç yaşındasın?

24 yaşımdayım. 28 Mayıs 1999’da doğdum.

Aslen Konyalısın ama Ankara’da yaşıyorsun. Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdin?

Hepimiz bu yarışmayı izlerken kendimizi bir deneriz ya. Bir gün annemle oturduk, soruları bilmeye çalıştık. O gün de 400 bin liralık soruya kadar doğru cevapladım. ‘Başvurayım’ dedim. Bana geri dönüş yapılacağına dair bir ümidim yoktu açıkçası. Hatta başvurduğumu bile unutmuşuz.

Ekranda olmak evden farklıdır herhalde, insan bildiğini de unutur…

Gerçekten öyle. Işıklar, ses ve stüdyonun ambiyansı sizi inanılmaz heyecanlandırıyor. Fakat Kenan Bey (İmirzalıoğlu) diye bir olgu var. Sizinle konuşuyor. Heyecanınızı dengelemenizi sağlıyor. Hem çok samimi hem çok babacan. Kelimenin tek anlamıyla müthiş bir insan.

Yarışmada gelip seni alnından öpünce neler hissettin?

O kadar heyecanlıydım ki gözlerimde ışıklar patlıyordu.

Bu kadar başarılı olabileceğini tahmin ediyor muydun?

Yok, hiç tahmin etmemiştim (gülüyor). Son soruda cevabımın yanlış çıkmasını bekliyordum, ufak çaplı bir kalp krizi geçirdim. Kendimden geçtim, ayıldım, bayıldım. 

Haberin Devamı

Yarışmada bugüne kadar 1 milyon lira ödüllü soru 5 kez açıldı, 6’ncısı da sensin. Soruyu doğru cevaplayan 2’nci kişisin. Bunu nasıl başardın?

Çok kitap okuyorum, televizyon pek izlemiyorum. İzlersem de genelde bizim evde belgesel ve haberler açık oluyor. Gezmeyi çok seviyorum ve sık sık bir yerlere gitmeye çalışıyorum. Bence insanın kültürünü arttıran şey biraz telefondan ve sosyal medyadan uzak olmak.

Sosyal medya kullanmıyor musun?

Aslında kullanmıyordum. Instagram hesabım yoktu. “Çok fazla sahte hesap açılacak, elinde ismin olsun” dediler, o yüzden 1 milyonluk soruyu gördüğüm hafta bir hesap açtım.

Peki, neden kullanmıyordun?

Etrafıma baktığımda insanların inanılmaz vaktini çaldığını gözlemliyorum. Kendime, aileme, köpeğime, kedime ayıracağım zamanı buna harcamak istemedim. Oraya girdiğinizde saatlerce kaybolabilirsiniz ve hiçbir işiniz aklınıza gelmez.

Haberin Devamı

Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden yeni mezun oldun. Neden bu bölümü seçtin? Hayallerin neler?

Adli kriminoloji istiyorum. Çocukluğumdan beri ilgimi çekiyor bu alan. Polisiye romanları da çok seviyorum. Biyoloji bölümünden mezun olanların böyle bir alanda çalışma imkânı olduğunu öğrendim.  Şimdi bir iş bulmayı hayal ediyorum.

 

‘ELDEN İBARET DEĞİLİM’

Talihsiz kazayı geçen yıl yaşadın. Programda anlattığın kadarıyla biliyorum. Baban Süleyman Bey kasap. Kurban Bayramı’nda ona yardım ediyordun, elini kıyma makinesine kaptırdın. Bu süreçte hiç umudunu kaybettiğin oldu mu?

Gerçekten hayattan kopmak istediğiniz zamanlar oluyor. Çok umutsuz hissettiğim, ‘Allahım yarın sabah lütfen uyanmayayım’ diyerek yattığım günler oldu. Ama insanın en kötü anında bile her şeyin yoluna gireceğini bilmesi gerekiyor. Saatlerce ağlıyordum ama sonra diyordum ki: ‘Rabia bu da geçecek ve her şey normalleşecek. Hayatının sonu değil, o yüzden bu kadar harap etme kendini!’ Ayağa kalkma gücünü kendi içimde buldum. Bunu herkes yapabilir bence. Dedim ki ‘Yine karşıma güzel fırsatlar çıkabilir. Her gündoğumunda, benim için hâlâ umut var.’

Haberin Devamı

Programda söylediğin bir cümle var: “Güzel şeyler gelebilir başımıza, kötü şeyler de... Şükretmeliyiz, nefes alabiliyoruz. Ama bazen sevdiklerimizin acısı, nefes bile aldırmıyor. Acıyı kendi elimde değil, babamın üzüntüsünde gördüm.” Bu duyguları nasıl atlattınız?   

Her şeyi babam, annem, abim Ethem ve kardeşim Bilal’le birlikte atlattık. Ailece hep güzel günlerin geleceğine inandık. Babamın bakışlarındaki acıyı hissettiğimde ona hep “Bu benden hiçbir şey götürmedi. Ben sadece bir elden ibaret değilim. Beni ben yapan unsurlar fikirlerim, zihnim, hal ve davranışlarım” dedim.    

Bu yaşta bu olgunluk şaşırtıyor insanı...

Bunu bana annem Tülay Sultan öğretti. Çok pozitiftir. Başımıza gelen iyi-kötü her şeyin bir sebebi olduğuna ve Allah’tan geldiğine inanır. Elimi kaybettiğim gün ameliyata girmeden yanıma geldi, “Sakın isyan etme, her şey güzel olacak” dedi.

Haberin Devamı

Kardeşlerin nasıl tepkiler verdi?  

Abim Ethem olaydan çok etkilendi. Ağlamasına engel olamıyordu. “Neden ağladığımı bilmiyorum” diyordu. Abime eşi, kardeşime arkadaşları çok destek oldu. Ben zaten kimseyi depresif bir hale sokacak hiçbir cümle kullanmıyordum. Ağrılarım olduğunda bile “Hayır, canım yanmıyor” diyordum.

Zaten iyileşmişsin Rabia…

Evet, çok uzun zaman önce iyileştim. 

Yarışmanın yeni sezonunda ödül 5 milyon lira olmuş. Bu seni üzdü mü?

Evet, duydum ama bu beni hiç etkilemedi. Benim manevi kazancım çok daha yüksek oldu. Buna her zaman çok daha fazla değer veren biri oldum.

Mustafa Düğer adlı bir işinsanı estetik protez masraflarını karşılayacağını söyledi, değil mi?

Sağ olsun, bana destek olmak istiyor. Gerçekten böyle insanların artması gerekir çünkü ben ekranda görünen sadece bir kişiyim. Büyük bir deprem yaşadık. Birçok insanın kolu veya bacağına ampütasyon yapıldı. Bu kişilere maddi ve manevi destek olmak çok önemli.

Robotik kolun var ve o daha fonksiyonel aslında. Neden estetik kol istiyorsun? İnsanların soruları nedeniyle mi?

İnsanlar şunları hiç düşünmüyor: ‘Ben bu soruyu sorarsam bu Rabia’yı nasıl etkiler, cevabını aldığımda Rabia’nın eli yerine gelir mi?’ Ne sorduklarının aslında farkında değiller. Artık insanları umursamıyorum. Hem biyonik hem de estetik kol takıp çıkarılabiliyor. İkisini de kullanabilirim.

“Bence insanın kültürünü arttıran şey biraz telefondan ve sosyal medyadan uzak olmak.”

 

‘KÖPEĞİM HASTALANDI, KEDİM HİÇBİR ŞEY YİYİP İÇMEDİ’

Kedinden ve köpeğinden bahsetmiştin. Hayvanlar her halimizi hissediyor. Kaza geçirdiğinde nasıl davrandılar?

İkisi de anladı benim durumumu. Köpeğim Win (adının anlamı ‘kazanmak’) hastalandı. Kedim Heya yattığı yerden kalkmadı, hiçbir şey yiyip içmedi. 12 gün hastanede yattım. Evde olmamam köpeğimi çok etkilemiş. 6’ncı günde getirdiler hastaneye. Ben 4’üncü kattaydım, o da hastanenin bahçesine geldi. Ben seslenince uluyordu (gülüyor).

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!