Filistin’den tahliye edilen Türk vatandaşları yaşadıklarını anlattı: ‘Anne kulaklarını kapa. Çok ses olacak, duyma, kapa! Korkma ama geçecek’

Güncelleme Tarihi:

Filistin’den tahliye edilen Türk vatandaşları yaşadıklarını anlattı: ‘Anne kulaklarını kapa. Çok ses olacak, duyma, kapa Korkma ama geçecek’
Oluşturulma Tarihi: Kasım 26, 2023 00:00

Filistin’de yaşayan Türk vatandaşlarının Mısır’dan uçakla İstanbul’a tahliyesi devam ediyor. Şu anda AFAD’ın organizasyonuyla misafirhane ve otellere yerleştirilen ancak yaklaşık 50 günü bombaların altında elektriksiz, susuz ve gıdasız geçiren, evlerini, sevdiklerini kaybeden ailelerle konuştuk.

Haberin Devamı

İsrail ve Hamas arasında 7 Ekim’de başlayan savaş hâlâ devam ediyor. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın çalışmaları ve AFAD’ın koordinasyonuyla Filistin’deki Türk vatandaşları için çalışmalar başlatıldı. Savaş yaklaşık 50 gündür devam ediyor. Filistin’den İstanbul’a toplam 318 kişi tahliye edildi ancak süreç dinamik, çalışmalar devam ediyor. AFAD görevlileri neredeyse her gün havalimanında uçak karşılıyor ve tahliyesi sağlanan kişileri misafirhanelere ve otellere yerleştirdikten sonra, giysi yardımından sağlık kontrollerine kadar birçok ihtiyaçlarını diğer kurumlarla işbirliği sağlayarak organize ediyor. Geçen hafta yine Mısır üzerinden uçakla İstanbul’a getirilen 44 kişiden 3’üyle görüştük. Savaşın başladığı ilk günden bu yana Filistin’de neler yaşadıklarını ve bundan sonra Türkiye’de nasıl bir yaşam planladıklarını sorduk.

Haberin Devamı

‘ORADA AİLEMDEN 43 KİŞİ ŞEHİT OLDU’

Ruhat A. (49)

- Filistinli bir Türk vatandaşıyım. Yüksek lisans yapmak için Türkiye’ye geldiğimde burada eşimle tanıştım ve evlendik. 8 çocuğumuz var. Bir süre Türkiye’de yaşadıktan sonra ailece Filistin’e döndük. İki büyük çocuğum Türkiye’de üniversite okuyor. Filistin’de olayların başladığı ilk sabah eşim ve 6 çocuğumla birlikte evdeydim, sabah çocukları okula götürecektim. Evden çıktığımda füzeleri gördüm ve geri dönüp haberleri açtım. İsrail’in bayram sonrası Filistin’e büyük bir saldırı planladığı, Hamas’ın da bunu öğrenip önceden harekete geçtiği anlatılıyordu. İsrail’in planı artık Gazze’yi yok etmek ve bu problemi ortadan kaldırmaktı. Katliam yapmak istediler! Öyle de oldu, artık Gazze diye bir yer yok! Sildiler Gazze’yi! Orada ailemden 43 kişi şehit oldu.

‘SAVAŞ BÖYLE OLUR MU?’

- Biz Gazze’ye yakın oturuyoruz. İlk başta bize yakın ama evimizin bölgesinden uzakta olan ablamın evine geçtik çocuklarla beraber. Orası da bombalanınca hep birlikte bizim eve döndük. Evlerimizde sığınak yok ama zaten kullandıkları silahlar sığınakları bile vuruyor. Tepemizden bombalar yağıyor ve biz bir o yana, bir bu yana koşturuyoruz. Ne zaman nereyi yakıp yıkacakları belli değil.

Haberin Devamı

- Elektrik yok, su yok, hiçbir şey yok. Evimde güneş enerjisi kullanıyordum,  komşularım da gelip bizde telefonlarını şarj ettiler. Bir de büyük su depomuz vardı, o sayede idare ettik. 

- Neden sivilleri vuruyorlar? Savaş böyle olur mu? Okulları, hastaneleri bombalıyorlar. Kadınları, çocukları, masumları öldürüyorlar! Dünya buna neden dur demiyor! Ben çocuklarımın hayatından endişe ettiğim için Türkiye’ye geldim ama Filistin’i onlara bırakacak değiliz. Eşim burada kalmak istiyor ama olmaz. İsrail’in çok tahribat aldığını, bu savaşa 1 aydan daha fazla devam edemeyeceğini düşünüyorum ve o zaman tekrar vatanıma döneceğim.

Filistin’den tahliye edilen Türk vatandaşları yaşadıklarını anlattı: ‘Anne kulaklarını kapa. Çok ses olacak, duyma, kapa Korkma ama geçecek’

Haberin Devamı

İsrail ve Hamas arasında yaşanan savaş tüm şiddetiyle sürüyor. Türk Dışişleri Bakanlığı’nın çalışmaları sonucunda AFAD aracılığıyla Filistin’de yaşayan Türk vatandaşları Türkiye’ye getiriliyor.

‘BİZ BURADA, ÇOCUKLARIMIZ GAZZE’DE SAVAŞIN İÇİNDE KALDI’

Hayâ K. (44)

- Gazze doğumluyum ve 28 yaşına kadar Gazze’den dışarı hiç çıkmadım. Daha sonra yüksek lisans yapmak için
Türkiye’ye geldim, burada eşimle tanıştım ve evlendim. O da Filistinli. 4 çocuğumuz dünyaya geldi. Çalışma izni aldıktan sonra Türkiye’de yaşamaya başladık ve doktora da yaptık. Sık sık Gazze’ye gidip ailelerimizi ziyaret ediyorduk. Son gidişimizde çocuklarımdan 8 ve 11 yaşındakiler, Gazze’de kalmak ve yaşamak için çok direttiler. Ben de babalarına durumu anlattım. 4 çocuğu da Gazze’de kayınpederime bıraktık ve biz Konya’ya döndük.

Haberin Devamı

- Eylül ayında Türk vatandaşlığımızı aldık ama çocuklarımız ısrar ettiği için buradaki işlerimizi hallettikten sonra Filistin’e dönüp orada yaşama kararı aldık. 10 Ekim’e uçak biletlerimizi aldık. Fakat 7 Ekim’de savaş başladı ve 10 Ekim’de kapılar kapandı. Çocuklarımız orada, biz burada kaldık. Elektrik ve internet olmadığı için iletişim kurmakta çok zorlandık. Onlar savaşın içindeyken bir anne olarak 44 gün burada ne yaşadığımı ifade etmem mümkün değil. Zordu diyemiyorum çünkü bu kelime hafif kalıyor. Her gün öldüm ama onlardan bir haber beklediğim için ölemedim de aslında. Onlar Türkiye’de büyüdü, Gazze’deki çocuklar gibi bombalara alışkın değiller. Buradan onların telefonlarına kontör yükledik ve şarj edebildikleri anlarda kısa görüşmeler yapabildik. 2 ve 4 yaşındakilerle zaten telefonda iletişim kuramıyordum ama büyük olanlar tam bana yaşadıklarını anlatacak ve içlerini dökeceklerken ya kontörleri ya şarjları bitiyordu ya da hat kesiliyordu. Elimden tek
gelen onlara sağ salim kavuşabilmek için dua etmekti.

Haberin Devamı

- 44 günün sonunda tahliye kararı çıktığında kayınvalidem ve kayınpederimin Türk vatandaşlığı olmadığı için onların çocuklara refakat etmesine izin vermediler. Kayınpederim sınır kapısında 4 çocuğumu önce Allah’a, sonra hiç tanımadığımız ama aynı uçakla Türkiye’ye gelen bir aileye teslim etti. Allah onlardan razı olsun! Sağ salim kavuştum çocuklarıma. Havalimanında koşup onlara sarıldığımda ağzımdan “Şükürler olsun” demekten başka bir kelime çıkmıyordu. 4 yaşındaki çocuğum yaşananlardan o kadar etkilenmiş ki, yağmur yağmaya başladığında kucağıma gelip “Anne kulaklarını kapa” dedi. “Neden oğlum” diye sorduğumda “Şimdi daha çok ses olacak, çok ses olacak, kapa kapa, duyma, korkma ama geçecek sonra” dedi. “Oğlum burada güvendeyiz, bu yağan yağmur, bomba değil” desem de ikna edemedim. Psikolojileri çok bozuk. Elbette ülkemizdeki savaş bitsin ve evimize dönelim istiyoruz ama çocuklarım iyileşmeden, onlar için vatanımızda güvenli bir ortam sağlanmadan gidemeyiz. Onları bir kez daha ateşe atamam.

Filistin’den tahliye edilen Türk vatandaşları yaşadıklarını anlattı: ‘Anne kulaklarını kapa. Çok ses olacak, duyma, kapa Korkma ama geçecek’

‘50 KİŞİ, TEK ODALI EVE SIĞINDIK’

Zekiye H. (45)

- Ailem Samsunlu, 1975 yılında Kıbrıs’a göç etmişler,  ben 1978’de Kıbrıs’ta doğdum. Üniversite okumak için Samsun’a döndüm. Çevre mühendisliğini bitirdim, yüksek lisansımı Türkiye’de yaptıktan sonra eşimle tanıştım ve 2008’de  evlendik. Eşim Filistinli. 2012’de Gazze’de ailesinin evi bombalandı ve onlara yardım için Gazze’ye gittik. 11 yıldır orada yaşıyoruz, 2 çocuğumuz var, 7 ve 9 yaşında. Gazze’nin merkezinde oturuyoruz.

- Olayların başladığı ilk gün evimizin önündeki yola işaret bombası atıldı. Bu büyük bombanın habercisidir. Biz de iki üst caddedeki görümcemin evine kaçtık çünkü 1 kilometre bile uzaklaşsanız faydası var. Güneyde bir bağ evimiz var ama biz bu bombalara alışkın olduğumuz için oraya gitmedik. Bir-iki gün sonra evimize döneriz diye düşündük. Hep birlikte görümcemin evine sığındığımızda üçüncü gün olaylar büyüdü ve bombaların altında zar zor bir taksi bulup Türkiye’ye gelmek için Refah Kapısı’na gittik ama orası da bombalanınca kapılar kapandı. Evimize dönüp, eşyaları alıp güneydeki bağ evimize geçtik. O sırada hepimizin telefonlarına arama geldi ve bir telesekreter mesajı, Gazze’yi boşaltmamızı söylüyordu.

- Bağ evimiz 1 oda-salon ama 100 ağaçlık bir arazisi var önünde. Burada savaş durumunda senin benim diye bir kavram yoktur. Görümceler ve uzak akrabalarımız hep birlikte bizim bağ evinde 50 kişi bir arada kaldık. Kadınlar ve çocuklar içeride, erkekler dışarıda yattı. Ağaçların altına döşekler kurduk. Fakat orası da bombalanmaya başladı. Başlarda günde 2 saat elektrik vardı ama sonra hiç gelmedi. Suyu da kuyudan çekiyorduk. Giderken herkes yanında tüplerini getirmişti, onları da benzin olmadığı için kuyudan su çıkarmak için kullandık. Kadınlar işbölümü yaptık ve elimizdeki unlarla ateşte ekmek pişirdik. Erkekler ormandan odun topladılar ateş yakabilmek için. İlk zamanlar marketlerde az da olsa bir şeyler vardı ama sonra neredeyse bütün Gazze buraya akın ettiği için raflarda hiçbir şey kalmadı. Her şeyin fiyatı 10’a katlandı ama paramız olmasına rağmen bulamadık.

Filistin’den tahliye edilen Türk vatandaşları yaşadıklarını anlattı: ‘Anne kulaklarını kapa. Çok ses olacak, duyma, kapa Korkma ama geçecek’

‘EVİMİZE DÖNECEĞİZ’

- Bu sırada Gazze’yi yerle bir ettiler. Orada bekleyen, kaçmayan herkes sadece kimlikleriyle çıkıp gittiler evlerinden. Zaten geride ev, okul, hastane hiçbir şey kalmadı. Gazze’den her mesaj aldığımızda kahrolduk. 25 Türk arkadaşımın evi bombalandı. 35 güne yakın bağ evinde kaldık ama son 4 gün, 2 aile daha gelince bize yer kalmadı ve evimizi bırakıp yakında olan bir arkadaşımızın evine geçtik. Tahliye edileceğimiz günü orada bekledik.

- Olayların sıcaklığıyla ve hayatta kalma güdüsüyle bir şey anlamadık ama arkadaşımızın evine geçtiğimizde yemek için masaya oturduk ve o gün anladık aslında nasıl bir şeyin içinde olduğumuzu. 1 aydan uzun süredir soframız yoktu, ilk kez masada yemek yiyorduk. Artık evimiz, düzenimiz, çocuklarımızın okulları, akrabalarımız, komşularımız, sevdiklerimiz yoktu. Yaşananlar hepimiz için zordu ama bu süreçte çocuklar için oyunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Hani hep çocukların ilk ihtiyacı oyun denir ya, gerçekten de öyleydi. Bizim çocuklarımız zaten bombalara, füze seslerine alışkınlar. Yaklaşık 20 çocuk o bağ evinin bahçesinde hep bir arada o kadar güzel oyunlar oynadılar ki, psikolojileri bu sayede ayakta kaldı, oyunun gücüyle iyileştiler.

- Sonrasında Türk vatandaşları için tahliye izni çıktığında İstanbul’a geldik. Biz bir gün mutlaka evimize döneceğiz ama bu savaşın ne zaman biteceğini kestiremiyoruz. O süreçte İstanbul’da kalmak ve çocuklarımızı buradaki Filistin okuluna göndermek istiyoruz. Karı-koca mühendis olarak çalışabileceğimiz iş arıyoruz, amacımız çocuklarımız için düzenimizi bir an önce kurmak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!