‘En çok filtrelerdeki gibi şiş dudak, kalkık burun isteniyor’

Güncelleme Tarihi:

‘En çok filtrelerdeki gibi şiş dudak, kalkık burun isteniyor’
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2021 07:00

Sosyal medya kullanırken daha hoş göründüğümüze inandığımız filtreler uyguluyoruz. Tenimiz daha pürüzsüz, yaşımız belki biraz daha genç oluyor. Ancak ileri gidip ‘kendini baştan yaratanlar’ın sayısı da az değil. Norveç influencer’lar ve reklam verenler için bir yasa çıkardı. Amaç; bu şekilde üretilen görsellerden etkilenenleri korumak. Gerçek dışı güzellik algısını uzmanlara sorduk; aralarında filtreyi çocukluktan gelen travmalara karşı ‘yara bandı’ olarak gören de var, ‘Bu uygulamalar özgüveni düşük kişilerde hastalığa varan bozukluk yapabilir’ diye uyaran da...

Haberin Devamı

‘SANAL DÜNYADA YAŞAYIP GÜZELLİĞE KOLAY YOLLA ULAŞABİLECEKLERİNİ SANIYORLAR’

Dr. Melike Külahçı, anestezi uzmanı, estetik cerrahi kliniği kurucusu

Güzellik beyinde ‘prefrontal korteksi’ harekete geçirerek bir dizi pozitif nörokimyasal salgılatır. Bu yüzden insanlık var oldukça güzellik önemli olacak. Ancak bu duyu algısının da kişilik değerleri perspektifinde abartılı olmaması gerekiyor.

Gençler sanal dünyada yaşayıp güzelliğe, estetik ameliyatlarla kolay yolla ulaşabileceklerini düşünüyorlar. Elimizde sihirli bir değnek yok. ‘Fotoşop’larla değiştirilmiş yüzlere, idealize edilmiş vücutlara bakarak spor ve beslenme önerilerini hiçe sayıp o vücutlara sahip olmak imkânsız.

BDD yani ‘beden dismorfik kişilik bozukluğu’ olanlar sürekli bedeninde kusur bulur ve onlarca ameliyat geçirerek kendini mükemmel yapmaya çalışır. Son yıllarda sayısı en hızlı yükselen bir kişilik bozukluğu.

Haberin Devamı

Mesleğimin önemli bir sorumluluğu var; hastaya neyin imkânsız olduğunu açık ve net anlatmak. Norveç resmi düzenlemelerinin bu hızla artan sayıyı frenlemek için çalışma başlattığını düşünüyorum

Bize yemek tarifi gibi birçok siteden indirilmiş yüz, saç ve vücut fotoğraflarıyla geliyorlar. Onlara neyin imkânlı, neyin imkânsız olduğunu anlatmak bazen ameliyatın kendisinden uzun sürüyor.

‘Fotoşop’ ve filtrelerle her zaman başımız dertte... En çok istenen şey filtrelerdeki gibi dudakların şiş ve dolgun, burunların kalkık görünmesi; kaş ekimi, gıdının kaybedilmesi ve kaşların kalkması. Filtre yüzdeki gölgeleri silip daha pürüzsüz, sarkmış bölgeleri de toparlayıp gösteriyor. Bir çeşit yüz germe ameliyatı.

Genç kızların filtrelerle en çok yaptığı, gözlerini daha iri göstermek. Bu estetikle kesinlikle mümkün değil. Kimi hasta gelip “Audrey Hepburn gibi koca gözlü olayım” diyor. Böyle bir cerrahi girişim yok.

‘SİVİLCELERİME RÖTUŞ YAPARAK BAŞLADIM’

Sinan Aksu, rötuşçu

Sosyal medyadaki filtrelerin güzellik algımızda çok büyük etkisi olsa da tek suçlu onlar değil. Bedensel dismorfik bozukluk çok küçük yaşlarda önce aile içinde “Bu da tosun gibi oldu” gibi söylemlerle, sonra da okul çağında akran zorbalığıyla tetiklenen bir durum.

Haberin Devamı

Tuhaftır ki bu mesleğe başlamamın da sebebi bu. Ergenliğimde çok ciddi cilt sorunlarım oldu ve hep zayıf bir çocuktum. Çevremin sanki ben orada yokmuşum gibi yüzüme söylediği şeyler kendimden nefret etmeme sebep oldu. Cildime rötuş yapmaya başladığımda 14 yaşındaydım. O zaman ne böyle bir meslek biliyordum ne de filtreler vardı. Demek istediğim, zaten çok yaralanarak yol alıyoruz. Şu an bu filtreler de yara bantları.

Olduğundan 10 yaş genç ya da 10 kilo daha zayıf görünmeyi istemek bana çok insancıl geliyor.

Yaptığımız iş 1 saniyede konulan filtreler kadar kolay değil. Kıyafetteki kırışık, saç, makyaj, dekor vs. yüzde 80 oranında rötuş aşamasında yeniden yapılıyor.

Haberin Devamı

Küçük bir çocuğun sıfırdan oluşan güzellik, estetik algısında tüm bu görsel dünyanın rolü çok büyük ve dürüst olup neyin ne kadar gerçek olduğunu paylaşmak da onlara borcumuz. Aileler çocukları korumak için en başta kendilerini geliştirip onlara zorbalıktan uzak duracakları bir temel hazırlamalı.

‘TİCARİ İŞLERDE FOTOŞOP YAPIYORUM’

Muhsin Akgün, fotoğrafçı

Sosyal medya güzellik algımızı etkiledi. Kendini sosyal medyada gördüğü fotoğraflarla kıyaslayanlar bedenlerinde kusur arayışına başlıyor; buldukları kusurlardan utanıyor ve çirkin buldukları alanlarla saatlerce uğraşabiliyor. Bu durum özgüven eksikliği ve kaygı bozukluğuna yol açıyor bence.

Fotoğrafını çektiğim kişilerden bedeninin inceltilmesi, pürüzsüzleştirilmesi, sarkık bölgelere müdahale gibi genel istekler olabiliyor. Ticari işlerimde bu isteklere olumlu yaklaşıyorum, fakat kişisel üretimlerimde bu tür müdahaleler yapmıyorum.

Haberin Devamı

“Fotoşop öğret” diyen olmuyor ama fotoğrafını gönderip fotoğrafla oynamamı isteyenler olabiliyor.

‘En çok filtrelerdeki gibi şiş dudak, kalkık burun isteniyor’

‘SOSYAL MEDYA, KÜLTÜRÜN BİR YANSIMASI’

Ezgi Taboğlu, klinik psikolog

Bu tür filtrelenmiş, üzerinde oynanmış görseller, onay ve takdir ihtiyacının dış görünüş üstünden karşılanmaya çalışıldığı narsistik bir çağın ürünü. Beden dismorfik bozukluğuyla doğrudan bir sebep-sonuç ilişkisi kurulmasa da birçok kişi, özellikle gençler, kendini sosyal medyada gördükleriyle karşılaştırıp kendi bedeninden memnuniyetsizlik duyuyor. Bedeninden zaten memnun olmayan veya özgüveni düşük kişilerde daha fazla olumsuz etki yaratıyor. Sosyal medyada geçirilen vakit arttıkça bu etki derinleşiyor.

Haberin Devamı

Olumsuz beden algısıyla bağlantılı yüksek stres, kaygı ve yeme bozukluklarıyla karşılaşabiliyoruz. Aşırı spor, sıkı diyet veya ameliyatlarla dış görünüşü değiştirme çabasını görüyoruz.

Sosyal medyadan para kazananlar için planlanan kanun, biraz kestirme bir çözüm. Sosyal medyada beden algısına dair olumlu mesajların artması, sosyal medyadaki mesajlara eleştirel yaklaşma bilincinin gelişmesi önemli.

Öte yandan sosyal medya, kültürün bir yansıması. Bu nedenle olumlu beden algısının ve özşefkat becerisinin erken yaşlarda içselleşmesini sağlamak; çocukluktan itibaren dış görünüşe odaklanmayan, özgüveni ve yaratıcılığı geliştiren oyunları, spor, sanat gibi sağlıklı faaliyetleri teşvik etmek önemli.

‘ALGORİTMALARIN OLUŞTURDUĞU TİPE DEĞİL GENÇ HALİNE DÖNMEYE ÇALIŞSA...’

Hüseyin Tırman, medikal estetik doktoru

Genel yaklaşımın tersine, kişinin yüzünde olan tüm ihtiyaçları tamamlayacak paketler hazırlıyorum. Model touch-up da erken yaşta dolgularla ilgili tüm yüzü kapsayan bir paket. 

Filtrelerin yaygınlaşmasıyla asıl yüzlerine benzemeyen ama algoritma tarafından düzenlenmiş yüzlere benzemek isteyen çok fazla kişiyle karşılaşıyorum. Aslında kendi gençlik halleri çok daha güzel olan kişiler gençleşmeyle ilgili çalışmalar yaptırmak yerine o uygulamadaki günün değerleriyle çekici kılınmış görüntüyü istiyor. Kendi oranlarıyla bağdaşmayan dudak, burun seçip istiyor.

Sosyal medyada gördüğümüz herhangi birine benzemek geçici mutluluk. Onlara benzeyerek onların ‘cazip’ hayatlarına sahip olamıyorsunuz. Bu değişim sizi orijinalinizden uzaklaştırdıkça da başka kusurlar bulup istemeye devam ediyorsunuz. Kısırdöngüye giriyor ve hem görsel kimliğinizden oluyor hem de mutsuz oluyorsunuz.

‘En çok filtrelerdeki gibi şiş dudak, kalkık burun isteniyor’

ABARTILI DÜZENLEMEYE ETİKET KONULACAK

Norveç Çocuk ve Aile Bakanlığı, ‘beden dismorfik bozukluğu’yla mücadele kapsamında sosyal medyada ortaya çıkan gerçekdışı güzellik standartlarına karşı bir yasa çıkardı. Norveç Meclisi’nde kabul edilen yasaya göre; kişinin beden ölçüleri, şekli ya da renginde değişiklik yapılan görsellerde bakanlık tarafından tasarlanan bir etiket olacak. Düzenleme, abartılı rötuşlar dışında filtreyle çekilen fotoğrafları da kapsıyor. Yasa, sosyal medya platformlarındaki reklam gönderileri için de geçerli.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!