‘Bizden sadece bu yılın değil, gelecek beş yılın çifti olur’

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2023 07:00

Onlar Türkiye’nin güldürme garantili iki ismi, Yasemin Sakallıoğlu ve İbrahim Büyükak... Bu hafta vizyona giren ‘Mutluyuz’ filminde birlikte rol olan ikiliyle buluştuk; dostluklarını, hayatlarını ve komedyenliği konuştuk: “Güldürmek hayata karşı öfkeyle başlayan ve hayatı çok tespit yaparak yaşamakla ilgili bir şey.”.

Haberin Devamı

Yılbaşı çekimi için buluşmak üzere sözleşiyoruz... Stüdyoya girdiğimde Yasemin son hazırlıklarını yapıyor, İbrahim smokinini giyiyor. Onları bir araya getiren ilk iş bu ama birbirlerinin mizahlarına çok hâkimler ve iki futbolcu gibi sık sık paslaşıyorlar. Aralarında komedi efsaneleri Zeki Alasya-Metin Akpınar’ı andıran bir uyum var. Başlıyoruz muhabbete...

- Fragman yayımlandığından beri filminiz konuşuluyor. Sinemada izleyiciyi ne bekliyor?

İbrahim Büyükak: Evliliklerini kurtarmaya çalışan bir çiftin, tatil için bir çift terapisi oteline gitmesini ve orada bazı terapi, aktiviteler ve oyunlarla ilişkilerini kurtarmaya çalışmalarını anlatıyor. Bir evlilik ve aşk hikâyesi. Kendi içinde de birçok soruyu barındırıyor; ‘en iyi arkadaştan sevgili ya da eş olur mu’, ‘aşkın ömrü üç yıl mı’ gibi...

Haberin Devamı

- İkiniz de evlisiniz. Sizce en iyi arkadaştan sevgili olur mu?

İbrahim Büyükak: Biz aslında ‘en iyi arkadaştan sevgili olur mu’ sorusunun sağlamasını yaptık. Çünkü en yakın arkadaşlarımızla evlendik.

Yasemin Sakallıoğlu: En iyi eş, en iyi arkadaştan oluyor... En iyi arkadaşlarınızı lütfen boşlamayın, gözünüzün önünde başkalarına gitmelerine asla izin vermeyin, ilişkilerini asla desteklemeyin!

- Sizin arkadaşlıklarınız hangi noktada aşka döndü? “Güzel, hoş” falan der miydiniz içten içe?

İbrahim Büyükak: “Aa yok canım hiç öyle görmüyordum” falan diyemem. Aynı lisede okuyorduk ve okulun tiyatro ekibindeydik. Çok iyi sohbet ediyorduk, muhabbetimiz iyiydi. Ama onu diğer arkadaşlarımdan farklı süzüyordum. ‘Demek ki bu arkadaşa farklı bir gözle bakıyorum’ diye düşündüm. 23 yıldır da beraberiz, bunun son beş senesi evliyiz. 2.5 yıldır da bir çocuğumuz var.

- Yasemin sen...

Yasemin Sakallıoğlu: Biz aynı sette çalışıyorduk.

- Burak (Yırtar) Bey oyuncu değil ama değil mi?

Yasemin Sakallıoğlu: Menajer ve stand up yönetmeni. Kostüm odasındaydık, ben ‘Tamam mıyız’ filminden bahsediyordum, ne kadar güzel işlenmiş konusu falan filan diye. Sonra bir baktım Burak kapının orada, beni dinleyip kafasıyla onaylıyordu. Ardından çok yakın arkadaş olduk. Burak şimdi inkâr ediyor ama bana hep asıldı, “Ben seni arkadaş olarak görüyordum” diyor, asla inanmıyorum. Sonra bir toplantı yaptık, sevgili olmalı mıyız, olmamalı mıyız diye. Birbirimize kurallarımızı söyledik ve sevgili olduk.

Haberin Devamı

- Toplantı mı, nasıl yani? Sohbet gibi bir şey miydi?

Yasemin Sakallıoğlu: Ne sohbeti, toplantı canım! Toplantıyı da Şirinevler’de bir pastanede karşılıklı pastamızı yerken yaptık. Buradan sesleniyorum; eğer uzun süreli bir ilişkiniz varsa, her 3-4 senede bir eşinizle toplantı yapmalısınız.
Çünkü insanlar değişiyor ve ilişkiler o yüzden bitiyor. Karşılıklı hayattan ne istediğinizi birbirinizle paylaşın ve ilişkinize yeniden başlamış gibi olun.

‘Bizden sadece bu yılın değil, gelecek beş yılın çifti olur’

- Seni, koyduğunuz kurallar içinde en çok zorlayan hangisiydi?

Yasemin Sakallıoğlu: Hiçbiri zorlamadı, zorlasa ilişkimiz yürümezdi.

- Filminizin adı ‘Mutluyuz’. Siz gerçekten mutlu musunuz?

Haberin Devamı

İbrahim Büyükak: Şu an çok mutluyuz; keyfimiz yerinde, güzel güzel giyinmişiz, hoş bir röportaja katıldık, burada çok tatlı arkadaşlarımız var. İçsel olarak baktığımda mutluyum ama hep mutluluğu kafamızda bir şarta bağlıyoruz.
Şu olsun mutlu olacağım, bu olsun mutlu olacağım gibi... Biraz da mutluluk kavramını hayatta tek olması gereken kavrammış gibi düşünüyoruz. Oysa insan her an mutlu olamaz. Şartlara bağlamadan, en ufacık şeyde bile o mutluluğu kendimize hatırlatmamız önemli.

Yasemin Sakallıoğlu: Bir şeyi sürekli tekrarlarsak ona inanırız ya. Bizim filmimizin ismini de insanlar çok söylesin istiyorum. “Mutluyuz”, “‘Mutluyuz’a gittim”, “‘Mutluyuz’u izledim”... Bilinçaltına işlesin, insanlar bir nebze olsun mutlu hissetsinler diliyorum. Çünkü aslında bilinçaltımızda hepimiz çok mutlu insanlar olmadığımızı biliyoruz. Dünyada, Türkiye’de, her şeyden önce hayatımızda bizi mutlu edecek çok az şey var. O yüzden bu filmin adı ‘Mutluyuz’ olsun istedik ki en çok izleyeni mutlu etsin.

Haberin Devamı

- Yasemin daha önce senin bir dizine konuk oyuncu olarak katılmıştı ama bu ilk partnerliğiniz. Senaryo da sana ait. Gerçekten Yasemin’e hayal ederek mi yazdın senaryoyu?

Yasemin Sakallıoğlu: Aslında İbrahim üç kadının hikâyesini çekmek istiyordu. O kadınlardan biri olacaktım. Bu filmle fark ettim ki gerçekten çok güzel kadın hikâyesi yazıyormuş. Bugüne kadar hep erkeklerin etrafında dolanmış ama aslında içindeki büyük potansiyeli bana saklamış.

İbrahim Büyükak: İçimdeki kadın Yasemin’miş (gülüyor). Bir gece arkadaşımızın mekânında karşılaştık, orada Yasemin’le vakit geçirdikçe aramızda “Biz bir çift hikâyesi yapalım mı” diye bir konuşma geçti. Senaryonun başından itibaren senaryoyu Yasemin’le ben oynayacakmışız gibi düşünerek yazdım. Aklımda Yasemin’den başka hiçbir oyuncu yoktu.

Haberin Devamı

- Nasıl partnerler oldunuz?

Yasemin Sakallıoğlu: Bölüşmeyi bilen... Birbirimizle konuştuğumuzda birbirimizin karakterini beslemek için çaba sarf ediyoruz, o noktada sende de bir şey oluşuyor, İbrahim’le aramızda bunu gördüm.

İbrahim Büyükak: Yasemin’le vakit geçirdikçe arkadaş olarak çok sevdim, aramızdaki sinerji gün geçtikçe o kadar yükseldi ki montajdaki ilk görüntüleri izlediğimde çok mutlu oldum. “Tamamdır” dedim.

- Sizden yılın çifti olur mu?

İbrahim Büyükak: Bizden sadece bu yılın değil, gelecek beş yılın çifti olur.

Yasemin Sakallıoğlu: Buna çok niyetimiz var.

İbrahim Büyükak: ‘İstanbul için ilk çağrı’ (gülüyor).

‘Bizden sadece bu yılın değil, gelecek beş yılın çifti olur’

 

KENDİYLE BARIŞIK ERKEKLER KOMİK KADIN SEVER

- Siz hep komik miydiniz?

İbrahim Büyükak: Kendimi bildim bileli... En basit şakalarla başladı, “Abiye göster”lerle falan...

Yasemin Sakallıoğlu: Onay bağımlılığı...

İbrahim Büyükak: Okul yıllarında da komik çocuktum. Arkadaşlarım “Sen bir şeyler yaz, onu oynayalım” derdi, zaten onların gazıyla girdim ve devam ettim.

- Sen...

Yasemin Sakallıoğlu: Ben komik olmak zorundaydım çünkü etrafımda hiç komik şeyler yaşanmıyordu, başa çıkabilmek için komik oldum. Bazen komedyenlik sizin yapmak zorunda olduğunuz bir şeye dönüşüyor, sonra da mesleğiniz oluyor.

- Ne yaşadın? Çok mu dram vardı hayatında?

Yasemin Sakallıoğlu: Geliyor mu reytingler? Hayatın içinde var aslında bunlar. Bazı insanlar bunu daha çok fark ediyorlar, ben de bu insanlardan biriyim. Kötü olanı daha çok gören, onu kurtarmak isteyen, bu belli bir süre sonra sizi komedyen yapıyor.

- Güldüren insanlar hayata 1-0 önde mi başlıyor ilişkilerde de?

İbrahim Büyükak: Ben açıkçası zeki insanı çok severim, bunun kadını erkeği, benim için cinsiyeti yok. Birinin zeki olması benim için çok kıymetli, beni güldüren bir kadın, bir erkek başımın tacı. Mizah anlayışı olmayan insanlarla da çok samimiyet kuramayan biriyim. Bütün arkadaşlarım, çevrem, en sevdiğim insanlar, hep mizah anlayışları yüksek olanlar.

- Komik olmak bazı durumlarda kişiye öncelik tanıyor mu?

İbrahim Büyükak: Bazen tanıyor, bazen de zorluyor. Güldürmek hayata karşı öfkeyle başlayan ve hayatı çok tespit yaparak yaşamakla ilgili bir şey, bu bazen yorucu da olabiliyor.

- Peki hayatınıza artıları ne?

Yasemin Sakallıoğlu: Komedi bir şikâyet biçimidir, canınızı sıkan şeyleri espriye çevirip topluma şikâyet ediyorsunuz bakın böyle böyle şeyler var diye. Şikâyet etmez, içinize atarsanız hayatınız antidepresanlarla geçer, komedyenlik bu noktada çok işe yarıyor.

- “Kadınlar güldüren erkekleri sever” derler. Peki erkekler güldüren kadınları seviyor mu?

Yasemin Sakallıoğlu: İnsanların güldüren kadınları sevdiğini biliyorum ama her erkek güldüren kadını sevmeyebilir.

- Neden?

Yasemin Sakallıoğlu: Çünkü güldüren kadın zeki kadındır, kıvrak bir zekâsı vardır. Bazı erkekler kendisinden zeki
kadınları sevmez. Kendiyle barışık erkekler zeki kadını sever.

‘Bizden sadece bu yılın değil, gelecek beş yılın çifti olur’

MESLEĞE ZAYIF BAŞLADIM, ÜNLENDİKÇE YEMEK YEDİM

- Komedyenler mimiklerini çok kullanıyor. Oysa günümüzde ekranda estetiksiz yüz görmek neredeyse imkânsız. Komedinin belirli fiziksel kalıpları var mı?

İbrahim Büyükak: Bir kalıp olduğunu düşünmüyorum, keşke çok fit olabilsem, komiksen komiksindir. Göbeğim var diye bir yıl göbeğinle ilgili şaka yapamazsın. Herkes sıfır beden olmak zorunda da değil, salabiliriz ama “Komedi için saldım, komedyen olmasaydım salmam” gibi laflara da inanmıyorum.

Yasemin Sakallıoğlu: Bu çok zor soru. Yeşilçam’dan bu zamana Ayşen Gruda, Perran Kutman, Adile Naşit hep bir formun içindeydiler, onların karşısında Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit’ler vardı. Çoğu öğrenilmiş şey biz komedyenleri de bir tık zor duruma sokmuştur.

- Ne gibi?

Yasemin Sakallıoğlu: Yani çok güzel olmamalıyız, çok bakımlı olmamalıyız gibi... Mesela bugün çok şık giyindiğimi düşünüyorum, nadir olur bu, bu elbiselerin içinde de kendimi istediğim an komik hissedebiliyorum. Yavaş yavaş bunu kendi zihnimde kırmaya başladım...

- Zihninde kurguladığın ne gibi bir şey vardı?

Yasemin Sakallıoğlu: Bence ben zayıflayamadığım, yemek yemeyi çok sevdiğim için kendime bir kılıf uydurdum. Bilinçaltında kendimi korudum. ‘Nasıl olsa komedyensin sen, göbeğin de olsun’ gibi. Ama zayıfken de komik olabilirsin, bu canlandırdığın karakterin gerçekliğiyle alakalı bir şey. Bu arada ben aslında mesleğe zayıf başladım, ünlendikçe yemek yedim, ünlülüğümle kilo almam doğru orantılı.

- Parayla da doğru orantılı olabilir...

Yasemin Sakallıoğlu: Bence korku, kaygı, ünlülüğün stresi... Başarabilecek miyim diye diye kendimi yemeğe vurdum.

- Şimdi mutlu musun bu ünden?

Yasemin Sakallıoğlu: Ünden mutluyum da kilomdan mutlu değilim.

‘Bizden sadece bu yılın değil, gelecek beş yılın çifti olur’

 

AHLAKTAN YIKILIYORUM, TEMİZ, TERTEMİZ, SAF BİR HESABIM VAR

- Sosyal medyayla aranız nasıl? Kaç takipçiniz var?

Yasemin Sakallıoğlu: Ben zaten oradan geliyorum. 6 milyondan fazla takipçim var.

İbrahim Büyükak: Benim 1 milyon küsur.

- Ahlaksız teklif alıyor musunuz?

Yasemin Sakallıoğlu: Hiç almıyorum! Neden? Ben kadın değil miyim? Şaka yapıyorum, bana gelmiyor. Çok teşekkür ediyorum herkese, ahlaktan yıkılıyorum, temiz, tertemiz, saf bir hesabım var, tüm masumiyetimle oradayım.

İbrahim Büyükak: Bir şeyler yazıyorlar bazen ama ben çok direkt mesajlara bakan biri değilim.

- Neler yazıyorlar?

İbrahim Büyükak: Tuhaf şeyler yazanlar oluyor ama çok önemsenecek şeyler değil. Çünkü sosyal medyada hiçbir şeyle ilgili fikriniz olması gerekmiyor, her şeyi herkese yazabiliyorsunuz, insanlar delirmiş gibi yazma ihtiyacı hissediyor.

GÜNDE 7-8 KERE KOLTUKALTIMI DA YIKARIM

- Birbiriniz hakkında bir sır verseniz neye şaşırırız?

Yasemin Sakallıoğlu: İbrahim’le çalışmanın bir zorluğu var. tam kayıt öncesi sürekli espri yapıyor ve o kadar komik şeyler söylüyor ki, dalağınız düşükse oynamanız çok zor.

İbrahim Büyükak: Yasemin senaryoyu okuyor ve zekâsı o kadar yüksek ki çok iyi bir enerji çıkıyor, sizde ister istemez o enerjinin altında kalabilirsiniz korkusu başlıyor. Enteresan bir enerjisi var.

- Fragmanda birbirinize çift olarak puan veriyorsunuz. Siz birbirinizi puanlasanız...

Yasemin Sakallıoğlu: Hiçbir yanlışını görmedim, 10.

İbrahim Büyükak: Ben de 10 veriyorum.

- Çok sıkıcı ama böyle...

İbrahim Büyükak: Hadi 9 diyeyim.

- Neden kırdın şimdi bir puanı?

İbrahim Büyükak: Şu sebeple, otelde bile kendi çamaşırını kendi yıkıyor arkadaş. Gerçekten. Bir gece yemek yedik, “Benim kalkmam lazım, çamaşır yıkayacağım” dedi. Anlamadım. Beş yıldızlı oteldeyiz, “Bir çamaşır teknesi aldım, çamaşırı orada yıkıyorum” dedi.

Yasemin Sakallıoğlu: Evet, teknede ayaklarımla çamaşırları yıkadım. Bir gün de sette kostümümü yıkadım. Takıntı... Bu arada günde 7-8 kere koltukaltımı da yıkarım yani terlememe gerek yok.

İbrahim Büyükak: Bu kadın beni bitirecek abi (gülüyor).

- E, deodorant kullanmıyor musun?

Yasemin Sakallıoğlu: Kullanmaz mıyım? Benim kokmakla ilgili çok büyük bir korkum var. Çok korkuyorum kötü kokmaktan.
O yüzden terlemeyi beklemeden setten rica ediyorum, tuvalete gidip lavaboda koltukaltımı yıkıyorum. Günde 7-8 kere de dişlerimi fırçalıyorum halı gibi.

‘Bizden sadece bu yılın değil, gelecek beş yılın çifti olur’

 

Yasemin Sakallıoğlu ve eşi Burak Yırtar iki yıldır evliler.

KONUYU KAPATMAYA GELDİK

Yeni yıl size ne ifade ediyor?

İbrahim Büyükak: Yeni umutlar, sağlık, huzur, bereket... Yeni yıldan barış dolu bir dünya ve hayat istiyoruz. Bunlar hep söylenir ama gerçekten bunu kalben söylüyorum.

Yasemin Sakallıoğlu: İlk defa dünyanın iyileşmesini ve herkesin hayal kurabilecek kadar mutluluğu tatmasını bu kadar çok istiyorum.

- Gece 00.00 ritüelleriniz var mıdır? Kırmızı iç çamaşırı giymek, nar kırmak gibi...

Yasemin Sakallıoğlu: Hiç yok. İstediğim şeyleri not defterime yazarım. Sonra yapabilmiş miyim kontrol ederim.

İbrahim Büyükak: Biz kırmızı donun içine nar koyuyor, dürüp duvarda patlatıyoruz.

- 2023’te yüzünüzü en güldüren şey neydi?

İbrahim Büyükak: Oğlum.

Yasemin Sakallıoğlu: Sevdiklerimin hepsinin hayatta olması.

- 2023 yılında iz bırakanlar ödülü verseniz kim olurdu?

İbrahim Büyükak: Icardi.

Yasemin Sakallıoğlu: Bugün nasıl erkek komedyenler karşısında bir güç var etmeye çalışıyorsam, kadın voleybolcularımız da futbola karşı bir güç var etmeye başladılar. Şu an aklıma ilk gelen o kızlar. Ben sana bir soru sorayım, bugüne kadar ağırladığın konuklar arasında sabaha kadar dertleşsem dediğin bir isim oldu mu?

- İkinizle dertleşebiliriz bence sabaha kadar.

Yasemin Sakallıoğlu: Ya bizim öyle bir etkimiz var işte.

İbrahim Büyükak: Biz zaten diğer isimlere avans vermiştik. Hadi, bütün ekran çiftleri eteğindeki taşı döksün biz konuyu kapatmaya geldik.

‘Bizden sadece bu yılın değil, gelecek beş yılın çifti olur’

 

İbrahim Büyükak eşi Nurdan Beşen ile liseden arkadaş. Çift 23 yıldır birlikte.

FORMÜL, MUTSUZ OLMAYI DA BİRLİKTE BECEREBİLMEK

- Filmdeki çiftimiz gibi siz de hiç çift terapisine gittiniz mi?

Yasemin Sakallıoğlu: Yok, ben kendi başıma, çevremdeki herkesin yerine gidiyorum.

İbrahim Büyükak: Benim eşim psikolog.

Yasemin Sakallıoğlu: Siz 7/24 çift terapisindesiniz o zaman.

İbrahim Büyükak: İşini özel hayatına karıştırmaz. Ama yazdığım karakterlerin geçmişlerine dair fikir verir. Bu karakter bunu yapıyorsa şöyle bir ailesi vardır gibi.

- Sizce ideal ilişki nasıl olmalı?

İbrahim Büyükak: İdeal ilişkinin formülü, mutlu olmak kadar mutsuz olmayı da birlikte becerebilmek.

Yasemin Sakallıoğlu: Benim için tüm değişenlere ayak uydurmak ideal ilişkiyi sağlıyor. O yüzden her ilişkinin aynı telefonlar gibi birkaç zamanda bir güncellenmesi gerekiyor.

BAKMADAN GEÇME!